| Özür dilerim Büyükbaba. Benim biraz hava almam lazım. Bay Lewis. | Open Subtitles | معذرة يا جدي انا بحاجه لاستنشاق بعض الهواء النقي سيد لويس |
| Ve asla Büyükbaba'ya karşı gelemem. Ama tüm hastane vb. rezervasyonları yapacağım. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أرفض طلب جدي ، لكني سأقوم بكل الحجوزات لك |
| Bu çok kötü. Büyükbaba uzun bir süre önce bunu yapmayı bıraktı. | Open Subtitles | هذا سيء جدا، جدي توقف عن صنع خبز بونغ منذ مدة طويلة |
| Eğer siz kavga ederseniz üzülmeyeceğim. Çünkü Dede biraz değişik birisi. | Open Subtitles | ولن أتضايق إذا حصلت جدالات لأن جدي شخص غريب نوعا ما |
| - Yuh be Dede Allah bilir hala porno niyetine dergi alıyorsundur. | Open Subtitles | يا جدي أنت من المحتمل ما زلت تحْصلُ على دعارتِكَ مِنْ المجلاتِ. |
| Kimin ateş ettiğini bul. O kız senin beceriksizliğin yüzünden ölebilirdi. | Open Subtitles | جدي من أطلق النار، لكان كلّف عدم أهليّتك تلك الفتاة حياتها |
| Ama Dedemin dedesinin, gizemli güçlerle doğmuş üç keşişle ilgili hikayesini hatırladım. | Open Subtitles | ولكنني تذكرت قصة جدي جدي عن ثلاثة رهبان كانوا يملكون قوى روحية |
| Ama size söyleyeyim, Büyükbaba Silas'ın bir içki kaçakçısı oluşu bunun bizim kanımızda olması durumunu epey inandırıcı kılmış. | Open Subtitles | ولكن سأخبركم.. إنه يعمل على مسأله مثيره بأن هذا الشيء يجري في دمنا ،بسبب أن جدي كان غير شرعي |
| - Ama Büyükbaba hoca tuttu. | Open Subtitles | لكن جدي احضر لي معلما في البيت الان يصر على ذهابي للجامعه. |
| Sanırım seni taburcu etmeleri uzun sürmez, Büyükbaba. | Open Subtitles | أعتقد أنه لن يمضي وقت طويل قبل أن تخرج من هذا المكان، جدي. |
| Büyükbaba, nehir, dünya sularının oluşturduğu dev çemberin bir parçası. | Open Subtitles | جدي النهر هو دائرة كبيرة من الماء علي الأرض يا جدي |
| Büyükbaba, sen rüyanda hiç asker görmedin, bu da demek oluyor ki, onlar da şimdi seni görmüyorlar. | Open Subtitles | ولكنك لم تري جنوداً في حلمك يا جدي وهذا يعني أنهم لا يستطيعوا رؤيتك |
| Sen her şeyin yaratanı ve yönlendirenisin, Büyükbaba. | Open Subtitles | لقد جعلت الأشياء و وجتهم علي مسارهم الصحيح يا جدي |
| - Tamam "Umarım, iyileşirsin, Dede. Yakında görüşmek dileğimle. | Open Subtitles | أمل أن تتعافى قريبا يا جدي مع حبي , حفيدك فرانك |
| Avukatlığın dürüstlükle pek ilgisi yok Dede. | Open Subtitles | كوني شريف ليس له علاقة وثيقة بكوني محامي, يا جدي. |
| Dede, bir ninja kendisinden çok emin olmamalıdır. | Open Subtitles | لا يجب على النينجا أن يفرط فى الثقة يا جدي |
| Harika hikâye, Dede. Vampirde kullansaydın iyi olurdu. İyi geceler. | Open Subtitles | قصة رائعة جدي ، كان بإمكانك ضم مصاصوا الدماء لها ، طابت ليلتك |
| Ortağını bul, Rus olanı. O da bu işe bulaşmış olmalı. | Open Subtitles | جدي الشريك ، ذلك الروسي فهو منغمس في هذا الأمر أيضاً |
| Yeni bir şeyler bul, araştırma yap, kanıtları incele, tanıklarla görüş. | Open Subtitles | جدي وقائع جديدة، أجري تحرياتكِ، إبحثي عن أدلة جديدة، إلتقي بالشهود. |
| Dedemin istediği bir şey varsa o da seni babam dışında biriyle görmektir. | Open Subtitles | كل ما أراده جدي هو أن يراكِ مع رجل أخر بالإضافة إلى أبي |
| Bazı güç suistimallerinin ardından yardım sanayisi artık dünya genelinde çocuk güvenliğini ciddiye alıyor. | TED | بعد عدد من الانتهاكات بالقوة، يقوم الآن مصنع الدعم وبشكل جدي برعاية سلامة الأطفال حول العالم. |
| ciddiyim. Denise beni ekti. Birini bulmalıyım. | Open Subtitles | هذا جدي دينيس, ستخرج معي الليلة للعشاء الرئيس ينتظر مني أن أحضر صديقتي |
| - Bu yüzden dedemi seviyorum. - Hepimiz dedeleri severiz. | Open Subtitles | ـ لهذا السبب أحب جدي ـ حسناً، جميعنا نحب جدكِ |
| Büyük baba atom bombasından ölmedi mi? | Open Subtitles | ألم يمت جدي بالقنبلة الذرية على ناجازاكي؟ |
| Babam asla geri dönmemiş, çünkü büyükbabamla kavga etmiş. | Open Subtitles | حسنا، أعرف أن أبي لم يرجع أبدا بسبب شجاره مع جدي |
| Yaratıcı çabalarımı desteklediler, çünkü büyükbabam sıfırdan başlamış bir insandı. | TED | ودعموا جهودي الإبداعية، لأن جدي كان شخص كون نفسه بنفسه |
| Onun amacı soruların cevaplarını hesaplayan ciddi bir bilgi motoru olmaktır. | TED | هدفه هو أن يكون محرك بحث جدي يقوم بحساب إجابات للأسئلة. |
| büyük babam, "Parayla oynamak her zaman daha eğlencelidir" derdi. | Open Subtitles | لطالما قالت جدي أن المرح يزداد في اللعب على النقود |
| büyükbabamın arkadaşının özel bir jeti var. Buraya çabucak gelebilir. | Open Subtitles | صديق جدي عنده طائرة خاصة، إنه لن يأخذ فترة طويلة |
| Babaannem ve dedem olarak tanıdığım kişiler tarafından evlatlık edinilmişti. | TED | تم تبنيه من قبل من اعرفهم على انهم جدي وجدتي. |
| Gider gitmez seni ararım, büyükbabama selam söylediğini ve onu özlediğini söylerim. | Open Subtitles | سأتصلُ بكِ حالما اصلُ هناكَ وسأخبر جدي انكِ قلتي مرحباً وانكِ تفتقدينهُ |