"المرأة" - Translation from Arabic to Turkish

    • kadın
        
    • kadını
        
    • kadının
        
    • kadına
        
    • kadınlar
        
    • kadınların
        
    • kadından
        
    • kadınları
        
    • bayan
        
    • kadınlara
        
    • kadında
        
    • kadınlardan
        
    • Woman
        
    • kız
        
    • kadınsın
        
    Bize nefret mailleri gönderen kadın düşmanı yöneticiyi bir Big 10 okulundan kovdurduk. TED لقد استطعنا ان نعزل عن العمل مدراء عنصرين تجاه المرأة من 10 مدارس
    Neden kadın ve erkeğin benzer olduğunu düşünmek isterler bilemiyorum. TED ولا أدري لماذا يفكرون فى أن الرجل و المرأة متماثلان
    Ve ikimiz için de bu diyalog, kadın Yürüyüşü konusunda hemfikir olmasak da birbirimizin bakış açısını anlamamızı sağladı. TED وفي رأينا، سمح لنا هذا الحوار أن نفهم وجهة نظر بعضنا البعض بخصوص مسيرة المرأة على الرغم من اختلافنا.
    Basitçe, kadını cinsel hazdan mahrum etmek için yapılan bir uygulamadır. TED انه عبارة عن عملية جراحية .. تقوض شهوة المرأة الجنسية ..
    Çünkü erkeklerin kadınların işe alınmasını desteklemeleriyle, gerçekte kaç kadının profesyonel iş sahalarında işe alınmasının bir bağlantısı olduğunu keşfettik. TED لأننا اكتشفنا رابطا بين دعم الرجال لعمل المرأة وكم تُشغّل في الحقيقة من إمرأة في المجالات المهنية في تلك الدولة.
    Bebeğini besleyen şu kadına bir bak pis, iğrenç, bir kafe köşesinde. Open Subtitles انظر إلى هذه المرأة التي تطعم طفلها، بهذا اللحم الدهني الرخيص المقرف
    Bana o mektubu yazan kadın da kendini sıkışmış hissediyor. TED المرأة التي كتبت لي تلك القصة، هي أيضا تشعر بالحصار.
    kadın bir nöroloğa gitmiş, nörolog bu duruma hayran kalmış. TED ذهبت هذه المرأة إلى طبيب أمراض عصبية وقد أذهله الأمر
    Ama tuhaf olan şu ki görünüşe göre bu kadın bir sabır modeliydi. Open Subtitles ولكن الشئ الغريب ايها السادة, هو ان, هذه المرأة كانت ظاهريا نموذجا للصبر,
    Bir kadın hastane dışında her yere makyaj malzemeleri parfümü ve mücevherleriyle gider. Open Subtitles لماذا تذهب المرأة إلى أى مكان عدا المستشفى ومعها دائماً المكياج العطر والمجوهرات
    Bir kadın hastane dışında her yere makyaj malzemeleri parfümü ve mücevherleriyle gider. Open Subtitles لماذا تذهب المرأة إلى أى مكان عدا المستشفى ومعها دائماً المكياج العطر والمجوهرات
    Üstelik bu zavallı kadın da çok büyük tehlike altında. Open Subtitles وزيادة على ذلك, فهذه المرأة المسكينة فى موقف خطير جدا
    İpek çoraplar içindeki bir kadın bacağı çok çekici olabilir. Open Subtitles ساق المرأة فى جورب حريرى يمكن أن يكون مغريا جدا
    Aşağıda bir askerin heykeli var. Ama kadını ve çocuğu koruyamıyor. TED هناك تمثال لجندي بالأسفل، لكنّه غير قادر على حماية المرأة والطفل،
    Sonra ateş etmeye başladı. Oradaki kadını vurdu, ben de bir daha vurdum. Open Subtitles ثم بدأ بإطلاق النار و أصاب تلك المرأة هناك ، لذا ضربته مجدداً
