ويكيبيديا

    "yan" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الجانبية
        
    • المجاورة
        
    • المجاور
        
    • الجانبي
        
    • يان
        
    • الجانب
        
    • جانب
        
    • جانبيّة
        
    • احترق
        
    • جنب
        
    • الجوار
        
    • الجانبيّة
        
    • الجانبيه
        
    • جانبه
        
    • جانبها
        
    yan etki profili geldiğinde ve gittiğinde bütün ailesi acı çekti. TED عانت كل عائلتها عندما عانت من حالة متقلبة من الأضرار الجانبية.
    Bu seçimler aslında bizi iki tehlikeli yan etkiyle bıraktı. TED وقد تركت لنا هذه الخيارات اثنين من الآثار الجانبية الخطيرة.
    yan odada, bu odada, bütün diğer odalarda... her zaman birileri var. Open Subtitles دائماً يوجد شخص بالغرفة المجاورة وفى هذه الغرفة ، وفى كل مكان
    Özür dilerim, küçük kız. Lugash'ın yan odadaki öfke kontrolü dersine gitmesi gerekiyor. Open Subtitles أنا آسف أيتها الفتاة الصغيرة ، يجب أن أذهب لصف معالجة الغضب المجاور
    Buzultaşı genellikle dağ tipi buzulların açtıkları vadilerin yan kısımlarında oluşan tortul çökeltilerdir. TED بحافلاتهم التي تسير على وفوق الركام الجانبي لإيصال الزائرين إلى سطح النهر المتجمد.
    Ben de Tampa Bay Devil Rays'ten Esteban yan. Open Subtitles أنا إستيبان يان من فريق تامبا باي ديفل رايز
    Kahretsin. yan tarafa bakacağım. Hâlâ şu fenere ihtiyacın var mı? Open Subtitles سحقاً، سأذهب على الجانب هل ما زلت تحتاج لذلك المصباح ؟
    Bir süre önce sesin yan duvarlara çarpmasının birkaç yolunu keşfettim. TED منذ بعض الوقت، قمت بالتقاط عدة طرق لاصطدام الصوت بالجدران الجانبية.
    Olası yan etkiler; mide bulantısı, körlük, boyun ağrısı, ishal. Open Subtitles الآثار الجانبية قَدْ تَتضمّنُ الغثيان، العمى، فصل الرأس، نَزيز مستقيمي.
    Bahisler 30'a 1 olacak ayrıca her harf için yan bahisler olacak. Open Subtitles تلك من واحد الى ثلاثون احتمال بالاضافة الى الرهانات الجانبية للحروف الفردية
    Esneme bazı anti depresanların yan etkisidir belli ki birini kullanıyorsun. Open Subtitles التثاؤب أحد الأعراض الجانبية لمضادات الاكتئاب التي تتناولها على ما يبدو
    yan yana duran sağdaki iki azı dişte altın dolgu varmış. Open Subtitles لديه حشوات أسنان ذهبيّة في الأضراس اليمنى المجاورة ويتخللها بالقواطع اليسرى
    R-E-D Tamam, anne sadece yan odada iyi tatlım olacak? Open Subtitles حسناً عزيزى ، ماما ستكون فى الغرفة المجاورة حسناً ؟
    Sen ve yan hücredeki çocuk üzerinde çok etkim var. Open Subtitles لدي أدلة شبه مؤكدة أنك أنت وزميلك في الزنزانة المجاورة
    Köpekte işte böyle kayboldu... ve yan komşunun güneş saati döndü. Open Subtitles وهذا يفسر فقدان الكلب ويفسر دوران الساعة الشمسية في البيت المجاور
    yan taraftaki ana evde yaşıyoruz, burada fırında çalışıyoruz, tüm kazançlar da Lancester'dan daha fazla arsa almaya gidiyor. Open Subtitles نعيش في المنزل الرئيسي المجاور نعمل هنا في المخبز و جميع الأرباح نشتري بها أراضي إضافيه في مدينة لانكاستير
    yan çizgiden bir oyun arayışı içindeler, ve zamanları neredeyse tükendi. Open Subtitles انهم يتطلعون الى لعبة من الخط الجانبي وقد نفد الوقت تقريبا
    Çin mahallesine gidip, ispiyoncusu Danny yan'e bir ziyarette bulunacağım. Open Subtitles سأذهب إلى الحي الصيني, وأرى جاسوسها داني يان.
    Sonra yan taraftan seyircilerin üzerine döküverdim. Open Subtitles وبعد ذلك تخلصت منه على الجانب وألقيته على كل الناس و الجماهير ثم لقد كان هذا فظيعا
    yan tarafta tüylerini düzelten erkek ondan iki kat daha büyük ve bu yaşlı erkek onu lider yaptı. TED والذكر الذي يقوم بالتودد إليه على جانب الصورة أكبر منه بمرتين، وهذا الذكر المسن هو الذي جعل منه قائداً
    İlaçların sende hiç yan etkisi olmuyor, ki bu tuhaf. Open Subtitles أنت لا تعاني أيّة أعراض جانبيّة من أدويتك وهذا غريب
    Bize ihanet ettin keşiş. Şimdi yan cehennemde! Open Subtitles لقد خنتنا ايها الراهب الان احترق في الجحيم
    Ayrıca bu yerel otobüsler, şehir merkezine yaklaştıklarında, hepsi yan yana hareket eder ve bir ana cadde üzerinde büyük ölçüde birleşirler. TED و كلما سارت هذه الحافلات المحلية لتصل إلى قلب المدينة مرت كلها جنبا إلى جنب لتلتقي كلها تقريبا في طريق رئيسي واحد
    O bölümün hep yan taraftaki bara ait olduğunu sanıyordum. Open Subtitles لطالما ظننت أن تلك ملكية الحانة التي توجد في الجوار.
    travma ve yan etkilerle sonuçlanan zararlar vermesi çok sık görülüyordu. TED الإبر تسبّب أضرارا للأعضاء، الأمر الذي يؤدي إلى الصدمة والآثار الجانبيّة.
    - Talihsiz bir yan etki. Open Subtitles ولكن يسبب أضرار مستديمه فى المخ من الآثار الجانبيه السيئه
    Ali, Mekke elçisiyle yan yana, anlaşmayı yazıyordu. Open Subtitles على كان يضع الملاحظات مع المفاوضين من مكة إلى جانبه
    Dişi kraliçe balığı yan olarak yüzüyor ve yumurtalarını dağıtıyor. Open Subtitles أنثى السمكة الملكة تسبح على جانبها بينما هي توزع بيوضها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد