Şimdi yaptığım sizin, benim hayatımı yaşama tarzımla ilgili beklentilerinizi karşılamak. | TED | ماذا أفعل الان أرضى توقعاتك عن كيف يمكن أن أعيش حياتى. |
Ve grandma-bot(Büyükanne-bot) olarak, o Şimdi oynayabilir, ama gerçekten oynayabilir, benim çocuklarımla, onun torunlarıyla, gerçek Dünya'da gerçek oyuncaklarla. | TED | و كروبوت الجدة تستطيع الان ان تلعب, تلعب فعلا مع ابنائي , مع احفادها في العالم الحقيقي بالعابه الحقيقية |
ve 2002 Kasım ayında tanıştık ve Şimdi Aicha nasıl geliştiğini anlatacak. | TED | وهكذا التقينا في نوفمبر 2002 و عائشة ستخبركم الان كيف كان ذلك |
Umarım, siz de bana kapasitenin Artık bir sorun olmadığı konusunda katılırsınız | TED | ولعلكم تتفقون معي، كما آمل ، ليس هنالك مشكلة سعة بعد الان |
Bunu küresel olarak yapmalıyız, ve bunu hemen Şimdi yapmalıyız. | TED | يجب ان نفعل ذلك بشكل عالمي ويجب ان نفعلها الان |
Köşemde şu an kardeşim var. Bana veteriner olacağını söylüyor. | Open Subtitles | أخي الصغير يساندني الان يقول انه يريد أن يصبح ملاكم |
Ve bu sistemler şu anda test ediliyor, ve açıkçası yakında hazır olacaklar. | TED | وتلك الانظمة تم اختبارها الان وبأمانة سوف تكون جاهزة للظهور للعلن قريبا جدا. |
Şimdi ,bu iyi bir fikirdi. Hızlıca ilk örneğini yapmak için harekete geçtik. | TED | و الان فقد كانت تلك فكرة جيدة، و انتقلنا الى مرحلة النموذج السريع. |
Şimdi bu durum onlar için hoş değil ama "işte ölçtüğümüz şeyler bunlar" diyebilecek özgüvene ve cesarete sahipler. | TED | الان تلك لم تكن وضعية سعيدة بالنسبة لهم لكن كان لديهم الثقة والشجاعة للقدوم نحوي والقول هذه هي تقديراتنا |
Şimdi, ayakta duruyorum açık bir havada sahilde bir palmiye ağacının altında, tam sahnenizin bir zamanlar olduğu yerde. | TED | أقف الان في الهواء الطلق، على الشاطئ تحت شجرة النخيل، في نفس الموقع الذي اعتاد المسرح أن يكون فيه. |
Tamam mı? Şimdi bana bir iyilik yapın. Söylediğim topu izleyin. | TED | الان, اسدو الي معروفا. اتبعو الكره التي اطلب منكم ان تتبعوها. |
Şimdi, Faro hareketli, küçük bir şehir ve sahile gitmek için, onun açıkladığına göre, bir otobüs ve bir bota binmeniz gerekiyordu. | TED | الان الفارو مدينة صاخبة صغيرة وللذهاب الى الشاطئ , أوضحت كاثرين لي , عليك أن تأخذ حافلة ثم قارب لتصل الى هناك |
Şimdi size denizaltındayken çektiğim kısa bir film göstermek istiyorum. | TED | الان اريد ان أعرض عليكم فيلم قصير صورته من غواصة. |
Şimdi her bir kökucunun diğerleriyle bir ağ örgüsü altında çalıştığını düşünelim. | TED | الان لنتصور ان كل رأس جذر يعمل كجزء من شبكة مع الآخرين |
Sonuç olarak, bu Artık teknoloji üzerine kılıf geçirmek değil. | TED | فالمراد هنا . ليس الخروج عن طور المالوف بعد الان. |
Ve Artık ona çocukluğu ve hayatı hakkında ve diğer şeyler hakkında hikayeler anlatmaya hazırız, ve bir sürü macerasını. | TED | ونحن الان مستعدون لكي نتدخل في خضم طفولته وفي حياته وكل شي سيسير من حولك وسوف تواجه العديد من المغامرات |
Artık evlenecek olduğuna göre ondan hoşlandığımı öğrenirse kesin "Defol" diyecektir değil mi? | Open Subtitles | الان بما انه سيتزوج الان ان علم انني احبه سيطلب مني المغادرة صحيح؟ |
Ama bana hemen yardım etmezsen, polise her şeyi anlatacağım. | Open Subtitles | و لكن اذا لم تساعدنى الان سأخبر الشرطه بكل شىء |
Anahtar bir tek kocamda bulunur ve, korkarım ki şu an öğle yemeğinde. | Open Subtitles | زوجي هو الوحيد الذي معة المفتاح و اخشي انة بالخارج الان لتناول الغداء |
Ve yine, içinizde şu anda bu süreçten geçen milyarlarca hücre var. | TED | ومرة اخرى بلايين الخلايا تقوم بعملية الانقسام الخليوي الان في داخل اجسامكم |
Şimdiye kadar, makinenin 23 eyalette, 6 farklı ülkede, 630 montajı yapıldı. | TED | حتى الان تم تركيب 630 ماكينه في 23 ولايه في ستة بلدان |
Ama Şimdilik, bu atölye benim ve yalnız kalmak istiyorum. | Open Subtitles | هذه الورشه ملكى واريد ان ابقى لوحدى الان هل اوضحت؟ |
Kapladığı Alan yaklaşık bir milyon kilometrekaredir. Şimdiki Pakistan'ı, Kuzeybatı Hindistan'ı, Afganistan ve İran'ın bazı alanlarını kapsar. | TED | لقد احتلت منطقة ما يقارب من مليون كيلومتر مربع ، ما يعرف الان باسم باكستان، وشمال غرب الهند وأجزاء من أفغانستان وإيران |
İnsan olduğunu şu ana dek anlamadıysa... bir daha anlayacağını sanmam. | Open Subtitles | إذا لم يكتشف انه انسان حتى الان فلا اعتقد انه سيفهم |
Öylese Şimdi şunu hayal edin gittiniz ve müzisyen bir arkadaşınızı buldunuz. | TED | لذا تخيلوا ذلك الان إذا قابلت صديقاً لك يعمل في الموسيقى. |