"çok şey" - Translation from Turkish to Arabic

    • الكثير من
        
    • بالكثير
        
    • أشياء كثيرة
        
    • كثيراً
        
    • الكثير مما
        
    • أمور كثيرة
        
    • كثيرا
        
    • العديد من الأشياء
        
    • الكثير الذي
        
    • هذا كثير
        
    • الكثير جداً
        
    • اشياء كثيرة
        
    • الكثر
        
    • الكثير في
        
    • الكثير الذى
        
    Bu karakteri ve kişiliğini tamamladığını düşünebileceğiniz pek çok şey var, bu yüzden süper kahraman sadece bir veya iki boyutlu değil. TED هناك الكثير من الأشياء التي يمكنك التفكير بها يدور حول الشخصية، لكي لا يكون لدى البطل الخارق بُعد واحد أو اثنين فقط.
    Senin pozisyonundaki bir bayanın bir çok şey bilebileceğini düşünmüştüm. Open Subtitles أنا أعتقد أن سيدة في موقعك تعرف الكثير من الأشياء
    Aynı anda çok şey söyleme. Sadece nerede olduğunu söyle. Open Subtitles لا تتفوه بالكثير من الكلمات قل لي أين أنت وحسب
    Bilmem gereken ama bilmediğim o kadar çok şey var ki. Open Subtitles هنالك أشياء كثيرة أعتقد أن عليّ أن أعلمها لكنني لا أعلمها.
    Klasik müzik hakkında çok şey bilmem ama, hoşuma gitti. Open Subtitles لم أكن أستمع كثيراً إلى الموسيقى الكلاسيكيّة لكنّني أحببت ذلك
    Hayır, ben bu öğleden sonra yapacak çok şey var. Open Subtitles لا، لدي الكثير مما يجب عمله بعد ظهر هذا اليوم.
    Yapmamız gereken çok şey var ama hepsini size açıklayacağım. Open Subtitles ثمة أمور كثيرة يجب تغطيتها ولكني سأشرحها ونحن نقوم بها
    Hadi, Gidelim kahvaltı yapalım , Sana anlatacağım çok şey var. Open Subtitles تعال، دعنا نذهب ونتناول الفطور يجب أن أخبرك الكثير من الأشياء
    Fred çok şey yapmış olabilir fakat hırsızlık buna dahil değil. Open Subtitles فريد قد يكون الكثير من الأشياء لكن لص ليس واحدا منهم
    Kimse uyumuyor, herşey kırık Ve atılacak çok şey var. Open Subtitles لا أحد ينام, كل شىء مكسور وهناك الكثير من القىء
    Sen CIA için çok şey yaptın, biz de seni çok iyi göstereceğiz. Open Subtitles لقد قمت بالكثير من اجل وكالة الامن العام ونحن سوف نجعلك تبدوا جيدا
    Birlikte çok şey yaşadık. Artık veda etme vakti geldi. Open Subtitles لقد مررنا بالكثير من الأمور معاً وقد حان الوقت لأقول:
    Bu senin kariyerin ve onun uğruna çok şey feda ettik. Open Subtitles هذا مستقبلك، وقد ضحينا بالكثير من الأشياء حتى نصل لهذا الحد
    Evet, kitaplar harikadır ama pek çok şey deneyimle öğrenilir. -Sahi mi? Open Subtitles لكن هناك أشياء كثيرة نتعلمها من التجربة ولا يمكن تعلمها من الكتب
    Bana çok şey gösterdi ve şuanda tek görebildiğim şey bunlar Open Subtitles وأظهروا لي أشياء كثيرة و كل شيء أستطيع أن أرى الآن.
    Ve eminim ki eğer her şeyi yapacak olsaydım, sanırım bunun anlamı çok hızlı hareket etmem gerekeceğiydi, çünkü yapmam gereken bir çok şey vardı. TED وكنت متأكدة أنني إذا أردت فعل كل شيء، فسيتوجّب على الانطلاق بسرعة، لوجود أشياء كثيرة أردت أن أفعلها.
    Senin için çok şey yapamam... En fazla 10-20 milyon yen. Open Subtitles لا يمكنني مساعدتك كثيراً فيما عدا عشرة أو عشرين مليون ين
    Beni farelikten kurtarmayı başaramadığın süre boyunca çok şey unuttum. Open Subtitles لقد نسيت كثيراً بينما كنتِ تفشلين في ألا تجعليني فأرة
    10 yaşındaki küçük aklımdan çok şey geçiyordu. TED أعرف أن كان هنالك الكثير مما دور في عقلي الصغير ذو عشر سنوات.
    Dinle, kişisel algılama ama asıl senin düşünmediğin çok şey var. Open Subtitles لا تعتبرها مسألة شخصية ولكن هناك أمور كثيرة لم تفكر بها
    Şimdi, hakkında çok şey duyduğum yayıncıyla ne zaman tanışacağım? Open Subtitles والآن ,متى يمكننى مقابلة الناشر الذى سمعت كثيرا عنه ؟
    Bu işte bilmediğim pek çok şey var. Bazılarını hiç bilemeyeceğim. Open Subtitles هناك العديد من الأشياء التى لا اعلمها وبعضها لن اعرفه ابدا
    Bağışlayın ama, eminim Lex'in size söylemeyi ihmal ettiği bir çok şey vardır. Open Subtitles أغفر لي ، لكنني اعتقد ان هناك الكثير الذي ليكس لم يخبرك به
    Bak, çok şey istediğimi biliyorum. Elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Open Subtitles أنظر، أعرف أن هذا كثير ولكن أنا أبذل قصارى جهدي
    Hepimiz çok şey kaybettik sevdiğimiz pek çok kişi öldü. Open Subtitles نحن جميعاً .. فقدنا الكثير الكثير جداً من أحبابنا ماتوا
    Söylemeye niyetlendiğim bir çok şey, dün gece hepsini söylemem gerekirdi. Open Subtitles اشياء كثيرة قصدت ان اقولها كان يجب ان اقولها الليلة الماضية
    Kyle'ın zihninde şu an çok şey var, tamam mı? Open Subtitles كايل لديه الكثر مما يشغل باله الآن ,حسنا ؟
    Bu sene, sizin sınıfınızda çok şey öğrendiğimi söylemek istedim. Open Subtitles أريد أن أقول أني تعلمت الكثير في صفك هذه السنة
    Devlet hastanelerinde eksikliğini duyduğumuz çok şey vardır. En çok da zaman. Open Subtitles هناك الكثير الذى ينقصنا فى المستشفيات الحكومية و لكن الوقت أكثر من أى شئ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more