"sessiz" - Translation from Turkish to Arabic

    • هادئة
        
    • الصمت
        
    • الهدوء
        
    • الصامت
        
    • هادئين
        
    • هدوء
        
    • هادئا
        
    • بهدوء
        
    • الصامتة
        
    • صامتا
        
    • هاديء
        
    • هادىء
        
    • صمت
        
    • الهادئة
        
    • بصمت
        
    "sessiz olacağım, diye açıkladı Archie. Ben de açık sözlü olacağım." Open Subtitles سوف أكون هادئة جدا أجاب ارشي وأنا سوف أكون صريحا بجرأة
    Evet, sen gidince burası sessiz bir yer olacak Cole. Open Subtitles نعم ، ستكون بلدة هادئة بعد ان تغادرها ، ياكول
    Sadece çatışmaktan çok korkuyordu, ta ki sessiz kalmaktan daha çok korkana dek. TED لكنه كان خائفا جدًا من المواجهة، إلى أن أصبح أخيرًا خائفًا من الصمت.
    - Ben oraya koymadım. Yemin ederim... - Lütfen sessiz olur musunuz? Open Subtitles انا لم اضعها هناك, اُقسم انى لم اضعها الهدوء من فضلكم ؟
    Efendim, bu sessiz pervane sistemi... kolaylıkla başka bir şeyle karıştırılabilir-- Open Subtitles سيدي, إن ذلك المحرك الصامت قد يخطئ فهمه بأي شيء أخر
    Millet, lütfen, eğer bunun işe yaramasını istiyorsak sakin ve sessiz kalmak zorundasınız. Open Subtitles الجميع, من فضلكم يجب ان نكون صامتين و هادئين لو اردنا فعل هذا
    O zamandan beri, bu papaz evinde sessiz ve mutlu bir hayat yaşadık. Open Subtitles منذ ذلك الحين و عشنا في هدوء و حياة سعيدة في بيت القس
    Bir süre sessiz kalman akıllıca olur. Daha iyi olur. Open Subtitles أنه من الحكمة أن تبقى هادئا لفترة سيكون من اﻷفضل
    Bilmiyorum. Neden normal komşular gibi sessiz olup birbirlerine gülümsemiyorlar? Open Subtitles لا ادري لماذا لا يصمتان ويفعلان الامر بهدوء وابتسامة كجيران
    Söylediğim gibi, Peder, dua ederken sessiz kiliseyi tercih ediyorum. Open Subtitles وكما قلتُ أيها الأب، فإني أحب كنيسة هادئة عندما أصلّي
    Kendi deyişiyle Hank... tüm karışıklığı açıklayacağı, sessiz bir mekan buldu. Open Subtitles لذا هانك.. كما يدعو نفسه وجد بقعة هادئة ووضح الأمر برمته
    Benim sessiz bir çocuk olduğumu düşünürlerdi ama sürekli konuşurdum. Open Subtitles ظنوا أني طفلة هادئة .. لكني كنت أتكلم طوال اليوم
    İşte, sessiz kalmaya kesinlikle hakkı olan biri var burada. Open Subtitles الآن هناك بالتأكيد الرجل الذي لديه الحق في التزام الصمت.
    Eğer sessiz kalırsanız, Yahudilerin kurtuluşu başka bir kaynaktan gelecektir, fakat siz Open Subtitles لأنك إن التزمت الصمت فان نجاة اليهود ستأتى من مكان أخر لكنك
    Bu sessiz, derin yansıma zamanlarından şüphe görtürmez yeni bir içgörü ortaya çıkacaktı. Open Subtitles من هذه اللحظات من الهدوء سينبعث حتما شعاع من الأمل بعض البصيرة الجديدة
    Bunu diyeceğimi hiç düşünmezdim ama senin yanında eski karım bile sessiz kalır. Open Subtitles لم افكر ابدا ان اقول هذا لكن انت ستجعل زوجتي السابقة قمة الهدوء
    Resepsiyonist sessiz alarma bastı, ve biz de tarayıcımızla alarmı aldık. Open Subtitles قام الموظف هنا بضغط زر الإنذار الصامت وقمنا بالتقاطه عبر أجهزتنا,
    Ama bizi görebileceği bir yerde değil yani eğer sessiz olursak, fark edilmeyiz. Open Subtitles و لكنه لا يملك مجال لـ رؤيتنا لذلكـ , طالما نحن هادئين ..
    Geniş bir ağ atmalıyız, ama bunu sessiz yapmak zorundayız. Open Subtitles سوف نشكل شبكة بحث واسعة لكننا سنقوم بذلك في هدوء
    Aynı zamanda, piyano çok sessiz olduğu için bastaki sık sık tekrarlayan gürüldemeleri düzeltmek zorundaydı. TED ولكن بسبب أن البيانو كان هادئا جداً ، فقد قام بوضع أصوات هادرة من الجمل الموسيقية المتكررة في الإيقاع.
    Ben olsam, babamın itibarını düşünüp derhal sessiz sakin çeker giderdim. Open Subtitles لو كنت مكانك , بالتفكير فى كرامة والدك كنت ساغادر بهدوء
    Bu sebeple, kendini suçlar... sessiz bir suçlamadır bu ki bunun çözümlenmesini daha da güçtür sessiz bir kendini suçlama. TED لهذا السبب, عليه أن يلقي اللوم على نفسه. انها ملامة صامتة, والتي من الصعب جداً أن تُحل, ملامة النفس الصامتة.
    Fakat, evren bir sessiz film değildir, çünkü evren sessiz değildir. TED رغم ذالك، فإن الكون ليس بشريط صامت، لأن الكون ليس صامتا.
    14 sessiz insan 6 boş masa ve sizi cehennemde görüyorum. Open Subtitles لقد كنتم 14شخص هاديء و 6 موائد فارغة سأراكم في الجحيم
    Federal değil, sizlerden hızlı silah çeken sessiz bir çocuk. Open Subtitles ليس كذلك , إنه مجرد فتى هادىء سيقتلكم جميعا ً
    Çocuklar, bir anlığına sessiz olup onlara teşekkür edelim mi? Open Subtitles الآن الجميع هل يمكننا الوقوف لحظة فى صمت لشكرهم ؟
    Büyükbabam bana ormanın sessiz ve uyum sağlayan biçimlerini öğretti ve ailemin ona nasıl bağlandığını anlattı. TED علّمني جدي حول طرق الغابات الهادئة المتماسكة، وكيف أن عائلتي كانت مرتبطة فيها.
    Burada hiç güvenlik varmış gibi görünmüyor ama sessiz hareket etsek iyi olur. Open Subtitles لا يبدو أن هناك حراسة ليلية لكن من الأفضل لنا أن نتحرك بصمت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more