"ولكني" - Translation from Arabic to Turkish

• fakat
• ama
• Ancak
• Sadece
• de
• ve
• da
• ki
• bir

fakat bu noktada, yaratılışçılar hakkında iyi bir şey söylemek istiyorum.
ولكني أود أن أتكلم ببعض الايجابية عن مناصري نظرية الحياة المخلقة.

fakat, uzun vadede teknolojinin gerekli seviyede gelişip gelişmeyeceği de ayrı bir muamma.
ولكني قلق ما إذا كنا سنحصل على التكنولوجيا التي نحتاج على المدى الطويل

bir çoğumuz merhametin bizi tükettiğini düşünürüz, ama size söz veririm ki bu bizi gerçekten canlandıran bir şeydir.
العديد من الاشخاص يظنون ان التعاطف يجر المآسي ولكني اصدقكم القول انه في بعض الاحيان يفتح لنا أبواباً كبيرة

Ancak yükselmem için 30 saatlik alan tecrübesine daha ihtiyacım var.
ولكني لا زلت احتاج ثلاثون ساعة من العمل الميداني كي اتأهل

Endişelenme. Ben de aynı şeyi yapardım ama Sadece onun tipim olmadığını düşünürdüm.
لا تقلقي ، كنت سأفعل نفس الشيء ولكني أعتقد بأنني لست نوعه المفضل

fakat bu depresyon modelini yıllarca sürdürdüm ve veriler tuhaf görünüyordu.
ولكني أجريت نموذج الإحباط هذا لسنوات، وظهرت البيانات غريبةً بعض الشيء.

fakat inanıyorum ki, erkekler olarak ayrıcalığımızı geride bırakmanın ve sorunun yalnızca bir kısmı olmadığımızı görmenin vakti geldi.
ولكني أعتقد أننا كرجال، حان الوقت لنبدأ في رؤية ما وراء امتيازنا والاعتراف أننا لسنا فقط جزءًا من المشكلة.

fakat bütün yolları düşüneceğinizi gerçekten umarım ki siz gıda sistemi gibi şeylerde uzun dönem bakabilirsiniz ve değişiklik yapabilirsiniz.
ولكني أأمل انكم جميعا سوف تفكرون بعد اليوم في الحلول ذات الامد البعيد فيما يتعلق بنظامنا الغذائي وسوف تصنعون الفرق

fakat dolabımdaki silah buydu ve herkes artık kendine dikkat etsin.
ولكني ذهبت إلى دولابي, وعلى الجميع الحذر مني انطلاقا من الآن

Kimse de beni tanımıyor. Bu yüzden bir yabancıyım. fakat aslında yabancı değilim.
ولا أحد يعرفني هنا أنا غريبا ، ولكني لا أشعر بهذا بين الجميع

şimdi, işi tam olarak kavrayabilmiş değilim, fakat işi istiyorum.
ربما لم أكن أريد العمل في البداية, ولكني الآن أريده

Tesadüfi sonuçları her zaman sevmedim ama sahip oldukları değeri anlamayı öğrendim.
انا لا أحب دائما العواقب الغير مقصودة ولكني تعلمت حقاً ان اقدرها

Belki ben bu durumda tekimdir, ama yalnız değilim, kesinlikle yalnız değilim.
ربما أكون فريدًة في ذلك، ولكني لست وحيدًة، لست وحيدًة على الإطلاق.

ama bu hikayeyi kullanıyorum çünkü gerçekten bana yardım etmek istediler.
ولكني ذكرت هذه الحكاية لأنهم أرادوا بالفعل تقديم يد العون لي.

Ancak ben Kral'ın emrinde yaşayıp öleceğime dair bağIıIık yemini ettim.
ولكني أقسمت كمفوض وكذلك أنت بأن نحيا ونموت طبقا لقوانين الملك

İş yapma tarzını sevmiyorum, Ancak bunun gerekli olduğunu biliyorum.
لا أحب الطريقة التي تعملين بها, ولكني أرى انها ضرورية.

bir yerlerde yetişkin bir oğlum olduğunu biliyorum Ancak onu ben büyütmedim.
انا اعرف ان لدي ابن بالغ في مكان ما ولكني لم اربيه

Sadece bir kaç gün mutfak bıçaklarından ve açık pencerelerden uzak durayım yeter.
ولكني سأكون بخير فقط أبعدنى عن سكاكين المطبخ والنوافذ المفتوحة خلال الايام القادمة

ama Sadece bebek sahibi olmanın güzel yanını görüyor zor olanı değil.
ولكني أعتقد أنه يرى الجانب اللطيف من الأطفال وليس الجانب السيئ منها

Aslında böyle yaratıkları burada, yeryüzünde de bulabileceğimi fark ettim.
ولكني اكتشفت أنني أستطيع إيجاد هذه المخلوقات الفضائية على الأرض.

En eski anılarımdan biri akrabalarımdan birini uyandırmaya çalışmak ve bunu başaramamaktı.
إحدى ذكرياتي القديمة هي محاولتي إيقاظ أحد أقربائي ولكني لم أستطع ذلك.

Bunu da yapabilse keşke, yapamaz. Eğlenceye, cümbüşlere şölenlere düşkündür.
ولكني لا أعتقد أنه سيفعل ذلك، فهو مشغول بالألعاب الرياضية

Ben her zaman bir öyküyü en iyi şekilde anlatmaya çalışıyorum.
ولكني أحاول دائما إيجاد افضل طريقة لكي أروي كل قصة تصادفني