Bir yerden bir yere gitmek insanlarla tanışmak, serüven yaşamak. | Open Subtitles | التنقل من مكان إلى مكان .. أقابل الناس .. مغامرات |
Ama daha önce düşündüğü kadar zeki olan bir gösteriş düşkünüyle hiç tanışmadım. | Open Subtitles | لكن سأخبرك شيئاً أنا لم أقابل متباه كان بالذكاء الذي ظن نفسه عليه |
Avukatlarla görüşmeyeceğim, çünkü onları görmek için bir neden yok. | Open Subtitles | لن أقابل أى محامون لأنه لا يوجد شئ لأقابلهم من أجله |
Söylediğim gibi, arkadaşlarımla buluşmam lazım. | Open Subtitles | حسنا ، مثلما قلت لك يجب أن أقابل بعض الناس |
Bu akşam kumarhanede bize ipucu verebilecek bir adamla buluşacağım. | Open Subtitles | سوف أقابل رجلاً الليلة في النادي قد يقودنا إلى شيء |
Ama gidip yönetmenle görüşmem lazım. Şu işi hızlıca halledelim. Tamam. | Open Subtitles | بس لازم أروح أقابل المخرج ده فعايزين نخلص الموضوع ده بسرعة |
Ben de senin canlı birine içki ısmarladığını hiç görmedim. | Open Subtitles | و لم أقابل حياً واحداً دعوتة أنت الى شراب أيضاً |
Ailenden benim kadar nefret eden biriyle tanışmak güzel oldu. | Open Subtitles | من الجيد أن أقابل شخصاً يكره عائلتك بقدر كراهيتي لها. |
Birkaç yıl önce, Vancouver'den çok da uzak olmayan bir adada yaşlı bir kabile üyesiyle tanışmak benim için şanstı. | TED | قبل بضعة سنوات، كان من جميل حظي أن أقابل شيخ قبيلة على جزيرة ليست ببعيدة عن مدينة فانكوفر. |
Yakında evleneceğim ve nişanlımın ailesiyle tanışmak için Londra'ya geldim. | Open Subtitles | إننى قد خطبت للزواج و قد جئت لإنجلترا لكى أقابل أسرته |
Hiç bu görüşü destekleyen psikiyatrik bir hasta ile tanışmadım. | TED | لم أقابل أبداً أي مريض مصاب بالذهان الذي قد يوافق هذا الرأي |
Binlerce doğumda görev almamış kimseyle tanışmadım. | TED | لم أقابل أحداً منهم إلا وله دور في آلاف عمليات الولادة. |
Bakalım, ben çıkmak istediğim akıllı bir kadınla hiç tanışmadım. | Open Subtitles | حسناً، أنا لم أقابل مُطلقاً إمرأةً ذكيّةً و رغبتُ في مُواعدتها |
Bay Ahankhah'ı da görmek istedim. Ama biz görüşürüz dediler. | Open Subtitles | وطلبت أيضاً أن أقابل السيد آهنخواه لكنهم قالوا أنهم سيتصرفون فى هذا الأمر |
Biliyorsun bu gece biriyle buluşmam lazım. | Open Subtitles | تعلمين، اضطررت أن أقابل بعض الأشخاص الليلة |
Sonra saat 5'te plazma nakli için çocuklarla buluşacağım. | Open Subtitles | بعد ذلك أقابل بعض الرجال لعمليات نقل البلازما في الخامسة |
Matematiği yaparım, fakat şu lanet olası terapistlerle görüşmem. | Open Subtitles | حسناًً, سوف أعمل على الرياضيات لكن لن أقابل أى من هؤلاء المعالجين |
Ben de senin canlı birine içki ısmarladığını hiç görmedim. | Open Subtitles | و لم أقابل حياً واحداً دعوتة أنت الى شراب أيضاً |
Senin kadar güzel piyano çalan biriyle hiç karşılaşmadım David. | Open Subtitles | لم أقابل حتى الآن شخص يعزف البيانو مثلك يا ديفد |
Babamı ve adamlarını görmem gerek. Akşam yemeğini bensiz yiyin. | Open Subtitles | يجب أن أقابل أبى و رجالة لذا تناولى العشاء بدونى |
Kızkardeşinle tanışmadan önce, cep telefonu satan normal biriydim.. | Open Subtitles | قبلما أقابل أختك ،كنت شخص عادي يبيع أجهزة الاستدعاء و الهواتف الخلوية |
Evsiz bu beyefendiyle görüşüyorum, hep yaptığımız gibi, bilgilerini alıp, nereli olduğunu, oraya nasıl geldiğini, ona yardım için yapabileceklerimizi anlamaya çalışıyorum. | TED | فهذا أنا أقابل متشردًا، كما العادة نأخذ بياناته، نكتشف مسقط رأسه، وكيف وصل إلى هنا، وكيف يمكننا مساعدته. |
Bugün, bir kadınla nerede tanışacağım konusunda hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | و اليوم , ليس لديّ فكرة عن أين أقابل النساء |
- Bakın, her gün nasıl ateş edileceğini öğrenmek isteyen onlarca insanla tanışıyorum. | Open Subtitles | إسمع، كل يوم أقابل العديد من الاشخاص الذين يريدون تعلم كيفية إطلاق مسدس |
Büyüyünce astronot olmayı hayal etmeyen bir çocuk tanımadım daha. | Open Subtitles | لم أقابل يوماً طفلاً لا يريد أن يصبح رائد فضاء |
Telekulak olduğunu düşündüğüm bir terapistle görüşmek istemezdim. | Open Subtitles | أنا لن أقابل المعالج الذي أظن بأنه يتنصت |