| Şuan Maroon 5 ve Colin Farrell'la bir arada olmam gerekiyordu! | Open Subtitles | انا المفروض ان اكون مع مارون 5 و كولن فالر الان |
| Bir şey olmam gerek diye bir kural mı var? | Open Subtitles | هل هناك قانون يقول انه يجب ان اكون شكلا ثابتا؟ |
| Ayrımcılığın ne olduğunu gün geçtikçe daha fazla öğreniyordum ve aynı derecede önemli olan, kendi avukatım olmam gerektiğini öğreniyordum. | TED | كنت أتعلم أكثر وأكثر عن معنى التمييز، وبنفس المقدار من الأهمية، كنت أتعلم أنني بحاجة إلى أن أكون مُدافعي الخاص. |
| Fakat sadece şiiri bitirmiş olmam kafamı karıştıran şeyleri çözdüğüm anlamına gelmez. | TED | ولكن ليس معني أنني أنهيت قصيدة أنني قد حللت ما كان يحيرني. |
| Paranoyak olmam, o çantada bir şey olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | كوني موسوسة لا يعني عدم وجود شيء في هذه الحقيبة |
| Bu korkunç bir şeydi, fakat olmam gerektiğini düşündüğüm bir asker olmak için ne eğitimli ne de yeterli olmadığım açıktı. | TED | كان ذلك مرعباً. لكن من الواضح أني لم أتدرب، ولم أكن مؤهلاً، كي أصبح الجندي الذي اعتقدت أني أريد أن أكونه. |
| Yarın işte olmam gerek, bu günler bizim için çok hassas. | Open Subtitles | يجب علي التواجد في العمل غدآ هذه من الأوقات الأكثر حساسية |
| Biliyorum ama belki benim son olmam uygun olur diye düşünüyordum. | Open Subtitles | نعم , انا اعرف ولكننى ظننت انى مناسب لكى اكون الاخير |
| Beni takım elbiseli tipin teki olmam için zorlayıp durdu, babam gibi değilim. | Open Subtitles | انت تعلم لقد اصبحت تدفعني ان اكون الرجل في البذلة وانا لست ابي |
| Bugünden sonra bunu devam ettirmem için delirmiş olmam lazım. | Open Subtitles | بعد اليوم, عليّ أن اكون مجنونًا .كي أُبقي هذا مستمرًا |
| Komik olansa, bazen onlara mektup yazmaya kalktığımda yazacak bir şey bulamıyor olmam. | Open Subtitles | الأمر المضحك هو, أنني أجلس أحيانًا لأكتب لهم رسالة ولا يؤتي الأمر شيئًا. |
| Hangi radyoda? Radyo dinlerim ben. Seni duymuş olmam gerekir. | Open Subtitles | بأي محطة ,أنا أستمع للراديو لابد أنني سمعتك من قبل |
| Komik olan bugün kendimi sana çok yakın hissetmiş olmam. | Open Subtitles | الشيء المسلي في هذا اليوم أنني أشعر أنني قريب منك. |
| Bu, aptal olmam gereken Pennsylvania, Pittsburgh'da şu anki bir proje. | TED | هذا مشروع حديث في بيتسبيرغ، بينسلفانيا حيث استطعت أن أكون حمقاء |
| Hayır. Bunun yapabilmesi için benim aşık olmuş olmam gerekirdi. | Open Subtitles | لا, لأكون قادرة على ذلك لابد أن أكون واقعة بالحب |
| Paranoyak olmam, o çantada bir şey olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | كوني موسوسة لا يعني عدم وجود شيء في هذه الحقيبة |
| Açikça belirtmis olmam gerek. Bana yetiskin bir doktor lazim. | Open Subtitles | روس، ربما كان يجب أن أحدد أني أريد طبيب بالغ |
| Barda işler çığırından çıktı. 20 dakikaya barda olmam lazım. | Open Subtitles | الوضع جنونى فى الحانه على التواجد هناك خلال 20 دقيقه |
| Eğer burada olmam, sizin için bunu daha da zorlaştırıyorsa söyleyin, gideyim. | Open Subtitles | لو أن وجودي هنا يزيد الأمر صعوبة عليك, قلها، وسأرحل من هنا. |
| Bir ortama elinde limonatasıyla gelen bir adam olmam ben. | Open Subtitles | انا لن أكون الرجل الذي يتظاهر ومع عصير الليمون والكعكة. |
| April, benim de bu durumun bir parçası olmam mümkün mü? | Open Subtitles | آبريل، هل من الممكن أنّي أصبحتُ جزءاً من هذا النمط السلوكي؟ |
| Gerçek sebep, tabii ki size aşık olmam. İşte gerçek bu. | Open Subtitles | ، إنّ السبب الحقيقي، بالطبع أنّني وقعت في حبكِ إنهـا الحقيقة |
| Ama meğerse dürüst olmam gerekiyormuş. | Open Subtitles | تبيّن أنّ كلّ ما كان عليَّ فعله هو أن أكونَ صادقاً. |
| Dürüst olmam gerekirse senden haber almak beni şaşırttı. | Open Subtitles | لاكون صريح تماما انا كنت مندهش قليلا عندما اتصلتى بى |
| Şu an hayatta olmam büyük bir şans. | Open Subtitles | أنا محظوظ جدا لكوني لا زلت على قيد الحياة |
| Efendim haberin doğru olma ihtimaline karşılık orada olmam gerekiyor. | Open Subtitles | سيدي، يجب أن أتواجد على الأرض في حالة، تأكيد الخبر |