Bu tsunami sirenlerinin çalışması çok önemli, fakat insanlar sirenlerin bataryalarını çalıyorlar. | TED | من المهم أن تشتغل صافرات التسونامي هذه لكن الناس يسرقون منها البطاريات. |
Ancak sözcüklerin politikanın tam ortasında yer aldığı gerçeği çok önemli ve politikacılar da dili kontrollü kullanmayı denemeleri gerektiğinin farkındalar. | TED | ولكن من المهم جداً أن نعرف أن الكلمات محور الحياة السياسية، وأن جميع السياسيين يعرفون أن عليهم محاولة التحكم في اللغة. |
Uluslararası ayakları var, ve buna doğru eğilmemiz bizim için önemli. | TED | لديهم فروع دولية، ومن المهم بالنسبة لنا أن نتجه إلى هذا. |
Ama bu, ölçeğin sonundaki zengini umursayan herkes için önemli. | TED | ولكن من المهم لكل شخص من يهتم بالأغنياء بهذا المستوى؟ |
Bir yakınınız öldüğünde, kafanızı suyun yüzeyinde tutmanız çok önemlidir. | Open Subtitles | حينما يموت شخص قريب منك, من المهم أن تستمر بحياتك. |
Bu gerçekten önemli, çünkü teknolojinin geldiği bu seviyede fiziksel bir alete uyum sağlamamız için bir neden yok. | TED | وهذا هو المهم حقا ، لأنه لا يوجد أي سبب في أيامنا و عصرنا هذا أن نتقيد بجهاز مادي |
Marrina Barrage'ın harika yanı büyük boyutuyla maksimum kullanım sağlamak için tasarlanması ve hiç umulmadık ama önemli yeri. | TED | الشيء المثير في مارينا باراج هي أنه بني لاستغلال الحد الأقصى من مساحته الكبيرة وموقعه غير المتوقع ولكن المهم. |
Körfez hakkında bir diğer önemli konu da buradakş hayvan türlerinden birçoğunun yılın yalnızca belli zamanlarında körfeze gelmesidir. | TED | والشيء المهم اكثر في الخليج بالنسبة للعديد من الكائنات الاخرى التي تتجمع في الخليج اثناء اوقات معينة من السنة |
Çünkü kızım gelmemin kendisi için çok önemli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لأن أبنتى أكدت لى أنه من المهم لها أن أحضر |
Fakat dört dörtlük olmak önemli, özellikle biri tek başına öldüğünde. | Open Subtitles | لكن من المهم أن تكون دقيقاً خاصةً حينما يموت رجل وحده |
Adi, iğrenç bir gazete neden bu kadar önemli ki? | Open Subtitles | ما هو المهم جداً حول جريدة رديئة ، وتافهه ؟ |
Katılıyorum! önemli olan eylem, kelimeler değil, ve şimdi yapmalıyız! | Open Subtitles | أوأفق, التصرف هو المهم, لا الكلمات ونحتاج إلى التصرف الان |
önemli olan, bu büyük projenin yayınlandığında üstünde senin adının yazacak olmasıdır. | Open Subtitles | المهم هو أنه عندما ينشر هذا المشروع الضخم، فإنه سيحمل اسمك عليه |
önemli olan ile önemli görünen arasında doğru seçimi yapmayı nasıl bilebiliriz? | Open Subtitles | بين المهم وما يبدو مهماً كيف للعالم الذي نعرف أن يحكم بحكمة؟ |
önemli olan, temiz ve güzel bir insan olarak hatırlanman. | Open Subtitles | المهم هو أنه يجب أن يتذكركِ الناس كإنسانة جميلة ونظيفة |
Bu, hayatın bir parçasıdır. önemli olan bittiklerinde ne yaptığımız. | Open Subtitles | انه جزء من الحياة المهم هو طريقة تعاملنا مع النهاية |
Ama derler ki; önemli olan tek şey denemekten asla yılmamaktır. Tamam mı? | Open Subtitles | ولكن الأمر الوحيد المهم فعلاً هو ألا تكف عن المحاولة أبداً موافق ؟ |
önemli değil. önemli olan benim haklı olmam. Bu senin kararın. | Open Subtitles | لا يهم ، المهم هو أنى كنت على حق قرارك أنت |
"Bazen ne yöne zıpladığın önemli değildir, "zıplamış olman önemlidir." | Open Subtitles | بعض الأحيان ليس المهم أين تقفز ولكن المهم أن تقفز |
Buradan çıkarılacak büyük ders şu, asıl sihir kağıt üzerinde olmuyor. | TED | والدرس المهم هناك كان أن السحر الحقيقي لا يُنجزُ على ورقة، |
Ama en önemlisi, devasa bir sur duvarı kalıntıları vardı, muhtemelen Priam ve Hector'un Yunanların yaklaşmasını izlediği duvardı. | TED | والأمر المهم أنه يوجد بقايا جدارٍ حصني ضخم ربما يكون هو نفسه الذي شاهد منه بريام وهيكتور قدوم اليونانيين. |
Mesele şu, 18 yaşındasın ve kendi seçimlerini yapmaya başlamak için yeterince büyüksün. | Open Subtitles | يبقى المهم وهو انك في الثامنة عشرة وانت في عمر تستطيع معه اختيار |
Her neyse, bu kadar yoldan sadece yahni için gelmedik. | Open Subtitles | المهم , لم نأتي حقيقة الى هنا من أجل الشوربة |
Gerçekten, gelir. O kadar Büyütülecek bir şey değil. Öyle olsa bile, nasıl bir duygu biliyorum. | Open Subtitles | حقاً ،إنه يحدث، إنه ليس بالأمر المهم أنا أعلم ماهو الشعور الذي تشعرين به |
O poşetlerin batması sizin için çok önemliydi değil mi? | Open Subtitles | كان من المهم لك أن تغرق الاكياس ، أليس كذلك؟ |
Dünya öncüsü Amerikanın, bilimadamlarına sistemli araştırma bursları sağlaması önem taşımaktadır. | Open Subtitles | وكزعيم عالمي، من المهم لأمريكا التَزويد من منح البحوثِ المنظّمةِ .لعلمائِنا |
Baktık işler yürümüyor kovarız olur biter. mühim bir şey değil. | Open Subtitles | وإذا لم يفلح الأمر معها، يمكننا أن نطردها، ليس بالأمر المهم. |
- İşte ondan! Sorun ne anlamıyorum. Babamın Fransız olması hiçbirinizi rahatsız etmemişti. | Open Subtitles | لا أعرف ما المهم بالأمر ، أعني لم ينزعج أحدكم أن أبي فرنسيّ |
Havada daha ne kadar olduğunu bilmiyorum ,efendim, ama Olay şu ki; | Open Subtitles | لا أدري كم من الممكن أن يكون عددهم سيدي،لكن المهم هو الاتي |