"بسرعة" - Traduction Arabe en Turc

    • çabuk
        
    • hemen
        
    • Acele
        
    • Çabuk ol
        
    • hızlı
        
    • Çabuk olun
        
    • Hadi
        
    • hızla
        
    • an
        
    • hızlıca
        
    • çabucak
        
    • hızda
        
    • hızında
        
    • hızıyla
        
    • kısa
        
    Çok çabuk kıyafet değiştirdin Leslie. Keşke nasıl yapılacağını Dorothy'ye de öğretsen. Open Subtitles لقد استعديت بسرعة يا ليزلى, يجب ان تُعلّمى دورثى كيف تفعل هذا
    Ama bu çok çabuk karıştırıyor ve sarısını da ayırıyor! Open Subtitles و لكن هذا يضرب بسرعة جدا كما أنه يفصل أيضا
    - çabuk, bir balon al. - Evet. Nice kahrolası yıllara. Open Subtitles ـ بسرعة ، أحضر البالونات ـ صحيح ، عيد ميلاد سعيد
    Ağ ağacın üzerine düşünce hemen oraya gitmeye ve maymunları yakalamaya hazırlanın. Open Subtitles عندما تحيط الشبكة بالشجرة تقدّموا بسرعة. وأمسكوا تلك القرود قبل أن تهرب.
    Arkadaşım bu işin altından kalkıp kalkamayacağını hemen öğrenmek istiyor. Open Subtitles صديقى يريد أن يعرف بسرعة إن كنت تستطيع حل مشكلته
    Bir saat içinde herkes uyanır, Bu yüzden Acele etmeliyiz. Open Subtitles ستستيقظ المدينة كلها في غضون ساعة لذا علينا التحرك بسرعة
    Bu kadar çabuk kaçma. Bu fırsat bir daha elime geçmez. Open Subtitles لا تتركي هذا بسرعة انها فرصة تأتي مرة واحدة في العمر
    - çabuk yapmalıyız. - Ben payıma düşeni yaptım umarım. Open Subtitles يجب أن نجعله بسرعة انني بالأحرى اتمنى أن اعمل قليلا
    Eğer ondan bir an önce kurtulmak istiyorsa, onu çabuk almalı. Open Subtitles اذا كان يجب أن يتخلص منهم بسرعة فيجب أن يقبل السعر
    Hayat ne kadar çabuk geçiyor ve hepsi bir hiç için.Garip. Open Subtitles كيف تمرّ الحياة بسرعة , و كلها للاشيء , شيء غريب.
    çabuk. 12. kattan düşmeye karşı koyabilen insanın üç kemiğinin adı... Open Subtitles بسرعة سمي 3 عظام بشرية يمكنها الصمود من سقوط 12 طابق
    Bu resim her zaman daha iyidir. İnsanlara çabuk ulaşabilirsin. Open Subtitles الصورة تكون دائماً أفضل يجب أن تصل لقلوب الناس بسرعة
    Telsizin yanında değildi ve bizim çabuk hareket etmemiz gerekti. Open Subtitles أنت أغلقت اللاسلكي . و كان لابد أن نتصرف بسرعة
    Bu işe yarar. Yaramak zorunda. hemen gözyaşı dökmeye başladım. Open Subtitles سيفلح ذلك، لا بد أن يفلح، ذرفت بعض الدموع بسرعة
    hemen bana mutfak lavabosunun altından ilk yardım çantasını getir. Open Subtitles اذهب وأحضر لي عدة الأسعافات الأولية تحت حوض المطبخ، بسرعة
    İlk defa bu kadar uzun sürüyordu normalde hemen sıkılırım. Open Subtitles هذه اول مرة اقضي المزيد من الوقت لانني اسأم بسرعة
    Bu yüzden deliller yok olmadan önce... soruşturmamıza hemen başlamalıyız. Open Subtitles لهذا يجب أن نبدأ تحقيقاتنا بسرعة قبل أن تختفي الأدلة
    Audrey, ben Jerry Langford. Bert Thomas'ı bağla ve Acele et. Open Subtitles أودرى , معك جيرى لانجفورد أحضرى بيرت توماس على الهاتف بسرعة
    Efendim, sanırım sorunun ne olduğunu biliyoruz. Acele hareket etmeliyiz. Open Subtitles سيدي أعتقد أني عرفت ما المشكلة يجب أن نتصرف بسرعة
    Seninle dalga geçtiğimi biliyorsun, ama biraz çabuk ol, zaman ilerliyor. Open Subtitles تعرفين انني اداعبك لكن هيا اسرعي بالامر الوقت يمر بسرعة اتفقنا؟
    Bunun bu kadar hızlı olmasının nedeni mobil işbirliği nedeniyledir. TED السبب أنه يحدث بسرعة جداً هو بسبب التعاون بتقنيات الموبايل.
    İzleyin. Kaynağını bulun ve çabuk olun. Gaz seviyesi nedir? Open Subtitles تعقبيها، جدي من أين تأتي و بسرعة مستوى الغاز ؟
    Seni benzinliğe götürürüm, Hadi. Maç birkaç saate kadar başlıyor. Open Subtitles حسنأ هيا بسرعة فلم يتبق لنا الا ساعتين و سنتاخر
    bunun sebebi tarihsel kayıtların büyük bir hızla dijital ortama geçiyor olması. TED والسبب في ذلك هو أن السجل التاريخي يتم تحويله رقمياً بسرعة كبيرة.
    Biraz aklınız varsa, bir an önce evimden toz olursunuz. Open Subtitles لذا ان كان لديك أى عقل فلتخرج من منزلى بسرعة
    Ancak bu aynı bongo çok hızlı bir şekilde müzikten yok oluyor ve halk arasında hızlıca geleneksel tür popülerliğini kaybediyor. TED ومع ذلك هذا الطبل نفسه يختفي بسرعة جدًا من المشهد الموسيقي ومن الأسلوب التقليدي أنه يخسر شعبيته بسرعة جدًا بين الناس
    Biz içeri girer girmez, onu gazeteciler gelmeden çabucak dışarı çıkart. Open Subtitles حالما نصبح في الداخل أخرجه من هناك بسرعة قبل وصول الصحافيين
    James Clark Maxwell ışığın sadece tek hızda hareket ettiğini söylüyor. Open Subtitles لكن جايمس كلارك ماكسويل قال ان الضوء يتحرك بسرعة واحدرة فقط
    Kabarcık sonradan ışık hızında yayılır, tüm uzayı doldurur ve Higgs alanını bildiğimiz halden yeni bir hale dönüştürür. TED بعد ذلك ستتمدد الفقاعة بسرعة الضوء, محتلة الفضاء كله, و محولة مجال هيقز من الحالة المعروفة الى الحالة الجديدة.
    Hayır, hazır olmamız gerekiyor, paramızın olması gerekiyor, bilginin ne anlama geldiğini bilmemiz gerekiyor, ve yıldırım hızıyla hareket etmek zorundayız. Open Subtitles كلاّ، يجب أن نكون جاهزين ، ويجب أن نُعدّ النقود ويجب أن نعرف ما تعنيه تلك المعلومة ويجب أن نتحرّك بسرعة
    Şimdi size gösterdiğim tüm bu salgınlar, şu anda kontrol altındalar ve görünen o ki; çok çok kısa sürede sonlanacaklar. TED حسنا ، كل هذه الأزمات التي عرضتها لكم هي تحت نطاق السيطرة حاليا و يبدو الوضع و كأنهم سوف يتوقفون بسرعة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus