ve oyunda, öğrenciler Bazen gerçekten de bir barış gücü oluşturuyorlar. | TED | و يحصل أحيانا في اللعبة، أن يتحد التلاميذ في قوة سلام. |
Bizim açımızdan, biz Bazen sınıfta insanların kişisel ve eşsiz deneyimlerinden konuşuruz. | TED | بالنسبة لنا أحيانا نود التكلم عن التجارب الشخصية للناس في غرفة الصف. |
Ve elbette çok hızlı büyüyor, Bazen büyüme sancıları oluyor. | TED | وبالطبع , انها تنمو بسرعة , أحيانا هناك بعض المتاعب |
Mimar Mies Van Der Rohe'nin bir sözünü hatırladım ve aklımda kaldığı kadarıyla şöyle demiştir; Bazen doğruyu anlatmak için yalan söylemeniz gerekir. | TED | أنا اذكر ما قاله المعماري ميس فان دير روه ، و سوف أعيد صياغة ما قاله ، عليك أحيانا أن تكذب لتخبر الحقيقة. |
Çoğunlukla zevk almaya bir fırsat, ama Bazen daha zor bir şey. | TED | وهي بالأساس الفرصة التي يمكن الاستمتاع بها، قد تكون أحيانا أشياء صعبة. |
Bazen Facebook kullanıcıların müşteri değil ürünün kendisi olduğunu söylüyor. | TED | ويقال أحيانا عن الفيسبوك بأن المستخدمين ليسوا زبائنًا، لكنهم المنتج. |
Bir şeyi yapmak korkutucu olabilir ama Bazen yapmamak daha kötüdür. | TED | يمكن أن يكون التصرف مخيفاً، ولكن أحيانا عدم التصرف يكون أسوء. |
Bilirsiniz, hayalime kimin yardım edebileceğini bulmak için isim kartlarına bakmak, Bazen birbirimizin insanlığının direkt içinden bakmak gibi. | TED | كما تعلم، أنت تبحث بين الأسماء لعلك تجد من قد يساعدك في تحقيق حُلْمِك، أحيانا تبحث في إنسانية الآخر. |
Ancak Bazen hala cinsiyet beklentileri anlamında çok hassas hissediyorum. | TED | لكن أحيانا أشعر باني ضعيفة أمام الانتظارات المرتبطة بنوع الجنس. |
Bazen onu eve götürsem diye düşünürdüm, yıkayıp, rahatlatıp giydirmek için. | TED | أحيانا أفكر بأن علي أخذها الى المنزل معي تحميمها, تريحها والباسها |
Yüksek ithalat vergileri sıklıkla problemi artırıyor, Bazen de arabanın fiyatını ikiye katlıyor. | TED | غالبًا ما تزيد واجبات الإستيراد المرتفعة من حدة المشكل، بمضاعفة ثمن السيارة أحيانا. |
Bazen savaş bittiğinde ve bütün film ekipleri gittiğinde en ilham verici hikayeler radarın hemen altında gerçekleşen hikayelerdir. | TED | أحيانا ، عندما إنتهت الحرب ، و غادرجميع طاقم الفيلم، أكثر القصص إلهاماً هى التى مرت من تحت الرادار. |
Ancak çok değişiklik gösterir ve Bazen kızlık zarları şeritler halinde olabilir, birden fazla delik içerebilir ya da dilimlerden oluşabilir. | TED | ولكن هذا يختلف كثيرا. وقد يحتوي غشاء البكارة أحيانا على أهداب، أو بعض الفتحات، أو قد يكون مكونًا من مجموعة فصوص. |
Gerçekte çok basit bir soru olsa da Bazen cevaplaması çok zor olabiliyor. | TED | هذا السؤال حقا بسيط. و أحيانا يصبح بطريق ما، من الصعب الإجابة عليه. |
Bazen insan, koca orman yüzünden görmesi gereken ağacı göremezmiş. | Open Subtitles | أحيانا لا يرى الرجل الشجرة المناسبة بسبب وجود الغابة أمامه |
Bazen bilmeden hata yaptığını söyledi, ama aslında iyi biriymiş. | Open Subtitles | قالت أنه أحيانا تفعل أخطاء تبدو لك صائبة حين تفعلها |
Doğruyu söylemek gerekirse hâlâ Bazen sizin gibi beyefendilerle sohbeti özlüyorum, doktor. | Open Subtitles | للأمانة، ما زلت أحن أحيانا للحديث مع أشخاص محترمين كمثلكم يا دكتور |
Saymakla bitmez. Aslında, oyun sonrası eve koşar adım bile gidiyorum Bazen. | Open Subtitles | ، لا أتذكر العدد ، في الحقيقة أحيانا أركض للبيت بعد العمل |
Ama Bazen, sen burada yanımda yatarken bile... kendimi yalnız hissediyorum. | Open Subtitles | ومع ذلك أحيانا و أنت هنا نائمة بجانبي أشعر بوحدة شديدة |
Arada sırada koltuk altlarımıza kadar içeri girdik, ama şükür ki ondan daha derine değil. | TED | يصل أحيانا إلى أبطينا، ولكن لحسن الحظ لم يكن أعمق من ذلك. |
ara sıra, kapısını açıp, sorun olup olmadığını görmek için kontrol ediyor. | Open Subtitles | أحيانا ً , تقوم بعمل إختبار لتتأكد من أنَّ الباب يُفتح بسلاسة |
Öyle bile olsa ölümünden Bazı şeyleri sorumlu tutuyor çok güçIü bir adamdı. | Open Subtitles | أحيانا كانت تتساءل إن كان مات بالحرب مؤتة مؤلمة لقد كان قوي جداّ |
Söylemek istediğim Ben her zaman klüpten ayrılmadım. Bazı zamanlar... | Open Subtitles | كلا ما أقصده أني لا أغادر النادي دائماَ أحيانا .. |
Aslında, o Bazan yatmadan önce mutfaktan bir fincan kakao içmeyi yeğlerdi. | Open Subtitles | في الواقع أحيانا يفضل كوباَ من الكولا كانتعاش ليلي من المطبخ |
Bazen kaybettiğinizi sandığınız şeyler sanki hiçbir şey olmamış gibi her zaman onları sakladığınız yere, eski yerlerine geri dönerler. | Open Subtitles | تلك الأشياء التي تعتقد إنك فقدتها أحيانا تعود إلى مكانها إلى المكان الذي أخذتهم منه بالأصل، وكأن شيئاً لم يحدث |
Daha önce kimse kendisine bu şekilde aldırış etmemişti. En nihayetinde; yaşlı bir adam ve küçük bir cami. Ancak şimdi dikkate alınmaya başlanıyordu ve Bazen kendisini soruların içine sürüklüyorlardı. Her seferinde aynı sorular ile karşılaşıyordu: "Neden torununun ismini Cihad koydun?" | TED | الذي لم يلق إليه بالاً من قبل رجل عجوز، مسجد صغير -- و لكنهم بدأوا بزيارته الآن و أحيانا جروه ليحيب عن الأسئلة و دائماً نفس السؤال: "لماذا أسميت حفيدتك جهاد؟" |