"فعلتِ" - Traduction Arabe en Turc

• yaptın
• yaptığını
• yaptığın
• yaparsan
• yaptığına
• yapıyorsun
• Öyle
• başardın
• yaptığının
• yaptım
• söyledin
• yapmışsın
• yapar
• yapmıştın
• yaptığınız

Ayrıca, doğru olanı yaptın. Ortak hiçbir şeyimiz yoktu, hatırladın mı?
بالإضافة إلى أنك فعلتِ الصواب نحن ليس بيننا قواسم مشتركة، أتذكرين؟

Kusursuz bir iş çıkarıyorsun, daha önce yaptın mı ki?
أنّكِ تبلين بلاءً حسن. هل فعلتِ هكذا شيء من قبل؟

Hayır, her zaman yaptığını yaptın. Kötü olan her şeyden uzaklaşmayı.
لقد فعلتِ ما تقومين بهِ دوماً أن تجعلين السيء يبتعد عنا

Benim sorunum bize ne yaptığını ve neden yaptığını bilmek istemem.
مشكلتي أنني ، أريد أن أعلم ماذا فعلتِ لنا و لماذا

Sen de caddede çocuğuyla birlikte giden kadına baktığında yaptın bu hareketi.
و قد فعلتِ ذلك عندما شاهدتِ تلك المرأة مع طفلها على الطريق

Ne yaptın bilmiyorum ama kötü bir virüsü aktif etmişsin.
حسنٌ، لستُ أدري ماذا فعلتِ لكنّي وجدت بعض البرامج الضارة

- Evet, yaptın. En azından öyleymiş gibi yapmayı becerdin.
لا, لقد فعلتِ حسناً, إذن أبليتِ حسناً في تزييف الامر

Anne, yaptığın cidden kabalıktı. Neden böyle bir şey yaptın ki?
أمى , هذا تصرف غير لائق مع نوح لماذا فعلتِ ذلك؟

Onu kaynağımız yapmak için elinden geleni yaptın. Ki zaten bu senin görevindi.
لقد فعلتِ ما في وسعك لأجل تجنيده كانت هذه هي مهمتك في الأصل

Uslu dur. Cidden, nasıl yaptın bilmiyorum ama teşekkür ederim.
كن جيداً أنا لا اعرف جدياً كيف فعلتِ ذلك

Hayatın boyunca çok fazla aptalca şeyler yaptın, ama bu...
لقد فعلتِ أشياء حمقاء كثيرة في حياتك. ولكن هذه

Başka paramız yok! Her şey ona bağlıydı! Niye böyle bir şey yaptın?
هذا هو كل ما لدينا كنت أعتمد عليه، لما فعلتِ ذلك؟

Sadece sana saygı duyan bir yanım var, çünkü bana çok büyük bir iyilik yaptın. Amazon ulusu öldü.
هناك فقط جزء صغير مني يحترمكِ لأنكِ فعلتِ لي معروفاً كبيراً

Senin yaptığın gibi sır tutacak pek fazla eş yok.
لا يوجد الكثير من الزوجات يحتفظون بسر مثل ما فعلتِ

Yani eğer bir şey yaparsan, birini öldürmek gibi, benim üstüme kalır.
, لذا لو فعلتِ أيّ شئ كقتل أحدهم فهذا سيقع على عاتقي

Bunu yaptığına inanmıyorum. Bu konunun aramızda kalacağı hususunda anlaşmıştık.
لا أصدق أنك فعلتِ ذلك لقد اتفقنا أن هذه العلاقة ستبقى بيننا

Seni 10 dakika yalnız bırakamıyorum. Bunu niye yapıyorsun?
لا أستطيع أن أتركك لوحدك لعشرة دقائق لماذا فعلتِ هذا ؟

Dürüst olmak gerekirse, Öyle mi acaba diye düşünmekten uykum kaçtı.
إذا أنا لأكون صادقاً، لقد سهرتُ طوال الليل متعجباً إذا فعلتِ.

Yapmaya çalıştığım şeyi sen başardın, ben başaramadım ve nasıl yaptığını bile bilmiyorsun.
فعلتِ ما كنت أحاول فعله، وأنا لم أستطع. ولا تعرفين حتى كيف فعلتيه.

Hayatının geri kalanı için ne yaptığının bir önemi yok sonsuza dek bir süprüntü olarak kalacaksın.
مهما فعلتِ لبقية حياتك ستبقين دائما قمامة

Hayır, yapman gereken şeyi yaptım.
لا ، فعلتِ كل ما كان عليكِ القيام به

Hiçbirimiz senin yanındayken bu sözü söylemedik ama sen söyledin!
لا أحد منا أبدا إستخدم هذه العبارة أمامك، لكنك فعلتِ

Ben de antreman yapabilirim diye düşündüm ki sen belli ki yapmışsın.
لذلك ظننت ان أستمتع خارج العمل قليلاً، حيث من الواضح انكِ فعلتِ

Diane, senden tanıklık yapmanı isteseydim, yapar mıydın?
دايان، لو كُنتُ طلبتُ مِنكِ أن تَشهدي لصالحي، هَل كُنتِ فعلتِ ذلك؟

Bir ay olmasın sakın? Geçen hafta buradayken, neredeyse aynı şeyi yapmıştın bana.
بالأحرى كان شهرك شاقاً، إذ فعلتِ بي الأمر نفسه الأسبوع الماضي

Bizim için yaptığınız çok çok güzel bir şeydi, Bayan.
لقد فعلتِ لنـا معـروفـاً كبيـراً أيتهـا الآنسـة