    Sonra ateş etmeye başladı. Oradaki kadını vurdu, ben de bir daha vurdum. Open Subtitles ثم بدأ بإطلاق النار و أصاب تلك المرأة هناك ، لذا ضربته مجدداً
    İmgesi hızla çoğalsa da, Kahlo'nun eserlerinin bütünü bizlere hayat, iş ve ikonun ardındaki kadının mirası hakkında basit gerçekler olmadığını hatırlatıyor. TED وعلى الرغم من انتشار صورتها، إلا أن أعمال كاهلو تذكرنا أنه لا توجد حقائق بسيطة عن حياة وعمل وإرث المرأة وراء الصورة.
    O yüzden şimdi burada, bu kadının mektubunu beraber düzenleyelim istiyorum böylelikle, hikâyelerimizi gözden geçirip nasıl düzenleyebileceğimizi görelim. TED لذا ما أريد فعله هو أنني أريد كتابة رسالة تلك المرأة مع بعضنا، الآن، لأريكم أنه يمكننا مراجعة قصصنا.
    Hey, telefonda kadının kurtulacağını sanıyorum demiştiniz. Hala öyle mi düşünüyorsunuz? Open Subtitles قلت لى على الهاتف ان المرأة سوف تعيش, هل تعتقد هذا؟
    Ve hala bu kadına borçlandığı borçla kıyaslandığında seninkiler hiçbir şey. Open Subtitles ومع ذلك لا شيء مقارن بالدين الذي تستحقه منك هذه المرأة
    Bence dünyanın bu bölümündeki kadınlar insanların yerel ve bölgesel olarak birbirine bağlanması için kültürü önemli bir etken olarak görüyorlar. TED وأعتقد أن المرأة في هذا الجزء من العالم أدركت أن الثقافة هي عنصر مهم لربط الناس على حد سواء محليا وإقليميا.
    Tabutun yanına kadar gidip bu zavallı kadından özür diliyeceksin. Open Subtitles ستقترب من ذلك النعش وتقدّم الإعتذرا لتلك المرأة المسكينة المتوفاة.
    Arap kadınları, genel anlamda, bu psikolojik tuzağa düşmüş değiller. TED بصفة عامة، المرأة العربية، لم تسقط في هذا الفخ النفسي.
    O eşarplı kadın yukarı mı çıkıyordu, aşağı mı iniyordu, bayan? Open Subtitles هذه المرأة ذات الوشاح, هل كانت اعلى السلم ام اسفله ؟
    İşkence çekmek isteyenlerin, güçlü kadınlara aşık olmalarına şaşmamak gerek. Open Subtitles لن أتعجّب إذا وقعت المرأة الجادة في حب أحد المعّذبين
    Her ne kadar yoğun çalışsa da, tümörü olan kadında olduğu gibi, yardım edemeyeceği hastalar olacaktır. TED رغم عملها الجاد، سيبقى هناك دائماً مرضى لا تستطيع مساعدتهم، كتلك المرأة المصابة بالورم.
    O pislik, erkeklerin kadınlardan üstün olduğu fikrini savunuyordu. Open Subtitles الزحف كان يدافع عن فكرة أن المرأة أدنى من الرجل.
    Bu süper gücün Wonder Woman'ın sihirli bilekliğini takmandan mı geldi acaba? Open Subtitles هل تعتقد أن قوتك الخارقة أتت من ارتدائك لسوار المرأة العجيبة السحري
    Bu arada, dün beni tanıştırdığın o güzel kız kimdi? Open Subtitles بالمناسبة، من كانت تلك المرأة الفاتنة التي رأيتها معك بالأمس؟
    Sen kendini soğuk, bencil ve büyük görmekten hoşlanan tanıdığım tek kadınsın. Open Subtitles أنتِ المرأة الوحيدة التي أعرفها التي تحب إعتبار نفسها باردة وأنانية ومتعجرفة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more