Film ekibi, yeni bir aksiyon-macera filmi için uzman bir sürücü dublörünü kayda alırken beklenmedik bir kaza gerçekleşir. | Open Subtitles | عندما كان طاقم الفيلم إعداد لتصوير حيلة سيارة خاصة لل فيلم الجديد العمل مغامرة , وقع حادث غير متوقع. |
Bana hepsinin basit bir kaza olduğuna inanmak zor geliyor. | Open Subtitles | أجد من الصّعوبة تصديق بأنّ هذا كان كلّ ببساطة حادث. |
Ve sonraki 38 yıl, bu kaza başıma gelen tek ilginç tıbbi deneyimdi. | TED | ومنذ 38 عام .. هذا الحادث كان التجربة الطبية الحقيقية التي مررت بها |
Ben de olayın kaza olup olmadığını uzun süre düşündüm. | Open Subtitles | أعرف، تساءلت عن ذلك مئة مرة لو كان حادثاً حقاً |
Bir kaç gün önce bir tanesinin kaza geçirdiğini söylemiştin. | Open Subtitles | أتوا إلي وكان أحدهم قد تعرض لحادث منذ بضعة ايام |
İkimiz de merak ediyoruz kaza sırasında kemeriniz neden bağlı değildi? | Open Subtitles | كلانا كنا نتسائل لماذا حزام أمانك لم يكن مربوط وقت الحادثة |
Görebildiğim kadarıyla trafik sıkışıklığına yola açan küçük bir kaza var. | Open Subtitles | يبدو أن لدينا حادث مروري وقد أوقف السيارات إلى حد الأفق |
Kahve almak için gideceğim. Kahveyle geleceğim. Küçük bir kaza olacak. | Open Subtitles | سأحضر القهوة و أعود بها ثم حادث صغير، و تسقط القهوة |
Hiçbir problem yaşamadım, hiçbir kaza olmadı, dün geceye kadar. | Open Subtitles | لم تصادفني أي مشكلة، ولا أي حادث حتى ليلة البارحة |
nasıl kaza olabilir ki bu senin hatan bayan, bu kocaman bir kamyon | Open Subtitles | كان يمكن أن يقع حادث إنه خطأك يا سيدتي ، إنها شاحنة كبيرة |
Bayım, bir kaza geçirdiniz. Yardım için bir ambülans geliyor. | Open Subtitles | سيدي، انت خرجت من حادث الاسعاف بطريقه الى هنا للمساعده |
- Bir otoyol kaza oldu mu? - Hayır, gökler. | Open Subtitles | هل كان حادث على الطريق السريع أوه ، بالطبع لا |
- kaza mahallini terk edemezsiniz. - Bir şüphelinin peşindeysek, ederiz. | Open Subtitles | لا يمكنك مغادرة موقع الحادث ما لم نسعى لمطاردة مشتبه به |
kaza hayatımı gözden geçirmemi sağladı ve beni alıp götürdü. | Open Subtitles | الحادث جعلني أفكر أن المستقبل مجهول وأن الموت يأتي فجأة |
kaza yerini ve kazazedenin arabasını olduğu gibi rüyamda gördüm. | Open Subtitles | لا, موقع الحادث وسيارة المجني عليه كلهم كانوا في حلمي |
İnsanlar bana kızımın ölümünü sorduklarında, onlara bir kaza olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | عِندما يسألني الناس عن موتِ ابنَتي أقولُ لهُم بأنَ ذلكَ حادثاً |
- Hayır! - Sadece kaza olup olmadığını öğrenmek için ankesörlü telefondan arayabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نتصل كمجهول من هاتف عام لنعرف إن كان هناك حادثاً فحسب |
Tuhaf olan, çocuğun babası, oğlunun kaybolduğu günle aynı gün aynı yerde kaza yapan bir kadını arabasına almış. | Open Subtitles | الشيء الغريب أن والد الشاب أقلّ امرأة كانت قد تعرضت لحادث هنا في نفس اليوم الذي اختفى فيه ابنه |
Ne buldunuz? O kazanın sadece bir kaza olduğunu hayalete anlatamadık. | Open Subtitles | حسنا ً لم نستطع إقناع الشبح بأن الحادثة هي مجرد ذلك.. |
Bu şehirde milyonlarca insan her gün kaza yapmadan araba sürüyor. | Open Subtitles | ملايين الناس يقودون فى هذه المدينة كل يوم بدون اى حوادث |
- Ama ... ben yapmadım. - Bir kaza olduğuna eminim. | Open Subtitles | ـ ولكني،،، لم ـ انا متأكد من ان هذا مجرد حادثه |
ve yanınızdan geçen arabaların seslerini duyuyorsunuz ve sizi bu duruma sokan korkunç bir kaza geçirmiştiniz. | TED | ثم تسمعون صوت السيارة وهي تسير جيئة وذهابًا وتخيلوا أنكم مررتم بحادث مريع وهو السبب لما يحدث الأن |
Anne olmadan önce, Concorde kaza yaptığında aceleyle oraya giden bir gazeteciydim. | TED | قبل الأمومة كنت تلك الصحفية التي هرعت لتغطية خبر تحطم طائرة الكونكورد. |
Bir kaza olduğunda, şartlar kontrollerinin ötesinde olsa dahi ...kendilerini suçlamaya yatkındırlar. | Open Subtitles | يميلون للوم أنفسهم لحادثة حتى إن كانت طبقاً لظروف أبعد من سيطرتهم |
Kurtarma ekibi geldiğinde kaza yerinde bir ceset bulmayı bekliyor olacaklar. | Open Subtitles | إذا كان من المتوقع الانقاذ انها تحطمت على جثة في طوافة. |
diyoruz. İspanyolca konuşlar ise eylemin kaza olduğu durumlarda yapanı hatırlamıyor, yine de bunun bir kaza olduğunu daha iyi hatırlıyorlar. | TED | في حين أن المتحدث بالأسبانية أقل احتمالاً لتذكر من كسرها إن كان الأمر حادثًا، ولكنهم سيتذكرون أن الأمر كان حادثًا. |
Hatırlayın, blog yazarları, kaza dışında bir şey duymadıklarını söylediler. | Open Subtitles | تذكر ، المدون قال أنه لم يسمع شيئا سوى الإصطدام |
Sokar'ın aracındaki ajanlarımız sizin kaza yerini terkedip geçide girdiğinizi görmüşler. | Open Subtitles | مشاركوننا على متن سفينة سوكار شهدك تترك موقع التحطم وتدخل الستارجيت |
Sonra bağlatıyı kesti,kaza olarak göstermek için bir kaç saat bekledi. | Open Subtitles | ثمّ قَطعَه طليق، إنتظرَ بضعة ساعات، وبعد ذلك أبلغَ عنه كحادث. |