ويكيبيديا

    "yapacağı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • سيفعله
        
    • يفعله
        
    • سيفعل
        
    • ستفعله
        
    • ليفعله
        
    • يقوم به
        
    • سيفعلها
        
    • أفعال
        
    • تصرفات
        
    • سيقوم به
        
    • شيم
        
    • سيفعلهُ
        
    • لتفعله
        
    • طباع
        
    • يقوم بها
        
    Evlendikten sonra yapacağı ilk iş hızlı davranıp hisselerini birleştirecek. Open Subtitles اول شيء سيفعله بعد زواجه منها هو التحرك سريعا للاستيلاء
    Az önce yaptığım şey, bundan böyle Kim Tan'ın sana yapacağı şeydi. Open Subtitles ما فعلته للتو هو ما سيفعله بكِ كيم تان من الان فصاعداَ
    Amy herhangi birimizin yapacağı şeyi yaptı: Bunu kameraya kaydetti. TED وقد قامت إيمي بعمل ما قد يفعله معظمنا: قامت بتصويره.
    Şu an önemsediğim tek şey, yapacağı şeyi yapmadan onu durdurmak. Open Subtitles كل ما يهمنى الآن هو أن أمنعه من فعل ما يفعله
    Mocus, Mayın'ın yapacağı her şeyi yapacak demek oluyor bu. Open Subtitles وهذا يعني في الأساس موكيس سيفعل ما الماينفيلد ما سيفعل
    Annemin yaşasa yapacağı şeyi yapıyorum, işte bu yüzden bunu yapacağım. Open Subtitles أعتقد أن هذا ما كانت ستفعله أمي، لذا هذا ما سأفعله.
    Evet ama ponpon kızlığın İsa'nın yapacağı bir şey olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles صحيح، لكن الآن لستُ متأكدة بأن التشجيع ما كان سيفعله المسيح.
    Tanrım, ışınlanmanın; yolculuk, ekonomi, insani yardıma yapacağı etkiyi düşün. Open Subtitles فكِروا بما سيفعله التنقل الفوري بمسألة السفر والاقتصار والمساعدات الإنسانية
    Seni bulursa ne yapacağı hakkında en ufak bir fikrin yok. Open Subtitles لا تملك أدنى فكرة عمّ سيفعله بك لو عثر عليك هنا
    Babasıyla yan yana yürüme yükümlülüğüne girdi. yapacağı şey, bu mesajları tercüme etmek ve geleceğin genç liderlerinin zihinlerine bu mesajları aşılamak. TED تعهّد بالمشي بجانب أبيه، وما سيفعله هو ترجمة هذه الرسائل وإيصال هذه الرسائل إلى عقول قادة المستقبل الشباب.
    Ben de her gazetecinin yapacağı bir şey yaptım: Kendisine bir mektup yazdım, röportaj talebinde bulundum ve mektubu New York'taki kulesine gönderdim. TED لذلك فعلت ما كان سيفعله أي صحفي كتبت له رسالة خطيّة طلبت إجراء مقابلة معه، وأرسلتها إلى برجه في نيويورك.
    İşinin erbabı herhangi bir IT uzmanının yapacağı şeyi yapıyorum. Open Subtitles الذي يفعله أي مسؤول عن قسم المعلومات ما يساوي مرتبه
    Bunun üzerine Cochise de onurlu bir erkeğin yapacağı tek şeyi yaptı. Terk etti. Open Subtitles ففعل كوتشيس الشيء الوحيد الذي يمكن أن يفعله رجل محترم
    İnsanlar erdemlerini kaybettiler bu yüzden bir rahibin yapacağı hiçbir şey kalmadı. Open Subtitles .الناس ليسوا فضلاء هذه الأيام لذا فليس للقدّيس ما يفعله
    Arkadaşların yapacağı birşey varsa, o da beraber olmaktır. Open Subtitles إن كان هناك شيء جيد بما يفعله الناس فهو البقاء سوياً
    Eğer yine hata yaparsan kurtun yapacağı şeyden korkuyorsun. Open Subtitles أنت خائف مما سيفعل هذا الذئب إن وقعت في نفس الخطأ مجدداً
    "Sadece oynuyorduk. Böyle bir şey yapacağı aklıma gelmezdi." Open Subtitles نحن كنا نلعب فقط , لم اكن اعلم انه سيفعل هذا
    Onlar Sutter'ın sana yapacağı birşeyin bir laneti tetikleyeceğini düşünüyorlar. Open Subtitles إنهم يعتقدون بأنَّ "ساتر" سيفعل شيئاً يطلق لعنةً على المدينة
    bizim ülkemizin oğlumuz adına ne yapacağı konusunda korkuyorduk -- eşim, Orlando, ben ve ailem. TED لقد كنا خائفين مما كانت ستفعله بلادنا باسم ابننا انا و زوجي اورلاندو وعائلتنا
    Dinlenmeden önce yapacağı bir tek şeyin daha kaldığını söyledi. Open Subtitles قال أن لديه شئ واحد أخر ليفعله قبل أن يرتاح
    Acı verici gerçek ise, çoğumuzun bu dünyada yapacağı son şey onu zehirlemek olacak. TED الحقيقة المروّعة هي أنّ آخر ما سوف يقوم به معظمنا على كوكب الأرض هو تسميمه.
    Birisi, kabın içine yapacağı için bugün biraz huysuz galiba. Open Subtitles أوه ، شخص ما يبدو مضطرباً اليوم لأنه سيفعلها في كوب صغير
    Şimdi size soruyorum bu duyduklarınız sizce bir suçlunun yapacağı türden eylemler mi? Open Subtitles الآن، أسألكم أيبدو لكم هذا من أفعال مجرمٍ عنيف ؟
    Bu pisliklerin ne yapacağı belli. Open Subtitles يمكن توقّع تصرفات أولئك الأوغاد للغاية
    Robotumun bugün ne yapacağı hakkında gerçekten hiç bir bilgim yok. TED في الحقيقة ليس لدي أدنى فكرة عن ما سيقوم به روبوتي اليوم.
    Bu Hicks'in yapacağı iş değil. Open Subtitles ولكن هذا ليس من شيم هيكس.. صحيح؟ ليس على طبيعته بالمره.
    Ben gelince, yapacağı ilk şey üstümü aramak olacaktır. Open Subtitles او شئ سيفعلهُ هو انهُ سيداعبني عندما اعود
    Bu yüzden oraya gidip onun yapacağı şeyi yapın. Open Subtitles لذا. اذهبوا الى الخارج وافعلوا ما كانت لتفعله.
    Evet, en sevdiği oyuncağı dışarda unutmak pek Lucy'nin yapacağı bir şey değil. Open Subtitles نعم، انه فقط ليس من طباع (لوسي) أن تترك لعبتها في الخارج.
    Rakibinin yapacağı hamleyi çok daha önceden çözüp ona göre taktik kurmalısın. Open Subtitles المباراة تحدد على حسب عدد الحركات التي تتوقع أن يقوم بها خصمك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد