Şanghay beni biraz yavaşlattı da. Sizi bulmaya çalışırken iyi vakit geçirdim. | Open Subtitles | حسناً.إن شنغهاي قد عطلتني قليلاً لقد مررت بوقت عصيب محاولاً العثور عليكم |
Nereye gidiyorsun? Biraz yakıt bulmaya ve bilgi toplamaya gidiyorum. | Open Subtitles | لأرى إذا كان بأمكانى العثور على بعض الوقود وبعض المعلومات |
Ne zaman iş seyahatine çıkacak olsam, içme suyumun nereden geldiğini bulmaya çalışırım, dışkımla idrarımın nereye gittiğini de. | TED | عندما يحصلُ وأسافرُ من أجل العمل، أحاولُ معرفة من أين يأتي ماء الشرب الخاص بي، وأين يذهبُ برازي وبولي. |
Teröristler farkına varmadan otelde girecek bir yol bulmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | انهم يحاولون ايجاد طريقة لدخول الفندق بدون ان يلاحظ الارهابين |
Hayır, görebildiğiniz ve test edilebilen temeller üzerine oturan gerçeği bulmaya çalışmak hakkında. | TED | لا ، إنه البحث عن الحقيقة اعتماداً على .. ما تراه وما تحسه. |
Gary, Stanton Parish bu cihazın bizde olduğunu öğrenince onu bulmaya gelecektir. | Open Subtitles | غارى.. عندما يكتشف ستانون باريش ان الجهاز بحوزتنا فسوف يأتى للبحث عنه. |
Kasabanızda lanetli bir şey var. Gidip onu bulmaya ne dersiniz? | Open Subtitles | ثمّة شيء خبيث في بلدتكم ما رأيكم أنْ نذهب للعثور عليه؟ |
Çok kısa bir süre önce ise, aslında ölmeden hemen önce ameliyat masasında yatarken, tutunabileceğim bir şey bulmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | وقبل فترة بسيطة، قبل موتي بلحظات عندما كنت في غرفة العمليات .. وكنت أبحث لمحاولة العثور على شيء أتمسك به |
Organ nakli bekleyen üç hastamız vardı ve donör bulmaya çalışırken onları hayatta tutmak için elimizden geleni yapıyorduk. | Open Subtitles | كان لدينا ثلاثة مرضى ينتظرون عمليات زرع للأعضاء وكنا نفعل ما في وسعنا لنبقيهم أحياء لحين العثور على متبرعين |
Üçü bir arada bulmaya çalıştık ama pek şansımız yoktu. | Open Subtitles | لقد حاولنا العثور على ثلاثة معا لكن لا يوجد حظ |
Sadece daha kolay bir şey bulmaya çalışıyorum, hepsi bu. | Open Subtitles | أنا أحاول فقط العثور على فكرة أسهل، هذا كل شيء |
Şu andan sonra görevin bu kumun nereden geldiğini bulmaya yardım etmek. | Open Subtitles | ومن الآن فصاعدا، فإن واجبك سيكون معرفة من أين يأتي بهذه الرمال. |
Evet, aslına bakarsan epey ciddi. Hala neyi olduğunu bulmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | أجل، إنها حالة خطرة جدا ما زالوا يحاولون معرفة ما أصابه |
Eski depo satışındaki postalarda buranın adresini bulduk ve iade etmek için bu eşyaların kime ait olduğunu bulmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | وجدنا بعضا من البريد عليه هذا العنوان في وحدة تخزين قديمة ونحن نحاول ايجاد لمن تعود حتى نستطيع ارجاع اغراضهم. |
Seni bulmaya çalışırken zaten iki adamımız öldü, tamam mı? | Open Subtitles | مات بالفعل اثنان من رجالنا أثناء محاولة البحث عنك.. حسنا؟ |
Bana hâli hazırda bilmediğim bir şeyler söyleyebilecek birini bulmaya gidiyorum. | Open Subtitles | أنا ذاهب للبحث عن أحد يمكنه إخباري شيئاً لا أعرفه مسبقًا. |
Dünyanın sınırının ötesine babamı bulmaya gideceğim. | Open Subtitles | أنا سوف تتجاوز حافة العالم. للعثور على والدي الآخرين. |
Tamam, biz burada çözüm bulmaya uğraşacağız ve işaretçiyi bulduğunuzda tekrar edeceğiz. | Open Subtitles | حسناً، سنعمل على إيجاد حل هنا وسنعلمك به عندما تجد الإشارة اللاسلكية |
Reid ve Prentiss, basın toplantısını izleyin. - Bir şeyler bulmaya çalışın. | Open Subtitles | الخاص بالمؤتمر الصحفي و لنرى ان كنتما ستتمكنا من اكتشاف اي شيء |
Kayıp Şehrin yerini bulmaya yaklaştık, ama baştan beri yanlış yerde arıyormuşuz. | Open Subtitles | إقتربنا أكثر إلى تحديد مكان المدينةالمفقوده، لكن كان البحث في المكان الخاطئِ. |
Tamam, ben Sıvı Adam'ın ceketini alıp bir şeyler bulmaya çalışayım. | Open Subtitles | حسناً سأخذ سترة الرجل السائل لأرى ما أستطيع إيجاده سأحرق هذا |
Jenny yi bulmaya gidip ona burada kaldığını bildiğimizi... söylemeye. | Open Subtitles | علي ان اجد جيني واخبرها اننا نعرف انها كانت هـنا |
Ve bulmaya gittim. Bazı araştırmalar yaptım ve kızın kim olduğu hakkında en ufak fikrimizin olmadığını keşfettim. | TED | فذهبت لأجد الجواب. وقمت ببعض البحث واكتشفت بأننا ليس لدينا أدنى فكرة من تكون |
Onu ziyaret ettikten sonra seni seçmesi için bir neden bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أجد سبب ما هذا الشيء اختارك بعد أن طاردها |
Bu yapmanın en güvenli yolunu bulmaya çalışmak henüz çözülememiş bir mesele. | Open Subtitles | نحاول إكتشاف كيفية فعل هذا بطريقة آمنة إنه شيء لم يثبت بعد |