"أخبرتني" - Translation from Arabic to Turkish

    • anlattı
        
    • söylemişti
        
    • dedi
        
    • söylediğin
        
    • demiştin
        
    • söyler
        
    • bahsetti
        
    • söylemiştiniz
        
    • söylediğinde
        
    • söyleyebilir
        
    • bana
        
    • söyleseydin
        
    • dedin
        
    • söylediniz
        
    • söylediğini
        
    Geçtiğimiz günlerde bana 1948 senesinde iki kız kardeşinin ve babamın tek başlarına bir botla İsrail'e seyahat ettiklerini anlattı. TED أخبرتني منذ وقت قريب أنه في عام 1948 سافر أبي و اثنتان من أخواتها على قارب إلى إسرائيل بدون أجدادي.
    5 yaşındayken, o kadın bana su altında nefes alabileceğimi söylemişti. Open Subtitles في سن الخامسة، أخبرتني هذه المرأة أنه يمكنني التنفس تحت الماء
    Bir şirket kurmak istediğimi anneme söylediğimde bana ne dedi biliyor musunuz? Open Subtitles هل تعلمين ما الذي أخبرتني به أمي عندما أخبرتها برغبتي لإنشاء شركة؟
    Şey sen bana silahın yerini bildiğini sandığını söylediğin zaman Open Subtitles حسن ، عندما أخبرتني أنك تعتقدين أنك تعرفين مكان المسدس
    Bir zamanlar bana bir şey demiştin. Benimle evleneceğini söylemiştin. Open Subtitles لقد قلت لي شيئاً من قبل لقد أخبرتني أنك ستتزوجني
    bana o limanda ne tarz bir gemi olduğunu söyler misin? Open Subtitles هل أخبرتني بأي نوع من المراكب في نهاية ذلك الرصيف ؟
    Büyükannen bu gece Mak için planlanan şeytan çıkarma ayininden bahsetti Open Subtitles جدتك أخبرتني عن أنهم يخططون على طرد الأرواح الليلة من ماك.
    Ne yapacağıma karar verdim.Bir zamanlar bana görevimin ne olduğunu söylemiştiniz. Open Subtitles لقد قررت ما أريد فعله. لقد أخبرتني مرةً بأن أهتم بواجبي.
    Eğer o kişiyi tanımıyorlar ise, çocuklarına ikramları geri çevirmelerini öğrettiklerini anlattı. Çünkü o kişi kendilerinden daha muhtaç olabilir. TED أخبرتني أنهم يعلمون أولادهم أن يرفضوا أي شيء من أي شخص لا يعرفونه لأنه ربما ذلك الشخص يحتاجه أكثر منهم.
    - Evet. Yeğenim bana düşündüğüm kadar aşağılık olmadığını anlattı. Open Subtitles ابنة أخي أخبرتني أنك لست بنصف التملق الذي ظننتك عليه
    - Annen anlattı, gösteriden sonra belki bir şeyler yeriz. Open Subtitles أمكَ أخبرتني عن هذا، ظننتُ بأستطاعتنا تناول لقمة بعد العرض
    Etrafı denizle çevrili bir kasabada yüzme bilmememin tehlikeli olduğunu söylemişti. Open Subtitles أخبرتني من الخطاء أن لا أعرف و أنا أعيش في جزيرة
    İlk başta Mito-san, bana ailemin trafik kazasında öldüğünü söylemişti. Open Subtitles أخبرتني عمّتي في البداية أنّ والديّ ماتا في حادثٍ مروريّ.
    Annem bana onun öz babam olmadığını adamın biri olduğunu söylemişti. Open Subtitles أخبرتني أمي حينها أنه لم يكن أبي الحقيقي، كان مجرد رجل.
    bana 'hamileyim' dedi; ben de 'numaramı yırt at' dedim. Open Subtitles لقد أخبرتني بأنّها حامل ، فطلبت منها أن تحذف رقمي
    bana söylediğin her şeye inandım, ve istediğin her şeyi yaptım. Open Subtitles أتعلم، لقد صدقت كل شيء أخبرتني به وفعلت ما طلبته مني
    Bir keresinde bana senin üstüne ben gelsem çoktan yerdeydin demiştin. Unuttun mu? Open Subtitles أخبرتني مرّة أنني لو كنت قادرا على القضاء عليك لفعلت ، أتذكر ؟
    söyler misiniz acaba burada hiç muhasebeci arayan var mı? Open Subtitles هلاّ أخبرتني إن كان المحاسبون مطلوبين هنا؟
    Bir de bu canavarla evime geliyorsun. Senden de bahsetti. Open Subtitles ثم تظهر مع هذا الوحش، أجل لقد أخبرتني عنك أيضًا
    ...ikinci satırın ne anlama geldiğini bilmediğinizi söylemiştiniz, değil mi? Open Subtitles أخبرتني بأنّه ليس لديك أدنى فكرة لماذا يشير السطر الثاني
    Bayam Ferris bana yazmaya katkın olmadığını, bütün işi kocasının yaptığını söylediğinde, Open Subtitles حينما أخبرتني زوجته أنك لم تساهم في الكتابة وزوجها مارس كل العمل
    - O kısmı bilmiyorum. Bir seferliğine o kısmı sen söyleyebilir misin? Open Subtitles في الواقع، هذا الجزء الذي لا أعرفه هلا أخبرتني بالاجابة لمرة واحدة؟
    Çünkü eğer doğru söyleseydin sana bir günlük klinik işi verecektim. Open Subtitles لإنك إذا أخبرتني بالحقيقة.. كنت سأعطيك يوم واحد للعيادة هذا كذب
    Şimdi bana dedin ki her şey bittiğinde ne olacağı seni ilgilendirmemeli. Open Subtitles لقد أخبرتني أنّه ليس من شأني ما سيحدث عندما ينتهي كل هذا
    bana gördüğünüz en kötü asistan olmadığımı söylediniz, hatırladınız mı? Open Subtitles أتذكر عندما أخبرتني بأنّي لست أسوأ طبيب مقيم على الإطلاق؟
    Sonra çatışmayı, vurulduğunu ve bana kaçıp, yardım çağırmamı söylediğini. Open Subtitles ثم تبادل اطلاق النار، سقوطك أخبرتني أن أذهب لجلب المساعدة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more