Ve bir şeyin farkına vardım: Marihuana içmediğimde gerçekten çekilmez bir adam oluyordum. | Open Subtitles | و أدركت شيئا أنا كنت رجل عصبي للغاية عندما كنت لا أدخن الماريجوانا |
Ve hayatımda ilk defa benden daha büyük bir şeyin parçası olduğumu hissettim. | TED | و شعرت لاول مرة في حياتي كنت جزءا من شيء اكبر من نفسي |
İnsanların nasıl olduklarını bilirsiniz. bir şeyin hemen dedikodusunu yaparlar. | Open Subtitles | تعرفون كيف هي طبيعة الناس، تخبرهم بشيء فيبدأون بالحديث عنه |
Eğer bana söyleyecek bir şeyin varsa, hemen söylesen iyi edersin. | Open Subtitles | إذا لديك شيء تود قوله لي، من الأفضل أن تقوله الآن. |
Söyleyecek bir şeyin varsa söyle. Çünkü şu anda tamamen hazırım. | Open Subtitles | اذا كان لديك ما تقولينه فانطقى به انا على استعداد لسماعه |
Bu büyük buluşu nasıl yaptığının hikâyesini paylaştığı zaman, ayrıca bir şeyin onu neredeyse bu buluşu yapmaktan alıkoyduğunu da açıklıyor. | TED | وعندما أخبر جاك قصته وكيف وصل لهذا الإنجاز الضخم، قام أيضاً بشرح أن هناك شيء واحد منعه من التوصل لهذا الإنجاز. |
Kaybedecek bir şeyin kalmadığında içine nasıl huzur doluyor bilemezsin. | Open Subtitles | انت تشعر بالهدوء . عندما لا يكون هناك شيئا لتخسره |
Dürüst olduğumuz sürece, bana söyleyecek başka bir şeyin var mı? | Open Subtitles | حسنا, بما أنك صادقه .. أليس هناك شيئا تخبرينه بيه ؟ |
bir şeyin gerçek olmadığını bildiğin halde onu sevmeye devam edebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك ان تعرفي انه هناك شيئا غير حقيقي و تستمرين بحبه |
Yani hiç daha büyük bir şeyin parçası olabileceğimizi hissetmiyor musun? | Open Subtitles | إذًا ؟ ألا تشعر أبدًا وكأننا جزء من شيء كبير ؟ |
Bak, özel bir şeyin parçası olman için bir şans veriyorum. Tarihin. | Open Subtitles | انظر، أنا أعطيك الفرصة لتكون جزء من شيء مميز، جزء من التاريخ |
Başlarda sanırım eve gitmeyi istiyordum, fakat şimdi karar verdim ki, bir şeyin parçası olmak isterim, devamlı bir parça, ne demek istediğimi anlarsan. | Open Subtitles | في البدايه كنت أعتقد أني أريد العودة للمنزل لكن الآن قررت الإهتمام بكوني جزء من شيء ما جزء دائم , إذا فهمت ما أقصد |
Halk belki de bir izolasyon içinde yaşarken bir şeyin etkisiyle kendilerini daha ileri bir teknolojinin içinde bulmuşlar. | Open Subtitles | المجتمع قد يكون نشأ في العزله ، وتأثر في وقت لاحق بشيء قاده فجأة للقفز الى تكنولوجيا أكثر تقدما |
Yiyecek bir şeyin var mı? Bizde hiçbir şey yok. | Open Subtitles | هل لديك شيء ممكن اتناوله، لم يعد لدي أي شيء |
Çünkü eğer söyleyecek bir şeyin varsa... bu tam zamanı. | Open Subtitles | لأنه إن كان لديك ما تقولينه الآن هو الوقت المناسب |
Bir çocuğa, bir şeyin kendisine zor gelebileceğini asla söyleme. | Open Subtitles | لا تقولي لطفل أبداً أن هناك شيء صعب جداً عليه |
Suyun altındaki bir şeyin bacağını çektiğini söylediler ama bunu yapacak bir şey yoktu. | Open Subtitles | لقد قالوا أنّ شيء ما قام بِــ شدّ رجلها من أعماق المياه ولكن، ليس هناك ما يمكنهُ فِـعل هذا |
Kulağa daha çok bir opera salonu ya da başka bir şeyin ismiymiş gibi geliyor. | Open Subtitles | تبدو أقرب إلى ، مثلاً دار الأوبرا ، أو شيء من هذا. |
bir şeyin yok. bir şeyin yok. Ellerini kaldır. | Open Subtitles | أنت بخير، أنت على ما يرام ارفع يديك |
"O binanın tavan arasına girdim, sandık gibi bir şeyin üzerine çıktım." | Open Subtitles | دخلت الى الغرفة العلوية لذلك المبنى ووقفت على صندوق أو شيء ما |
Tam bir şeyin ortasındayım, sen git ben birazdan geleceğim, olur mu? | Open Subtitles | أنـا وسط شئ ما هنا، لذلك، سأتئ للعثور عليك بعد قليل، حسناً؟ |
Bana söyleyecek bir şeyin yok, çünkü bu gerçek değil. | Open Subtitles | لا يوجد لديكِ شيء تخبريني به لأن ذلك ليس حقيقيًا |
Tersini gösteren çok fazla kanıt olsa da ben gerçek bir şeyin peşindeyim. | Open Subtitles | ولكن أيضاً هنالك الكثير من الدليل على العكس أنا أبحث عن شيء حقيقي |
Bilim dünyasında, bir şeye inanıyorsanız, inanma nedenlerinizi öğrenmek isteriz. bir şeyin bizim için iyi ya da kötü olduğunu | TED | في العلوم .. نحن نهتم فقط بالأسباب التي دفعتك لإعتناق رأي علمي ما. وكيف يمكنك الجزم بأن شيئ ما مفيد لنا كبشر |
Hayatımda ilk kez önemli bir şeyin parçasıymışım gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لأول مرة فى حياتى أشعر أننى جزء من شئ مهم |