| Seni kardeş gibi severim Mike, ama çok şey biliyorsun. | Open Subtitles | أنا أحبك مثل أخي يا مايك و لكنك تعرف الكثير |
| Sana utanç getirmemiş olur büyük kardeş başkası için aslan dansını yapmamış olurdu! | Open Subtitles | أنا لن أكون حي لأجلب لك العار أخي الأكبر لن ترقص رقصة الأسد لشخص آخر |
| Abi cehennem azabı çekerken kardeş parti veriyor. Ne örnek aile. | Open Subtitles | الأخ الأكبر يتحمل الهراء بالكامل والأصغر يستمتع, يالها من عائلة مثالية |
| Bunu kaçırdıkları için üzüldüklerini biliyorum ama sana bir erkek kardeş getirmeye gittiler. | Open Subtitles | أعلم بأنهم حزينين أيضاً لانهم فوتوا هذا ولكنهم سيجلبون لك ذاك الطفل الأخ |
| Vincent'in bir erkek kardeşi olmasını istiyorduk, beraber oynayacağı bir kardeş. | Open Subtitles | نحنُ نريد فينسنت أن يحصل على أخ كما تعلم ليلعب معهُ |
| Yine yanlış kardeş. Ölülerle çıkan benim. Alınma ama hepsi de yakışıklı çocuklardı. | Open Subtitles | مرة أخري , أخطأت في إختيار الأخت أنا هي التي تواعد الرجال الميتين |
| Şimdi Büyük kardeş'in neden gittiğini anlıyorum. | Open Subtitles | الآن انا فهمت لماذا أخي الأكبر كان عليه الرحيل |
| Usta, Büyük kardeş gitmek için acele etti. | Open Subtitles | معلمي,أخي الأكبر رحل بسرعة أكثر من اللازم |
| Eğer büyük kardeş açlıktan ölmediyse, onun yanına. | Open Subtitles | إذا لم يكن أخي مات من الجوع أنا سأذهب إليه |
| Vaiz kardeş, seninle aynı seviyeye geldim. | Open Subtitles | أخي الداعية, علىَّ أن أقول لك ما سأقوله بالتدريج |
| Peki ama kötülük kardeş Adrian'sa ben neden Claudia ile ilgili hayaller görüyorum? | Open Subtitles | لكن اذا كان الأخ أدريان هو الشر اذا لم تردني رؤى بخصوص كلوديا؟ |
| Kraliçe annenin duruşması hükme bağlandığında kardeş Loras ayrılmakta serbest olacak. | Open Subtitles | متى ما أُبرمت محاكمة الملكة سيكون الأخ لوراس حُرّاً لأن يُغادر |
| bir gelenektir. Öldüren genelde erkek kardeş, baba ya da ailedeki bir amca veya dayıdır. | TED | عادةً ما يكون القاتل من الأسرة فقد يكون الأخ أو الأب أو العم |
| Bu daireyi kiralayan inatçı ve ayağını ağzına sokan bir kardeş zaten var. | Open Subtitles | هناك فعلاً أخ برأس الثور الذي يضع قدمه في فمه يستأجر هذه الشقة |
| Bana kardeş gelen gün, sıradan bir gün gibi başlamıştı. | Open Subtitles | بدأ اليوم الذي حصلت فيه على أخ صغير كسائر الأيام |
| Bu gece bizimle çıkmak istemediğine emin misin, kız kardeş? | Open Subtitles | أأنت أكيدة بأنك لا تريدين الخروج معنا أيتها الأخت الصغرى؟ |
| Sürekli elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak kardeş Joseph'in ölümünü Mormon taburunu ve diğer mahkemeleri atlatmamda yardımcı oldu. | Open Subtitles | بالرغم من اني لم اشعر بالارتياح حاولت فعل الافضل مما ساعدني لتخطي موت الاخ جوزيف قائد المورمون والعديد من التابعين |
| Bin yıl önce, İslamın altın çağını yaşadığı dönemlerde, Bağdatlı üç kardeş otomatik çalan bir alet icat etti. | TED | منذ تقريباً ألف سنة مضت، في أوج النهضة الإسلامية، ثلاثة إخوة في بغداد صمموا جهازاً والذي كان أورغناً آلياً. |
| Ondan uzak dur kardeş Luiku, senin felaketin olur. | Open Subtitles | ابقَ بعيداً عنها، يا اخي فعلى يديها يكون دمارك |
| Sanırım, bu sen ve ben kardeş gibiyiz demek, dimi? | Open Subtitles | أخمن أن هذا يعنى أن أنا و أنت أصبحنا أخوة |
| Vaiz kardeş, Ben kafa koparmaya hazırım. | Open Subtitles | أخى الداعية, أنا مستعد لفعل أى شيء علينا فعل شيء لنُخيف هؤلاء الشياطين |
| - Evet. - Evet, kardeş. Üzgünüm. | Open Subtitles | . أختاه , أنا آسف لقد جعلتك تقفين على قدميك طوال اليوم |
| Kılı kırk yarmak istemem, kardeş, ama aslında umuda inanmam. | Open Subtitles | لا أقصد الإعتراض يا أختي لكنّي بالضبط لا أؤمن بالأمل. |
| 15 yıl öncesine kadar bilim adamları kardeş bağına pek ilgi göstermediler. | TED | إلى ما قبل الخمسة عشر سنة الماضية، لم ينتبه العلماء لرابط الأخوة. |
| Bu barbut garip bir oyun, zenci kardeş! | Open Subtitles | هذا هو بالتأكيد واحدة لعبة غريبة من الفضلات، شقيق الروح. |
| Deniz seviyesinden 1.5 km yukarıda burada müthiş bir anne baba ve 10 kardeş ile büyüdüm. | TED | انها ترتفع ميلاً عن سطح البحر ونشأت هناك مع 10 إخوة و أخوات ومع والدين رائعين جداً |
| Ancak kardeş Brown iki dolarlık fahişeyle iyi vakit geçirdi. | Open Subtitles | ولكن اقضى وقتا سعيدا يا اخى مع تلك الفتاه |