Ben, dengeli hayat için elimden gelenin en iyisini yaptım. | TED | لقد بذلت قصارى جهدي أن أحافظ على التوازن في الحياة. |
— Doktor, odaklanamıyorum. — Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz bayan. | Open Subtitles | ــ أيّها الطبيب، أعجز عن التركيز ــ نبذل قصارى جهدنا يا سيّدتي |
Sağ salim eve dönmesi için elimizden gelenin en iyisini yapacağız. | Open Subtitles | نحن سوف نبذل قصارى جهدنا لجعل من أنها تأتي بيته سالما. |
Tanrı sana nasıl bir yetenek vermişse elinden gelenin en iyisini yapacaksın. | Open Subtitles | تبذل قصار جهدك عبر الوهب التي أعطاك الله اياها |
Ve elimden gelenin en iyisini yaptım. Ellerimi nereye koyacağımı bilmiyordum. | TED | لذلك بذلت قصارى جهدي. لم أكن أعرف أين يجب أن أضع يدي. |
İşteyken elimden gelenin en iyisini yapıyorum ama dikkatimi veremiyorum işte. | Open Subtitles | انا احاول ان ابذل قصارى جهدى هناك و لكنى لا استطيع التركيز فحسب |
Lordum, anlamanız için elimden gelenin en iyisini yapıyorum. | Open Subtitles | يا مولاي، لقد بذلت قصارى جهدي لجعلك تفهم |
Elimizden gelenin en iyisini yapacağız, di mi? | Open Subtitles | سوف نبذل قصارى جهدنا اليس كذلك يا رفاق ؟ |
Şayet ilerlememi uygun görürseniz elimden gelenin en iyisi yapacağıma söz veriyorum. | Open Subtitles | إذا رأيتما أنّه من المناسب السماح لي با التقدّم أعدكما، أنني سأبذل قصارى جهدي. |
Onsuz elinizden gelenin en iyisini yapmalısınız. Dağılabilirsiniz. | Open Subtitles | سيكون عليكم بذل قصارى جهدكم بدونه انصراف |
Biz elimizden gelenin en iyisini yapacağız, hatta daha iyisini. | Open Subtitles | لقد بذلنا قصارى جهدنا، ماذا يمكننا أن نفعل أكثر من ذلك؟ |
Elimden gelenin en iyisini yapmak demek bizlerin burada yaptığı şey değildir. Ya yapılmıştır, ya da yapılmamıştır! | Open Subtitles | قصارى جهدكِ ليس ما نفعله إما يتم العمل أو لا يتم |
Evet, ve eğer bir hasar olursa, onu kontrol etmek için elimden gelenin en iyisini yapacağım. | Open Subtitles | نعم ، وإذا كان هناك ضرر حقيقي سأبذل قصارى جهدي للسيطرة عليه |
Dostlarım Ve Komşularım İçin Elimden gelenin en İyisini Yapıyorum... | Open Subtitles | حسناً , أنا أحاول أن أبذل قصارى جهدي من أجل أصدقائي و جيراني |
Söz veriyorum, sizi yolda bırakmamak için elimizden gelenin en iyisini yapacağız. | Open Subtitles | أعدك أننا سنبذ قصارى جهدنا لكي لا نخذلكم |
İnan bana, böyle bir durumda esaslarımızı korumak için elimizden gelenin en iyisini yaparız. | Open Subtitles | صدقيني في وضعية كهذه فنحن نبذل قصار مجهودنا للتحقيق في كافة الجوانب. |
Tekrar ediyorum ekselansları, kral ve büyük kızı arasındaki barışı sağlamak için elimden gelenin en iyisini yapacağım. | Open Subtitles | أكرر قولى فخامتك اننى سأبذل قصاري جهدي لإعاده السلام بين الملك وإبنته الكبري |
Canlı şekilde dışarı çıkması için elimden gelenin en iyisini yaptığımı bilmenizi isterim. | Open Subtitles | أريدك ان تعرفى أننى أفعل ما بوسعى لاحضار ابنك على قيد الحياة |
Eve gelip elimden gelenin en iyisini yapmak için ilham almıştım | Open Subtitles | ذلك ألهمني للعودة إلى الوطن وبذل المزيد من الجهد |
hastanemizde dogacak olan ilk bebek, elimizden gelenin en iyisini yapalim. evet. | Open Subtitles | هذا طفل المستشفى الاول يجب ان نبذل ما فى وسعنا |
Tanrı evliliğimi kutsasın diye her zaman elimden gelenin en iyisini yapmayı düşündüm. | Open Subtitles | دائماً أعتقد أن إذا فعلت كل ما بإستطاعتي الرّب سيبارك زواجي |
Çocuklar susamış ve acıkmışlardı ve endişelilerdi, ve Doaa onları neşelendirmek için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordu. Onlara şarkı söyledi, Kur'an'dan bir şeyler okudu. | TED | وكانوا متعبين وعطشى وجائعين، وحاولت بأفضل ما عندها أن تسليهم أن تغني لهم، أن تقرأ لهم القرآن. |
elimden gelenin en iyisini yapıp buranın can damarına tekrar can verme cesaretini göstermek. | Open Subtitles | و أن أعمل ما بوسعي لأعيد القلب لمكانه الصحيح |