"أخبرني أن" - Translation from Arabic to Turkish

• olduğunu söyle
• olduğunu söylemişti
• istedi
• dedi ki
• dediğine göre
• olduğunu söyleme
• söyle bana
• olmadığını söyle
• söyledi bana
• olmamı söyledi
• gerektiğini söyledi
• olduğunu söyledi

Lütfen bunu düzeltmek için basabileceğin bir düğme olduğunu söyle.
..أرجوك أخبرني أن هنالك زراً يمكنك الضغط عليه لإصلاح هذا..

Lütfen bana o kemerde kullanabileceğimiz başka şeylerin de olduğunu söyle.
رجاءً، أخبرني أن لديك شيء آخر في ذلك الحزام يمكننا استخدامه.

Profesör, romandaki karakterlerin fazlasıyla kendisi gibi, eğitimli ve orta sınıf insanlar olduğunu söylemişti.
الأستاذ أخبرني أن شخصياتي كانت مشابهة بشدة له، رجل متعلم من الطبقة الوسطى.

Sana bunu vermemi istedi. Benim mi? Henry benim mi?
هو أخبرني أن أقوم بإعطائك هذه؟ هو لي؟ هنري لي

Bana dedi ki: olabilecek en kötü şey... erkeğin, dudaklarını ıslak yulaf kasesine sürüyormuş gibi hissetmesidir.
.. أخبرني أن أسوء مايمكن أن يحدث هو أن يشعر الفتى أنه وضع شفتاه في طبق من الشوفان الرطب

dediğine göre o gece karısı da oradaymış, ve yangında ölmüş.
لقد أخبرني أن زوجته كانت هناك في تلك الليلة وقد لقيت حتفها في ذلك الحريق

Tanrım, Viktor lütfen babanın o fıstık kutusunda olduğunu söyleme.
فيكتور، أرجوك أخبرني أن والدك ليس في علبة الفول السودانى تلك

- Lütfen bunun en az beş yıllık olduğunu söyle bana.
من فضلك أخبرني أن هذه الصورة منذ أكثر من خمس سنوات.

Şimdi gözlerimin içine bak ve bunun berbat bir durum olmadığını söyle.
و الآن أنظر إلي في عيناي و أخبرني أن هذا غير صحيح!

Beş dakika kaldı. İki milyonun olduğunu söyle Yüzbaşı.
هناك 5 دقائق متبقية أخبرني أن لديك 2 مليون أيها النقيب

Lütfen bana bunun, beni bağışladığın kısım olduğunu söyle.
أرجوك أخبرني أن هذا هو الجزء الذي ستسامحني فيه

Lütfen cebindekinin şeker olduğunu söyle.
أرجوك أخبرني أن هذه علبه حلوى مدوّره بجيبك

Lütfen elinde fazlası olduğunu söyle.
وأرجوك أخبرني أن لديك شيء أكثر أهمية من هذا.

Bana iş gezisinde olduğunu söylemişti. Neden bundan haberim olmadı?
لقد أخبرني أن لديه سفر عمل لماذا لم أتطلع على هذا؟

Birisi bana film çekmenin kolay olduğunu söylemişti.
أحدهم أخبرني أن صناعة الأفلام ليس بالشيء السهل

Onunla ilgili kötü anılarınız olmadığı için özür dilediğini söylememi istedi size.
لقد أخبرني أن أخبركِ بأنه آسف لأنكِ لا تمتلكين ذكرى سيئة عنه؟

Ama Tanrı dedi ki kendi yolumu çizmeliymişim.
لكن الرب بنفسه أخبرني أن عليّ البحث عن طريق جديد حقاً؟

dediğine göre karaciğerim o kadar kötü durumdaymış ki yeni bir karaciğer durumu sadece daha da kötüye götürürmüş.
وراء إبعاد اسمك عن المنافسة على الكبد؟ أخبرني أن الفشل الكبدي وصل لدي لمرحلة متقدمة جداً

Maggie'nin kapatıldığını söyle bana. Bunu onaylayabilir misin Ed?
فقط أخبرني أن ماغي مؤمنه هل يمكن أن تأكد ذالك

İçinde kara elmasların bulunduğu kutu olmadığını söyle.
الآن ، أخبرني أن هذا الصندوق . ليس صندوق الماس الأسود

Eve döndüğünde arkadaşının yaralandığını söyledi bana.
عندما عاد للمنزل أخبرني أن صديقك قد تأذى

Bir arkadaşım insanlara karşı daha ilgili olmamı söyledi .
لديّ صديقٌ أخبرني أن عليّ أن أصبح أكثر إهتماماً بالبشر

Benimkinin iyi olduğunu, bende potansiyel olduğunu ve kursa gitmem gerektiğini söyledi.
أخبرني أن عملي كان جيداً جداً، وأنني أمتلك الكثير من القدرات وعليّ أن ألتحق بالمسار.

Evet. Bana babamın kendini öldürmediğini ve bir kahraman olduğunu söyledi.
لقد أخبرني أن أبي لم يقتل نفسه، بل أنه كان بطلاً..