"ولكنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • Fakat
        
    • ama
        
    • ancak
        
    • de
        
    • ve
        
    • da
        
    • sadece
        
    • değil
        
    • aslında
        
    Eğer çok uluslu bir şirket olsaydık ve bu yaşansaydı bu hakaret olurdu Fakat biz sadece bir diniz. TED إذا ما كنا شركة متعددة الجنسيات أو حكومة و حدث ذلك الأمر، فسوف يكون هناك غضب، ولكنه مجرد دين.
    Çoğu insan, dikkatin odaklandığımız şeyle ilgili olduğunu düşünür, Fakat ayrıca, beynimizin filtrelemeye çalıştığı bilgi ile de ilgilidir. TED يعتقد الكثير من الناس أن الانتباه يتمحور حول ما نركّز فيه، ولكنه أيضاً يشمل المعلومات التي يحاول دماغنا تصفيتها.
    O kişi bir kitap okumaya çalışıyor Fakat müzikten ötürü odaklanamıyor. TED ذلك الشخص يحاول قراءة كتاب، ولكنه لا يستطيع التركيز بسبب الموسيقى.
    Hepsi kıyafetlerini giyip onu beklemiş, ama o asla gelmemiş. TED وكانوا يتأنقوا من اجل ذلك وينتظرونه ولكنه لم يكن يأتي
    Hayati durumu kritik, ancak stabil ve hastanede kontrol altında tutuluyor. Open Subtitles وكان فى حالة حرجة ولكنه الأن بحالة مستقرة بإحدى مستشفيات المنطقة
    Sorun değil, Fakat tüm o zaman boyunca yastığın altındaydı. Open Subtitles شيئ لا يهم، ولكنه كان تحت . الوسادة طوال الوقت
    Fakat kocasını bırakmayan oydu. Lord Edgware'le daha dün konuştum. Open Subtitles ولكنه لا يعارض فى طلاقها, لقد تحدثت الى اللورد بالأمس,
    Ona söyledim doktor, Fakat telefon numaranızı kaybettiğini ve acil olduğunu söyledi. Open Subtitles لقد أخبرته بذلك، ولكنه قال بأنه قد فقد رقمك وأنها مسألة عاجلة.
    Hitler öldürme konusunda aşırıya gitmiş olabilir Fakat doğru yoldaydı. Open Subtitles ربما تمادى هتلر فى القتل ولكنه كان على المسار الصحيح
    Bildiği kadarıyla, kalkan kendisini koruyacaktır, Fakat bundan tam olarak emin değildir. Open Subtitles على حد علمه، أن الدرع سيحميه. ولكنه لا يعلم ذلك بشكل قاطع.
    Fakat kaya bile yedikleri için hayatta kalmak onlar için zor mudur ki? Open Subtitles ولكنه من الصعب بالنسبة لهم البقاء على قيد الحياة عنما يأكلون الحجازة ؟
    - Baldır ikiz kasını elimden geldiğince iyileştirdim Fakat sinirlerde hasar oluşacak muhtemelen. Open Subtitles لقد أصلحت عضلة ساقة بأفضل ما يمكنني، ولكنه لن يكون لدية ضرر كامل
    Fakat barın sahibiyle konuştum, teklifinize teşekkür ediyor ama barı satmakla ilgilenmiyor. Open Subtitles ولكنى تحدثت مع المالك هو يقدر العرض ولكنه ليس مهتم ببيع الحانه
    aslında bitmiş sayılmaz, ama bu, insanların işbirliğine devam edebileceği süregelen bir projedir. TED وبالتالي فانه غير منته تماما، ولكنه مشروع ممتد حيث يستمر الناس في التعاون.
    O esasında 20 dolar daha fazla kazandı, ama bunu (kazanmış olduğuna) katmadı. TED في الواقع لقد حقق 20 دولار مرة واحدة ولكنه لم يضفها الى حصيلته
    aslında patent araştırmasında çalışmayı hedeflemiyordu, ama başka teknik bir iş gerçekten bulamıyordu. TED ولم يكن مهتماً للعمل في مجال براءات الاختراعات ولكنه لم يجد وظيفة غيرها
    Birileri uyuşturucu sattıklarını düşünüyor alabilir ancak, aslında ellerindeki şey virüs. Open Subtitles شخصٌ ما يعتقد أنه يبيع الكوكايين ولكنه فى الحقيقة يسلّم الفيروس
    Vega da işe müdahil olacaktı ancak polisle girdiği bir çatışmada öldü. Open Subtitles كان فيجا متورطا أيضا ولكنه لقى مصرعه فى اشتباك مسلح مع الشرطة
    Bir liderin haklı olduğu için iyi olduğuna inanmadım; öğrenmeye ve güvenmeye istekli oldukları için iyi olduklarına inandım. TED وانا اليوم أؤمن ان القائد الجيد ليس هو كذلك لانه مصيب ولكنه هو كذلك لانه مستعد للتعلم .. والثقة
    aslında orası Kalküta'da bir dükkandı, ama orası kitapları sevdiğimiz yerdi. TED وذلك في الواقع متجر في كالكتا ولكنه مكان فيه احببنا كتبنا
    ama o sinek beynindeki bir sürü nöromodülatörden sadece biri. TED ولكنه مجرد واحد من المعدلات العصبية الموجودة في دماغ الذبابة.
    Tarihçiler, bu sayının ne zaman ve nasıl keşfedildiğinden emin değil, ama hemen hemen 4.000 yıldan beri, şu veya bu şekilde biliniyor. TED لم يتأكد المؤرخين متى أو كيف تم إكتشاف هذا الرقم لأول مرة، ولكنه بات معروفا بشكل أو بأخر لما يقرب من 4,000 سنة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more