"hapse" - Traduction Turc en Arabe

    • بالسجن
        
    • سجن
        
    • إلى السجن
        
    • السجنّ
        
    • السّجن
        
    • السجنِ
        
    • سجنه
        
    • يسجن
        
    • في السجن
        
    • سجنك
        
    • خلف القضبان
        
    • أسجن
        
    • الحبس
        
    • للسَجْن
        
    • الى السجن
        
    Donny Faster müebbet hapse mahkum. Şartlı tahliye hakkı da yok. Open Subtitles دوني فاستر تخدم حكم بالسجن مدى الحياة بدون إمكانية إطلاق السراح.
    hapse girersen sadece o kız değil birçok kişi hayatını kaybedecek. Open Subtitles أفضل خسارة مريضة الآن على أن نخسر ملايين و أنت بالسجن
    kaç tane kişinin hapse girdiğini, kaç tane aile üyesinin öldürüldüğünü buldum. TED تقصيت كم شخص منهم قد سجن. كم من أفراد العائلة قد قتل.
    Bir saniye için, çocukların hapse değil de üniversiteye gittiği bir mahallede yaşasalardı, Chuck ve Tim'in hayatının nasıl olacağını hayal etmenizi istiyorum. TED أريدكم أن تتخيلوا لثانية ما ستكون عليه حياة تشك وتيم لو كانا يعيشان في حي يذهب فيه الأولاد إلى الكلية، ليس إلى السجن.
    Pek çok insanı hapse attım ve hiçbiri beni takip etmedi. Open Subtitles لقد وضعت العديد من الأشخاص بالسجن لا أحد منهم جاء ليلاحقني
    ...birazcık sinsemilla yüzünden beni 25 ila müebbet hapse mahkum etti. Open Subtitles القاضي الأبيض حكم عليَ بالسجن 25 عام من أجل بعض المخدارت
    Baltimore'lu iki kişi bugün bir gizli polise 40 dolarlık kokain satmaya teşebbüsten 15 yıl hapse mahkûm edildiler. Open Subtitles اثنان من رجال بالتمور حكم عليهم بالسجن 15 عام في سجن فيدرالي اليوم . لحيازتهم مكاتب لبيع الكوكاين ..
    Onun hapse girmesine kasten sebep olduğumu sandığından intikam almak istedi. Open Subtitles لقد أراد الأنتقام لأنه ظن أني وضعته بالسجن. ولكن ذلك بالماضي.
    Suçluysa hapse atarsınız, ama en azından biraz merhamet gösterin. Open Subtitles اذا كان مذنبا نحكم عليه بالسجن ونحاول اظهار بعض الرحمـة
    Yapmadığı bir şey için birinin ömür boyu hapse girmesine izin veremem. Open Subtitles لا أريد ان ارى رجلا يقضي بقية حياته بالسجن لشيء لم يفعله
    Sırf gey oldukları için insanları hapse atmaya son ver. Open Subtitles توقفوا عن اتهام المعارضة توقفوا عن سجن الناس لأنهم شواذ
    hapse girmemek çok hoşuma giderdi. Ne kadar hoşuma gideceğini tarif bile edemem. Open Subtitles أنا حتى لا أستطيع أن أبدأ وصف مدى حبي عدم الذهاب إلى السجن.
    hapse girdiği gün baban bana bunun sözünü vermişti. görüntü bulunamadı Open Subtitles أنا أستحق ذلك، والدك قد وعدني بذلك حينما ذهب إلى السجن
    Sen konuşmasaydın o da hapse girerdi ve şimdi yaşıyor olurdu. Open Subtitles كان يمكن أن يكون أفضل حالا إذا سكت وتركته يدخل السجنّ
    Bu adam annemi kalbinden bıçaklayıp babamı hapse gönderdi. Open Subtitles هذا الرجل طعن والدتي في قلبها، وأرسل والدي إلى السّجن
    Seni hapse atmak için... ihtiyacım olanı alana kadar seni taciz edeceğim. Open Subtitles سَأكُونُ في جميع أنحاء أنت حتى أُصبحْ الذي أَحتاجُ لوَضْعك في السجنِ.
    Ülkeyi demir yumrukla yönetirdi. Yetkisini sorgulamaya cüret eden herkes tutuklandı, işkence gördü, hapse atıldı ve hatta öldürüldü. TED لقد حكم البلاد بقبضه من حديد وأي شخص يتجرأ ويعترض على السلطة كان يتم إعتقاله ، تعذيبه سجنه ، أو حتى قتله
    Haber spikerini hapse göndermiş bir hâkim olmak istemediğini biliyor sadece. Open Subtitles مايعلمه أنّه لا يريد أن يكون القاضي الذي يسجن مذيع أخبار.
    Birleşik Krallık'ta 200.000 çocuk hapse giren ebeveyni yüzünden utanç ve soyutlanma yaşıyor. TED في المملكة المتحدة هناك 200000 طفل يعانون من العار وانعزال الأهل في السجن.
    Sizin hapse girişinizden 7 yıl sonra o sokakta öldürüldü. Open Subtitles لقد قتلت في الزقاق قبل حوالي سبع سنوات من سجنك
    Onları hapse at ve anahtarları fırlat. Open Subtitles التوصية بالقائهم خلف القضبان ورمي المفتاح بعيدا
    Üzerinde uyuşturucu var mı? At onları, senin yüzünden hapse girmeyeceğim. Open Subtitles هل لديك مخدرات معك ألأن أخرجهم , أنا لن أسجن بسببك
    Bir numara çevir ve onu hapse yolla. Uzun süreli olmasın. Open Subtitles افعلها , ضعه فى الحبس صعه فى الحبس ولكن ليس طويلا
    Toplum kurallarına uymazsan, seni hapse gönderirler. Open Subtitles إذا عصيت قواعدَ المجتمع يُرسلونَك للسَجْن.
    Bak. Nişanlım, babasını hapse gönderdiğim için beni düğün günümüzde terketti. Open Subtitles انظر ، لقد تركتنى خطيبتى يوم زفافى لأرسل والدها الى السجن

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus