"خيار" - Translation from Arabic to Turkish

    • seçeneğim
        
    • seçim
        
    • şansım
        
    • seçeneğimiz
        
    • seçeneğin
        
    • seçeneği
        
    • şansımız
        
    • çarem
        
    • şansın
        
    • çaremiz
        
    • şansı
        
    • tercih
        
    • çaresi
        
    • şans
        
    • çare
        
    Bu koşullar altında size maksimum cezayı vermekten başka seçeneğim yok. Open Subtitles وبالاخذ فى الاعتبار والظروف المحيطه بالقضيه لا يوخد خيار لكن لفرض
    Olan bu! Başka seçeneğim var mıydı? Adam bizi kazıklayacaktı. Open Subtitles لم يكن لدى خيار آخر السافل كان ذاهب الى ويلش
    - Siz seçim hakkına sahip olmayacaksınız, ama karar almadan önce Open Subtitles لم تتركوا لي اي خيار لكن قبل ان اتخذ اي قرار
    Başka bir şansım olsun isterdim. Bu senin için zor oldu biliyorum. Open Subtitles حسناً,أتمنى لو كان لديّ خيار آخر أعلم بأن هذا كان صعباً عليك
    Başka seçeneğimiz yok, bu yüzden neler olacağını görmek için sabırsızlanıyorum. TED ليس لدينا خيار آخر، لذا أنا مهتم جدًا لرؤية ما سيحدث.
    Fazla vaktin yok ve açıkçası fazla bir seçeneğin de yok. Open Subtitles ليس لديك الكثير من الوقت و فى الواقع ليس لديك خيار
    Başka seçeneği yoktu. Otomatik davranış. Bencillik de değil, özgecilik de değil. TED ليس لديه من خيار. إنه تصرف تلقائي. فهو ليس أنانياً ولا مؤثرًا.
    Başka şansımız olmasaydı ve çalmak zorunda kaldığım için çalsaydım. Open Subtitles مثل ان لا يكون لدينا خيار سوى ان نسرق شئ
    İnan bana, yardım isteyeceğim son insansın. Ama başka çarem yok. Open Subtitles صدِّقني, أنت آخر شخص أود طلب مساعدته, ليس لدي خيار آخر
    Şimdi daha zor, ama başka seçeneğim yok. Onları durdurmalıyım. Open Subtitles سأصبح اقوى الآن لكن ليس لدي خيار يجب ان اوقفهم
    Başka seçeneğim yoktu. Sen bütün hafta sonumuzu sabote etmeye çalıştıysan da. Open Subtitles ليس لدى خيار , بالرغم من أنك حاولت تخريب العطله الاسبوعيه بالكامل
    Başka seçeneğim yok. Ya onu kabul edeceğim yada seni bir daha göremeyeceğim. Open Subtitles لم يكن لدي خيار ، إما أن أرحب به أو أجازف بفقدها ثانية
    O söylediklerinden sonra, başka seçim şansım kaldığına gerçekten inanıyor musun? Open Subtitles أعني، بعد ما قلتِ أتعتقدين أنّه يوجد ليّ خيار بعد الآن؟
    Bence bu insanların kendi yapması gereken bir seçim ama teşekkürler. Open Subtitles أعتقدُ أنه خيار بإمكان الناس إختياره بأنفسهم، مع ذلك، شكراً لك
    Eline bir silah veririm ve iddia ediyorum başka şansım yoktu. Open Subtitles سأضع مسدساً في يدك، وسأدعي أنه لم يكن لدي خيار آخر.
    O zaman Shredder'ın dilediği gibi buluşmaktan başka bir seçeneğimiz yok. Open Subtitles إذاً ليس لدينا خيار إلا أن نلتقي و نحقق رغبة شريدر
    Çünkü şu anda senin de benim de başka seçeneğimiz yok. Open Subtitles لأنه ليس لديك خيار آخر ولا أنا ايضاً في الوقت الحالي
    Muhtemelen, bu çirkin davranışları sergilemekten başka bir seçeneğin olmadığını hissettin. Open Subtitles لا بد أنك ظننت أنه لا خيار أمامك إلا التصرف بوحشية
    Adamın başka seçeneği yoktu. Senin kız, onu polislere ispiyonladı. Open Subtitles لم يكن للرجل أي خيار فتاتك وشت به لرجال الشرطة
    Başka şansımız olmasaydı ve çalmak zorunda kaldığım için çalsaydım. Open Subtitles مثل ان لا يكون لدينا خيار سوى ان نسرق شئ
    Sorunun ne olduğunu bilmiyorum ama derhâl petrolü almazsak ipoteği aktifleştirip Southfork'taki sahiplik haklarınızı elinizden almaktan başka çarem kalmayacak. Open Subtitles لست متأكد أن هذا سطو لكن إذا لم نتحصل على بترولنا فوراً ليس لدي خيار سوى رفع دعوة عن القرض
    Kötü bir şey olduğunu biliyordun, ama başka şansın yoktu. Open Subtitles عرفت بأن الأمر كان سيء، لكن ما كان لديك خيار.
    Katılmayı reddederseniz, bütün iddialardan suçlu sayılmayı kabul ettiğiniz anlamına gelecek ve ceza aşamasına geçmekten başka çaremiz kalmayacak. Open Subtitles إذا رفضت المشاركة سيكون بمثابة اعتراف بالذنب من جميع النواحي ولن يكون لدينا خيار إلا المضي في إصدار الحكم
    Demirden oluşan çekirdeğin, aşırı derecede yoğunlaşarak içe doğru çökmekten başka şansı yoktur. TED لا يملك عنصر الحديد أية خيار سوى أن ينهار، وأن يصل لكثافة عالية.
    Buraya geldiğinde ne olmak istediğin konusunda tercih hakkın vardı. Open Subtitles كان لديك خيار بماذا تريدين ان تكوني عند قدومك هنا,
    Silahı kadına çevirince kocanın tek çaresi teslim olmak oluyor. Open Subtitles وهو يهدد الزوجة فلا يصبح للزوج أي خيار سوى الخضوع
    Bu makineler, Afrika'da oldukça nadir bulunuyor. Dolayısıyla ön saflarda savaşan bu bilim insanlarına örnekleri denizaşırı göndermek dışında başka şans bırakmıyor. TED تلك الآلات قليلة وبعيدة في القارة، مما يجعل العديد من العلماء يعملون بدون أي خيار آخر ما عدا إرسال العينات في الخارج.
    Başka çare bırakmadınız ve ben de Fate'in arabasına saklanmak zorunda kaldım. Open Subtitles تركتنى بلا خيار لذا التزمت بالسفر هروبا فى سيارة فيت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more