| Ananth, süreçlerin yeniden yapılandırılması üzerinde çalışan çok başarılı bir iş adamıydı. | TED | كان أنانيث رجل أعمال فائق النجاح عمل على إعادة هيكلة إدارة الأعمال. |
| Üçüncü olarak, USC Hukuk Fakültesi'nde, son derece destekleyici bir iş yerinde çalışıyorum. | TED | و ثالثاً أعمل في مكان عمل داعم في كلية الحقوق في جنوب كالفورنيا |
| Temiz bir iş oldu gerçi. İnsanları ayakta tutar tarzda. | Open Subtitles | عمل متقن بلا ريب من نوعية العمل الذى يُثير الناس |
| Resmi bir iş için buradayım. Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | أنا هنا في مهمة رسمية لا وجود لما يدعو للقلق |
| Tatlım, halletmem gereken bir iş var. Sorumsuz bir koca istemezsin. | Open Subtitles | . لديّ عمل عليّ القيام به أنت لا ترغبين بزوج مُستهتر |
| Bu garip bir iş kıyafeti ama keyfin bilir. Biz hazırız. | Open Subtitles | هذا لباس عمل غريب لكن أرتدي ما تشائينه، نحن جاهزون الآن. |
| Özel bir iş için, özel birini arıyorum, ...adı, Sabata. | Open Subtitles | إنني أبحث عن رجل بعينه من أجل عمل خاص ساباتا |
| Kır hayatını seviyor, burada bir iş onun için harika olur. | Open Subtitles | ولكنه يحب الريف وان استطاع الحصول على عمل هنا سيكون مثالي |
| - Sana bir iş bile buldum. - Bana bir ev bulman gerekiyordu! | Open Subtitles | ـ حَصلتُ لك على عمل جيد ـ يُفْتَرَضُ بك أن تجهز شُقَّةُ لي |
| Bana bir iş önerildi üç hafta önce Güzel bir evdi. | Open Subtitles | قبل ثلاثة اسابيع عُرض علي عمل في اعلى التلال بيت جميل. |
| Üzgünsün. öylemi, bu durumda, kendine yeni bir iş bul! | Open Subtitles | أنت آسف. حسنا, في هذه الحالة, أعثر على عمل آخر. |
| Bütün yollardaki mayınları temizlemek zorundalar. Bu büyük bir iş. | Open Subtitles | عليهم أن ينظفوا كل الطرق من الألغام وهذا عمل عظيم |
| Beni etkilemek istiyorsan, bir iş bul ve ayakkabılarıma sürünmeyi bırak. | Open Subtitles | اذا اردت أن تذهلني أعثر على عمل مفيد وكفاك عبثا بأحذيتي |
| İzin verirseniz baylar halletmem gereken başka bir iş var. | Open Subtitles | الان إذا عذرتموني أيها الساده لدي موعد عمل مرتبط به |
| - Yasa dışı bir iş kurmuşsunuz. - Hepimiz hata yapabiliriz. | Open Subtitles | ـ وبدأت بإنشاء عمل ضخم غير شرعىّ ـ نرتكب جميعاً الأخطاء |
| bir iş için yarım saatliğine gönder onu ama kuşku uyandıracak şekilde yapma. | Open Subtitles | أرسله في مهمة قصيرة لمدة نصف ساعة ولكن لا تجعل الأمر يبدوا مريبا |
| Zagosh kendine bir iş bulduğunda benim özel asistanım olabilirsin. | Open Subtitles | زاجوش. عندما تجد عملا شريفا يمكن أن تحقق معي وقتها |
| Bebeğim, gazeteyi al, mutfağa git ve orda bir iş ara. | Open Subtitles | صغيرتي, خذي تلك الصّحيفة وأذهبي الى المطبخ وأبحثي لك عن وظيفة |
| Senin gibi birisi nasıl olur da böyle bir iş yapar? | Open Subtitles | كيف يمكن لشخص مثلك أن يقوم بهذا النوع من العمل ؟ |
| Brezilya GSYİH'nin sosyal gelişme yönünde ilerlemesinde oldukça iyi bir iş başarıyor. | TED | البرازيل بعقلانية تقوم بعمل جيد بتحويلها الإنتاج الإجمالي المحلي إلي تقدم اجتماعي. |
| Düzenleme konseyinde maaşlı bir iş, sonra da D.C. işi. | Open Subtitles | راتب جيد في لجنة العدالة الجنائية ثم وظيفة في واشنطن |
| Ucuz bir iş yeri ilişkisine girmiş değilsiniz ki. Hayır. | Open Subtitles | إنه ليس و كأنك هبطت إلى علاقة في العمل كلا |
| Ne zaman dönmek istersen Luthor Ş'de seni bir iş bekliyor. | Open Subtitles | هناك دائماً وظيفه تنتظرك إذا أردتي أن تعودي لشركة لوثر كورب |
| Ağları taşımak son derece ağır bir iş ve şu ana dek bir tane bile balık yok. | Open Subtitles | شد الشباك هو العمل الشاق وحتى الآن لا توجد أسماك في الافق |
| Tam da, Bay Favell'le ufak bir iş görüşmesi yapıyorduk. | Open Subtitles | "آجل . أننى أتناقش مع السيد "فافيل فى بعض الأعمال |
| İyi niyetin işareti olarak, yapılmasını istediğim ufak bir iş var. | Open Subtitles | الآن، كإشارَة على حُسنِ النيَة هُناكَ عملٌ صغير أُريدُ أن يُنجَز |
| bir iş bulmaya çalıştığından söz eden bir herif var. | Open Subtitles | ايه، فيه واحد هنا يقول إنه يبي يكلمك عشان الوظيفة. |
| Bütçeye uymazsan fazla bir iş çıkaramazsın. | TED | فإذا لم تستخدم الميزانية المتاحة بشكل صحيح، فلن تتمكن من إنجاز الكثير من الأعمال |