"altın" - Traduction Turc en Arabe

    • الذهب
        
    • ذهب
        
    • الذهبي
        
    • ذهبي
        
    • بالذهب
        
    • الذهبى
        
    • ذهباً
        
    • الذهبيّة
        
    • ذهبا
        
    • ذهبى
        
    • الذهبيه
        
    • جولدن
        
    • للذهب
        
    • غولدن
        
    • الذهبِ
        
    Görüyorsunuz, aluminyum gezegendeki en değerli metaldi, altın ve platinden daha değerli. TED ترون، الامنيوم كان المعدن الأكثر قيمة على الكوكب أغلى من الذهب والبلاتينيوم
    Her biri 45 kilo altın taşıyan 100 deve olduğu söyleniyor. TED قيل أن 100 جمل يحمل كلٌ منها 100 جنيه من الذهب.
    Birisi bu sömürge sisteminin başında oturmuş... ...Dini kullanarak elimizdekileri alıp bizden kurtulmak istiyordu. Petrolü, elması... ...altın ve topraklarımızı istiyorlardı. TED أنه شخص ما يجلس في مكان ما ويتلاعب بالنظام، ويستخدم الدين لأخذ ما يريدونه منّا. الذي هو البترول، الماس، الذهب والأرض.
    Mor ise en nadir olan renkti, benim için altın gibiydi. TED الأرجواني في الحقيقة هو اللون الأكثر ندرة وكأنه ذهب بالنسبة لي
    Fakat genetik modifikasyona karşı olan aktivistler altın pirince düşmanca karşı çıktı. TED لكن الأرز الذهبي تَلقى معارضة شديدة من قبل الناشطين المناهضين للتعديل الوراثي
    Bin altın mı! Ben Leydi Amara için hayatımı bile veririm! Open Subtitles ْ 1000 قطعة من الذهب أنا أضحي بحياتي من أجل أمارة
    altın, onu bulmak için sarf edilen emek yüzünden bu kadar değerlidir. Open Subtitles لذلك يستحق الذهب قيمتة الكبيرة نتيجة الجهد الأنسانى المبذول فى البحث عنه
    - Belki. - O halde niye bu eşyaları altın madenine götürmüyorsun? Open Subtitles ـ ربما ـ لماذا لا نأخذ هذا الطعام إلى معسكر الذهب ؟
    Evet, altın istiyordum. Paranın satın alabileceği her şeyi istiyordum. Open Subtitles آجل أردت الذهب أردت كل الأشياء التى يمكنى بها الشراء
    Bak artık viski için altın yok. Kızıl Buluta söylerim. Open Subtitles انظرا، لا يوجد المزيد من الذهب للويسكي سأخبر السحابة الحمراء
    Bu, bulmak için kalede her yeri kazdıkları gömülü altın. Open Subtitles ذلك هو الذهب الأحتياطى الذى كانوا يبحثون عنه فى القلعة
    - Her yerde altın ve gümüş var! - altın, bulduk! Open Subtitles ـ ذهب وفضة في كل مكان ـ إنه ذهب، لقد نجحنا
    Ne parasından bahsediyorsunuz? altın madeni buldunuz; ama farkında değilsiniz! Open Subtitles أنتم تجلسون فوق منجم ذهب ولكنكم لا تعرفون ذلك حتى
    Size garanti ederim, orada Birleşik Devletler'e ait altın yok. Open Subtitles يمكنني أن اضمن لك أنه لا يوجد ذهب أمريكي هناك
    O zamanlar korsanlığın altın zamanlarıydı, Teach gibi korsanlar uzak denizleri korkuya boğuyorlardı. TED وكان ذلك العصر الذهبي للقرصنة، عندما كان يرهب القراصنة كأمثال تيتش أعالي البحار.
    Orada olduğunu zaten bilmedikleri sürece kimseye küçük altın kalbimden bahsedecek kadar güvenmezdim. Open Subtitles أشك أن يلاحظ أحدهم قلبك الذهبي الصغير إلا إذا عرفوا إنه كان هناك
    Bu dönen ok Masonların temeli gibi gözüküyor... kantaşı, altın... Open Subtitles هذا الوعاء يبدو أنّه مأسوني في الأصل وعاء الدم الذهبي
    altın tonlarında bir bronzluk için önce 4 koruma faktörlü losyon kullanıyorum. Open Subtitles أولاً، أَستعملُ هذا رقم 4 مستحضرِ السمرة لإعْطاء نفسي أسمرار ذهبي لطيف.
    İçi tümüyle leopar derisi kaplanmıştı ve tamamı altın kaplamalı telefonlardan vardı. Open Subtitles كان كل شيء مغلفا ..بجلد النمر. و بها هاتف خاص مطلي بالذهب.
    Fransız veliahdı, altın Yunus, bunu rüyasında gördü ve gülümsedi. Open Subtitles الدرفيل الذهبى وريث العرش الفرنسى قد رأى ذلك فى منامه
    Eğer burada altın bulamadıysanız, göründüğünüz kadar zeki değilsiniz demektir. Open Subtitles إذا لم تجدوا ذهباً هنا فلستم أذكياء كما يبدو عليكم
    O altın renkli dar şortu giymek zorunda kaldığımı hatırlıyor musun? Open Subtitles أتتذكرين عندما كنتُ مضطرًا أن أرتدي هذه السراويل القصيرة الذهبيّة والضيّقة؟
    Birileri burda altın bulunca herşey karıştı. Open Subtitles كل ذلك بسبب أن أحدهم قد وجد ذهبا فى هذه المنطقة
    Güzel. Güze bir kupa almışsın. Güzel altın bir kupa. Open Subtitles هذا لطيف, حصلت على نصب تذكارى جميل نصب تذكارى ذهبى
    Evet, bütün o harika küçük altın elmalara sahipti, ve Atlanta önde koşuyordu ve Hippomenes küçük bir altın elma yuvarlıyordu TED حسنا، كان لديه جميع تلك التفاحات الذهبيه الرائعه، كانت تتعداه، وكان يدحرج تفاحة ذهبية صغيرة.
    Hazır gelmişken altın Top'a da bir merhaba dersin. Open Subtitles ويمكن أن تلقي السلام على جولدن بالز بينما أنت هناك.
    Ona değerlendirme yapması için bir altın uzmanı bularak toprağı test ettireceğiz. Open Subtitles فقط بما فيه الكفاية ..لأخذ عينةمنالتربة. وبعد ذلك نأتي بخبير للذهب للتقييم.
    Bir altın Küre ve iki Emmy'e aday oldu. TED تم ترشيحه لجائزة غولدن غلوب وجائزتين إيمي
    240 ton altın ile isyanı karşılayabilirim. Open Subtitles بــ 240 طنِ مِنْ الذهبِ نحن يُمْكِنُ أَنْ نَتحمّلَ الثورة ضدّك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus