Kafamın içinde olmuş ya da olmamış, bir fark yok. | Open Subtitles | سواء كانت في رأسي أو لا، هذا لا يحدث فرقا |
Eğer yanlış insanlar bunu öğrenirse, "çelik kaplı antidepresanı" Kafamın arkasına yerim. | Open Subtitles | إذا أكتشفها الشخص الخطأ لدي سترة جديدية من مضادات الأطتئاب في رأسي |
Kafamın üzerinde sıcak bir sıvı bulunduğu için yorum yapmayacağım. | Open Subtitles | أعتقد بأنني لن أعلّق مادمتِ تمسكين بالشاي الساخن فوق رأسي |
Proteinler, Kafamın içindekileri uçuşa geçirdiği için, iyi bir başlangıç yapmış sayılırdım. | Open Subtitles | البروتينات كانت تجعل الأشياء تطير في عقلي لذا اعتبرت ذلك بداية جيدة |
- Madem geçmişteyim... - ...o zaman nasıl Kafamın içine girdin? | Open Subtitles | لو كنت في الماضي ، أنّى لك أن تكون برأسي ؟ |
Kafamın içinde tuhaf, lıkır lıkır bir ses olur. | Open Subtitles | لاني املك ذاك الغريب،انت تعلم صوت خرير و هسهسة في راسي |
Şu kurşun deliğine baksana, Kafamın tam dibinde. Çok yakındı. | Open Subtitles | تلك الرصاصة كانت على بعد بوصتان من رأسى كانت قريبه جداً |
Evet, onlar bazen konuşuyor ve ben Kafamın içinde seslerini duyuyorum. | Open Subtitles | . . أجل، يتحدثون، و أنا أحياناً أسمع أصواتهم في رأسي |
Benim düşüncelerimi benden önce biliyormuşçasına sanki Kafamın içinde bir yerde konuşmadan, bir gün bana ihtiyacı olacağını söyledi. | Open Subtitles | كأنه كان يعرف ما أفكر به قبلي. كأنه كان داخل رأسي. وأوضح دون أن يتكلّم، أنه سيحتاجني ذات يوم. |
İhtiyacım olan son şey Kafamın üstüne tekrar 3 tonluk bir enkaz düşmesi. | Open Subtitles | أخر شىء أريده هو أن تقع ثلاث أطنان من الأنقاض فوق رأسي. حسنآ؟ |
Valium aldım. Kafamın içinde ufak bir veda partisi veriyorum. | Open Subtitles | لقد تناولت دواءً مهدئاً حتى يخفف ألم الصداع في رأسي |
Senin yerinde olsam, Kafamın başka birinin vücuduna konmasını isterdim. | Open Subtitles | لو كنت مكانك لرغبت بتركيب رأسي على جسد شخص آخر |
Çünkü şuan Kafamın içinde dönüp duran girdap, ...benim ödümü koparıyor. | Open Subtitles | لأن الذي حصل يدور في رأسي الآن إنه يفزعني حتى الموت |
Ne zaman saçıma baksam Kafamın içine girip beyin kıvrımlarıma dokunan doktorları hatırlıyorum. | Open Subtitles | في كل مرة أنظر إليها أفكر بأؤلائك الأطباء داخل رأسي يلمسون أنسجة دماغي |
Kafamın içindeki sesleri ve bana her an mükemmel bir şey olabileceğini söylüyor. | Open Subtitles | صوتٌ في رأسي يخبرني بأن شيئاً رائعاً على وشك الحدوث في أي لحظة |
Fark ettim de Kafamın derinliklerinde düşünüyordum da bu saçma savaş bitince... | Open Subtitles | لقد أدركت هناك في عقلي كنت أفكر .. أنه عندما ينتهي هذا |
Kafamın acıyla patladığını hissediyordum. | Open Subtitles | لدي ذلك الإحساس بأن عقلي سينفجر من كثرة الألم |
Ne düşündüğümü söyleme bana. Kimse Kafamın içindekilerin ne olduğunu bilemez. | Open Subtitles | لا تخبريني عن ما يجب ان افكر به لا حد يعلم ما الذي يدور في عقلي |
Kendime, hepsinin Kafamın içinde olduğunu söyledim davayla olan duygusal bağlantımın ortaya çıkardığı bir sanrı olduğunu. | Open Subtitles | أخبرت نفسي بأن كل هذا كان برأسي, هلوسة صنعتها العلاقة العاطفيّة للقضيّة. |
Daha önce kimseye söylemedim ama bazen Kafamın içinde birisinin hayatımı anlattığını hayal ediyorum klasik bir romanın başkahrmanıymışım gibi. | Open Subtitles | انا لم اخبر اي شخص ابدا بهذا لكن احيانا في راسي اتخيل فعلا |
Yani bunun sadece Kafamın içinde olduğunu düşünüyorsan bile? | Open Subtitles | أعنى , حتى لو إعتقدتى أن كل هذا فى رأسى فى عقلى ؟ |
Bu peruğun burada durabilmesinin tek yolu Kafamın üst sol bölümünü yapıştırmakla oluyor. | Open Subtitles | والسبيل الوحيد الذي أمكنني من تركه هناك بواسطة مغنطة الربع اليساري الأعلى من جمجمتي |
Bana sürekli kendi Kafamın içinde kaybolduğumu söylüyorsun, daha çok körelmemi söylüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ دائماً تقولينَ لي أني أضيعُ في أفكاري بأني عليَّ أن أكونَ أكثرَ فظاظةً |
ama Kafamın içindeki şüphelerle başa çıkamam... eğer Radha nın sesini duymazsam bu şüphelerim artar. | Open Subtitles | عدا محاربة الظلام فى عقلى الذى ينمو عندما لا أسمع عن رادها |
Birinin Kafamın içini kurcalaması fikri hiç hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | لاتعجبني فكرة أن يقوم شخص ما بالعبث بعقلي |
Her akşam ofisimin kapısını kapıyordum ama Kafamın içindeki kapı tamamen açık kalıyordu ve kapıdan içeri stres geliyordu. | TED | أغلق باب مكتبي كل ليلة، ولكن يظل الباب الذي في دماغي مفتوحًا على مصراعيه ثم يغمره طوفان الضغط العصبي. |
Bu söz Kafamın içinde defalarca yankılandı... | Open Subtitles | ـ لقد شاهدت تلك اللحظة في مخيلتي مرات عدة |
Dinlediğim her maça gittim. Sadece Kafamın içinde. | Open Subtitles | لقد ذهبت الى كل ماتش سمعت عنه اتخيلهم مرارا ومرارا فى راسى |
- Ben sadece Kafamın içinde bunu anlamaya çalışıyorum Sizi anlıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أطرح الموضوع لأني لم أجد تفسيراَ له في ذهني |