Her hafta temizlikçi gelir. "Tanrım dualarım yine kabul oldu." | TED | وياتي ايضا كل اسبوع الحاجب ويدعو الله وياخذ هذه العطايا |
Umarım siz ve eşiniz burada güzel bir hafta geçirir. | Open Subtitles | اتمنى ان تكون انت وزوجتك قد قضيتما اسبوع ممتع معنا |
Fakat, görünüşe göre, bir hafta vey on gün diyebilirim. | Open Subtitles | ولكن ، من الظاهر أقول من اسبوع إلى عشرة أيام |
Hemde bir haftada.Yapamazsam, sekizinci gün gel vefatımın yasını tut. | Open Subtitles | بغضون اسبوع .وإنّ فشلت فتعالوا على عزائي في اليوم الثامن |
Altı ay boyunca bu eyaletten ayrılamazsın. Her hafta yoklamamız var. | Open Subtitles | لا استطيع مغادرة الولاية لستة اشهر علي الاتصال به كل اسبوع |
Yani sadece bir hafta daha, değil mi? Kesinlikle hayır mı? Evet. | Open Subtitles | لكن لقد قررت ان ارفض طلبة اعتقد انه سيكون مجرد اسبوع اخر |
Ama bence kesinlikle olmaz. Yani sadece bir hafta daha, değil mi? | Open Subtitles | لكن لقد قررت ان ارفض طلبة اعتقد انه سيكون مجرد اسبوع اخر |
Seni öldürmesi için her hafta birisine bu kadar para verebilir misin? | Open Subtitles | اتود ان تعطي شخصاً ما هذا المبلغ من المال كل اسبوع ليقتلك؟ |
Senin yaşında birini hafta içi geceleyin... kilisede görmek çok tuhaf. | Open Subtitles | انه غير عادي رؤية شخص بعمرك في كنيسه في ليله اسبوع |
Bu dergiler her hafta çıkıyor. O da bu sıklıkta sevgili değiştiriyor. | Open Subtitles | ،صديقك في هذه المجلة كل اسبوع كل مرة يظهر مع فتاه أخرى |
Muhtemelen 12 ya da 14 hafta sonra burada olur. | Open Subtitles | ويمكن على الأرجح أن يستغرق 12 اسبوعاً إلى 14 اسبوع. |
Akademide koca bir hafta geçirdikten sonra, ...oranın ve benim asla anlaşamayacağımızı anladım. | Open Subtitles | لقد منحت جورج واشنطن اسبوع كامل يبدو أنى لن أستطيع أن اكمل فيها |
Çoğu kişinin ölmesi bir hafta sürer. Çok acı vericidir. | Open Subtitles | معظم الناس بعدها يأخذون اسبوع حتى الموت انها مؤلمه للغايه |
Çoğu kişinin ölmesi bir hafta sürer. Çok acı vericidir. | Open Subtitles | معظم الناس بعدها يأخذون اسبوع حتى الموت انها مؤلمه للغايه |
Bana satan adam 1 hafta kadar etkisinde olacağımı söylemişti. | Open Subtitles | الرجل الذى باعه لى قال سأكون تحت تاثير لمدة اسبوع |
Bir hafta önce, kendi şovumun yıldızıydım, ve şimdi Hemşireleri geri çeviren adamım. | Open Subtitles | من اسبوع انا كنت بطل هذا المسلسل والان انا الشخص الذى يكره الممرضات |
haftada bir kere bu çocuklarla çalışırsın. Bu konuda çok heyecanlılar. | Open Subtitles | سوف تعمل مع هؤلاء الاولاد لمده اسبوع سوف يصبحون مثيرون للغايه |
Vay be,Rita ile bikaç haftadır çıkıyorsunuz daha eve hiç getirmedin. | Open Subtitles | انت تواعد ريتا هذه منذ اسبوع ولم تجلبها للمنزل حتى الان |
Benim için bir ilişkiyi atlatmak hiç, bir haftadan uzun sürmedi. | Open Subtitles | أنه لم يأخذ منى أكثر من اسبوع لكى انسى اى علاقة |
Zamanım yok. Yılın 51 buçuk haftası yollardayım ve bu halimi fazlasıyla seviyorum. | Open Subtitles | لا وقت لدي , فأنا اتجول منذ 51 ونصف اسبوع زيادة عن عام |
Bir haftaya kalmaz bizimkiler suçlu hissedip geri adım atacaklar. | Open Subtitles | في غضون اسبوع, أمي و أبي سيشعران بالذنب و يتراجعا |
Güney Kaliforniya'nın Parris Adası'nda 13 haftalık cehennemi bir eğitimden geçin. | Open Subtitles | فلتجربوا 13 اسبوع من الجحيم في جزيرة باريس في كارولينا الشمالية |
Kız kardeşinin sürpriz ziyaret yapmak için izin aldığım haftayı seçmesine inanamıyorum. | Open Subtitles | انا لا اصدق ان شقيتك اختارت اسبوع اجازتى لتأتى فى زيارة مُفاجئة |
Bir haftan kalsa komik olduğunu düşünmezdin. | Open Subtitles | بيت، إذا كان لديك أقل من اسبوع للعيش لا أعتقد أنك ستكون مضحك جدا، حسنا؟ |
O anda, tam 1 haftamız vardı... | Open Subtitles | الى تلك النقطة، كان لدينا حوالي اسبوع لنجد |
Eylül'ün ilk haftasında Bakersfield'da domatesler. | Open Subtitles | اول اسبوع في سبتمبر الطماطم في بيكرزفيلد |
Burada yazana göre olay yerini ormanda yürüyüş yapanlar olaydan haftalar sonra bulmuş. | Open Subtitles | أعني أن المتنزهين وصلوا إلى المكان و بلغوا السلطات بعد اسبوع من حدوثة |
Sakin bi haftaydı yoksa heryeri ben temizlerdim | Open Subtitles | كان اسبوع بطيء، والحمد لله. كان المكان كله لي وحدي |
Sıradan bir haftanın koşuşturmacası içinde... ortalama bir ulaşım polisinin karşılaştığı vakalar şunlardır: soygun, silahlı saldırı... cinayet, sarhoşluk, ruhsal hastalık, vandalizm, kaçıklık, yolsuzluk, cinsel taciz, teşhircilik... | Open Subtitles | في فصل اسبوع العمل الطبيعي شرطة الأنفاق الاعتياديون يتعاملون مع مشاكل مثل السرقة والهجمات والقتل |
Can düşmanımı bulmak için bir haftam kalmış olsaydı misafir ağırlamakla uğraşmayacağıma eminim. | Open Subtitles | اذا كان لدي اسبوع لايجاد عدوي الفاني أؤكد لك بأني لن اسلي الضيوف |