en bağlı toplumuz. Ama ben gittikçe düşünmeye başlıyorum ki sahip ya da sahip olduğumuzu düşündüğümüz ilişkiler, insan | TED | ولكنني بدأت أعتقد أن هذه الارتباطات التي نملكها أو التي نعتقد أننا نملكها هي مجرد محاكاة ساخرة للعلاقات الإنسانية. |
Gerçekten bir maziniz varmış gibi hissetmeye başlıyorum. Bu güzel. | Open Subtitles | لقد بدأت أحس يا رفاق أن لكم تاريخ انه جيد |
Araştırmaya ve bu hastalığı tedavi edecek bir yol bulmak için çalışmaya başladın. | TED | حيث بدأت في البحث لترى إذا كان بوسعك ايجاد علاج في مكان ما |
Ve ben neden şöyle dendiğini anlamaya başladım: Kuran ancak Arapça olarak Kuran'dır. | TED | وثم بدأت أفهم لماذا قيل أن القرآن هو حقا القرآن باللغة العربية فقط. |
Bu gece buraya gelmeden önce kızlarımdan bir tanesi bağırmaya başladı. | TED | فقط، قبل مجيئي إلى هنا هذه الليلة، بدأت إحدى بناتي بالصراخ. |
Bu sırada, Sophie de ona sunulan bilgilerden şüphe etmeye başlamıştı. | TED | في ذات الوقت، بدأت صوفي أيضاً بالشّك في المعلومات التي تتلقنها. |
Yanlış bilgilendirme ve yanlış anlaşılmaların bu toplumlarda hızlı bir şekilde yayılmaya başladığını ve bunun da paniği artırdığını gördük. | TED | رأينا التضليل و التصورات الخاطئة قد بدأت بالإنتشار حتى بشكل أسرع خلال هذه المجتمعات، التي أصبحت أكثر حذرا إزاء الوضع. |
Sana inanmaya başlıyorum, sanırım Joe bunu benden daha iyi kelimeye döker. | Open Subtitles | لقد بدأت أصدقك لكنني أعتقد أن جو ربما يستطيع تفسيره أفضل منك |
Yalan söylemenin senin için vazgeçilmez bir alışkanlık olduğu kanısına varmaya başlıyorum. | Open Subtitles | لقد بدأت بتكوين إنطباع، بأن ّ الكذب أصبح إحدى عاداتك التي لاتتغير. |
Benimle takılmanın ne kadar etkileyici olduğu hissine kapılmaya başlıyorum. | Open Subtitles | هل تعلم، لقد بدأت أفهم كم هو رائع الوجود معي |
Orada aklını kaçırdın ve Büyük patrona kafa tutmaya başladın. | Open Subtitles | حسناَ لقد فقدت صوابك هناك و بدأت القتال مع الرئيس |
Neticede o cesedi ortaya çıkartacaklardı Böylece ipuçlarını düzenlemeye başladın. | Open Subtitles | أخيرا كانوا سيكتشفون ذلك الجسد ، لذا بدأت بعرض الأفكار |
Bu arada Gossip Girl haberlerini okumaya ne zaman başladın? | Open Subtitles | ومنذ متى بدأت تقرأ عن فتاة النميمة على كل حال؟ |
Fotoğraflarını çekmeye başladım. Fotoğrafları kullanmak amacıyla değil de sadece kaydetmiş olmak için. | TED | بدأت بتصويرها، بدون أي نية لفعل أي شيء بالصور، لكن فقط كطريقة لتسجيلها. |
Ama bu, kitaptan çıkan bir 'hayır' serisine öncülük etti. Cephane gibi, onlara mesajlar ekleyerek duvarlara spreylemeye başladım. | TED | لكن ذلك قاد إلى سلسلة من اللاءات, جاءت من الكتاب كذخيرة، وأضفت لها عبارات، ثم بدأت برشها على الجدران. |
diye düşünmüştüm. Ama bu projede çalışmaya başlayınca, fikrimi değiştirmeye başladım. | TED | ولكن حين بدأت العمل على هذا المشروع، بدأت في تغيير رأيي. |
Her nesil, isteksizce veya bazen sökemediği bir anıt inşa eder. Fakat benim yazdığım hikaye değişmeye başladı ve benden kopmaya başladı. | TED | كل جيل يبني صرحًا يكره هدمه أو غير قادر على ذلك أحيانًا لكن أثناء الكتابة، بدأت حكايتي للقصة تتغير وكانت منفصلة عني |
Bu gizemli öykü, annemin sözleriyle benim için, yavaş yavaş aydınlanmaya başlamıştı. | Open Subtitles | القصة التي مثّلت لغزا بدأت تتكشّف لي شيئا فشيئا عبر كلمات أمي |
Bu işe başladığını biliyorum, ama seni görmek istedim. Seni özledim. | Open Subtitles | انا اعلم انك بدأت عملك ، واحببت ان اراك اشتقت اليك |
Oslo'dan, gazeteciliğe başladığı yere, Norveç'in kuzeyinde küçük bir kasabaya taşınmış | Open Subtitles | و انتقلت من أوسلو إلى .بلدةصغيرةفيجنوب النرويج. حيث بدأت بالعمل كصحفية. |
Mademki beni kavramaya başlıyorsun Katolik Hıristiyan Doktrini derslerimi öğrenmeye ne dersin? | Open Subtitles | لقد بدأت أدرك الآن فقط كم تعلّمـة مـن الدروس الديـنية التي ألقيها |
Fakat bunun yerine sen kaçmak ve yalan atmaktan ibaret akıl oyunları başlattın. | Open Subtitles | لكنك كما تعلمين بدلًا من ذلك أنتِ بدأ الجنون عندما بدأت لعبة الشطرنج |
İlk olarak o kadın başlattı. Ben mümkün olduğu kadar kendimi savundum. | Open Subtitles | تلك المرأة بدأت ذلك أوّلا أنا فقط دافعت عن نفسي بقدر الإمكان |
Size saygım sonsuz komutanım, ama canımı fena halde sıkmaya başladınız. | Open Subtitles | مع كامل احترامى سيدى , انت بدأت تتسبب لى فى الملل |
Ağlamaya başlarsan ben de ağlarım ve istediğim şeyi anlatamam. | Open Subtitles | هيا، إذا بدأت البكاء، سأبكي أنا أيضاً ولن ننتهي أبداً |
Orkestra için 'kör seçim' başladığından beri orkestralardaki kadın sayısı 5 kat arttı. | TED | عندما بدأت تجربة أداء الأوكسترا العمياء، ارتفع عدد النساء في الأوكسترا بمقدار خمسة. |
çok uzaklaştım. O kadar ki, başladığım yere geri döndüm. | TED | نعم، لقد تحسنت كثيرًا بأني عدت للموضع الذي بدأت منه. |