| Ve bu da köprü. Geminin bir tarafından öbür tarafına geçebilesin diye. | Open Subtitles | وهذا هو الجسر، حتى يسعِك التنقل من أي جانب بالقارب إلى الآخر |
| Ama bu olay beş yıl önce dünyanın öbür ucunda, Avrupa topraklarında gerçekleşmiş. | Open Subtitles | و هذا كان فى الجانب الآخر من العالم القاره الأوربيه منذ خمس سنوات |
| Bu, diğer insanın sizden ne beklediğinize karar verme zorunluluğunuzdur. | TED | إذ أنّ عليك أن تخمّن ما الذي سيقرّره الشخص الآخر. |
| Onda da CTE olabilir mi diye düşündüm, merak ettim. | TED | وتساءلت ما إذا كان لديه ارتجاج في المخ هو الآخر. |
| Bu çok ilginçtir çünkü iki usta karşı karşıya gelir. | Open Subtitles | إنها ممتعة جداً حيث يوجد لديك لاعبان يوجه أحدهما الآخر |
| Bu onları daha az mutlu yapmadı, sadece pek bir şey katmadı. | TED | والشيء الآخر الذي وجدناه هو أن المبلغ المالي لم يكن ذا أهمية |
| Genel tanımı: diğerlerinin hislerini anlama ve paylaşma yeteneği. İkinci niteliği duygusal. | TED | هذا فقط تعريف قياسي: القدرة على فهم ومشاركة مشاعر الآخر. والجزء العاطفي. |
| Ekranın öbür tarafında, her şey çok daha kolay görünüyordu. | Open Subtitles | في الجانب الآخر من هذه الشاشة يبدو الأمر بسيط للغاية |
| Ekranın öbür tarafında, her şey çok daha kolay görünüyordu. | Open Subtitles | في الجانب الآخر من هذه الشاشة يبدو الأمر بسيط للغاية |
| Problemin bir parçası olmayı bırak ve telsizi öbür adama ver! | Open Subtitles | كف عن كونك جزءَ من المشكلةِ وأعدَ الرجل الآخر على الخط |
| Yani, beni bir gün kayak yapmaya davet ediyor, öbür gün vazgeçiyor. | Open Subtitles | في يوم يتم دعوتي لرحلة تزلج و في اليوم الآخر يتضح العكس |
| Yani, beni bir gün kayak yapmaya davet ediyor, öbür gün vazgeçiyor. | Open Subtitles | في يوم يتم دعوتي لرحلة تزلج و في اليوم الآخر يتضح العكس |
| Şehrin öbür ucunda Miranda kaderin hazinesiyle bir kez daha buluştu. | Open Subtitles | الجانب الآخر من المدينة، التقى ميراندا لها كنز الكرمية لتناول العشاء. |
| Aynı yıl, 2004 yılında ülkenin bir diğer ucunda başka bir kütüphane inşa edildi ve görünüşü şu şekilde. | TED | في تلك السنة نفسها، 2004، في الجانب الآخر من البلاد، تم الانتهاء من بناء مكتبة أخرى. كانت تبدو هكذا. |
| İç bölgelere çekilirsek, okyanusun diğer tarafına düşeriz, anlıyor musunuz? | TED | لو تراجعنا، سنسقط في الجانب الآخر من المحيط، هل تفهمون؟ |
| daha sonra Fransa'da bunu yürüten dünyanın her yerinden ortaklarımız oldu. | TED | وكان لدينا أيضاً زملائنا بالنصف الآخر من العالم في فرنسا لتنفيذه. |
| Balina seksi hakkında öğrendiğim diğer bir şeyde onlar da ayak parmaklarını kıvırıyor. | TED | والشئ الشيّق الآخر الذي تعلمتُه عن جنس الحيتان: أنهم يعقصون أصابع أرجلهم أيضاً. |
| Diş Perisi çok çirkin... ve karşı cinse karşı iktidarsız. | Open Subtitles | إن جني السنة قبيح وعنيف في التعامل مع الجنس الآخر |
| Çünkü asla konuşma tarzınızı düzeltmiyorsunuz, karşı cinse hiç saygınız yok. | Open Subtitles | أنكم لم تحسنوا طريقة الكلام ليس لديكم أي احترام للجنس الآخر |
| Aksine Mars ve Snickers gibi bir durum: Temel olarak aynılar ama belki de biri diğerinden biraz daha çılgın. | TED | إنها أقرب لأن تكون قضية حلوى مارس وسنيكرز: بشكل أساسي هما متماثلان، ولكن أحدهما ربما يكون أغرب من الآخر قليلًا. |
| Monaco'da ikinci vardiyam var. Geçen gece parayı düşünmüyordun ama. | Open Subtitles | حَسناً، أنت لَمْ تَبْدُ أيضاً قلق بشأن المالِ الليل الآخر. |
| Anlarsın ya, Geçen geceden dolayı kendimi aptal gibi hissediyorum. | Open Subtitles | تعرف، أنا ما زلت أبدو غبي جدا حول الليل الآخر. |
| diğerleri huzur ve güven konusunda endişelidir, dünyadaki istikrar konusunda. | TED | البعض الآخر قلق على السلام والأمن، والاستقرار في هذا العالم. |
| Bir tanesi sabit kamera ile diğeri ise elde taşınan kamera ile. | TED | أحدهما من خلال كاميرا ثابتة و الآخر من خلال كاميرا محمولة باليد. |
| Arkasını dönünce biri kolunu tuttu, öteki de onu vurdu. | Open Subtitles | وعندما استدار قام احدهم بأمساك ذراعه وقام الآخر بأطلاق النار |
| Bana öyle geliyor ki, bu dünyadaki hayatı diğerine nazaran daha iyi. | Open Subtitles | يبدو أنّ لديها حياه أفضل في هذا العالم من حياتها بالعالم الآخر. |
| Bir kenarı diğerinin üzerine katla. Ben hep öyle yapıyorum. | Open Subtitles | . إطويّ الطرف العلويّ فوق الآخر هذا ما أفعله دائماً |
| - Evet ama endişelenmeyin. Biriniz seçilirseniz diğerini misafir olarak getirebilirsiniz. | Open Subtitles | نعم لكن لاتقلق، اذا اُختير أحدكما بإمكانه جلب الآخر معه كضيف |