Hayır, hayır. Para veya başka bir şey istediğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن أنه يريد مالاً أو شئ من هذا النوع |
Bu adil değil! Görev sorumluluğu duymanın yanlış olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | ليس هذا إنصاف، لا أظن أنه من الخطأ الإحساس بالواجب |
Galiba bir yerlerde sana göre temiz bir gömlek vardı. | Open Subtitles | أظن أنه لديّ قميص نظيف في مكانٍ ما أعطيك إياه |
Geçen sefer, yanında başka bir kız vardı. Onu yedi, Galiba. | Open Subtitles | المرّة الماضية , كان مع فتاة مختلفة , أظن أنه أكلها |
Hayır. bence çok iyi bir adam ve fazla duygusal. | Open Subtitles | كلا ,أظن أنه شخص محبوب وليس شخصا عاطفيا على الإطلاق |
- Sanırım yakında yarışacağız. - Ne? | Open Subtitles | ـ أظن أنه تقريبا سيتمّ تصنيفنا ـ بخصوص ماذا؟ |
Evet, Hermione. Sanırım bu aynen gerçek büyücü satrancı gibi olacak. | Open Subtitles | نعم يا هرميوني، أظن أنه سيكون مثل شطرنج السحرة الحقيقي تماماً |
Stüdyomda bir yerlerde olduğunu sanıyordum ama öyle olsa siz bulurdunuz sanıyorum. | Open Subtitles | كنت أظن أنه في غرفتي الخاصة ولكن كنتم ستجدونه على ما أظن |
Bilim açıkça ve özgür irade ile çalıştıkça herhangi bir sınır olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | طالما أن العلم مفتوحاً وبإرادة حرة, فأنا أظن أنه لن يكون هناك حدود. |
Evet, ben pek bu evliliği tam anlamıyla onaylayabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | نعم، لا أظن أنه يمكنني الإحتماع تحت سقف واحد معهما |
Ben sanmıyorum, gerçekten süslenip makyaj yapması için birkaç senemiz daha var. | Open Subtitles | نعم، أظن أنه لا يزال لدينا بعض الوقت لنخشى بشأن وضعها للتبرج |
Bizi dünyanın en iyi yerine götürdüğünü sanmıyorum, ...fakat onunlayım. | Open Subtitles | لا أظن أنه يقدم العرض الأفضل في العالم لكنني معه |
Bundan böyle otunu başka birinden alman gerekecek Galiba dostum. | Open Subtitles | أظن أنه عليك أن تأخذ طريقك من شخص آخر مثلك |
Galiba böyle bir yerde hangisinin son günün olacağı belli olmuyor. | Open Subtitles | أظن أنه في مكان كهذا لا يعرف أحد متى تأتي نهايته |
Galiba insanın kendine saygısı olmayınca ve çaresizce insanları etkilemeye kalkınca demek ki... | Open Subtitles | لكن أظن أنه عندما لا يكن لديك احترام لنفسك ،تصبح يائس لأبهار الناس |
Bu özel meziyet için seni örnek almamız gerekiyor Galiba. | Open Subtitles | أظن أنه علينا أن نعتبرك مثالاً لنا لهذه الفضيلة بالتحديد؟ |
Sebebi bence işin bir anlamı olduğu konusundaki umudunu kaybetmen. | Open Subtitles | أظن أنه بسبب أنك فقدت الأمل في الهدف من العمل |
- Sanırım başka birisi çalarsa yardımı olacak. | Open Subtitles | لا أظن أنه سيساعد أكثر لو شخص آخر قام بعزغها |
Bununla birlikte, Sanırım bu yağlı boya tabloyu sen saklamalısın senin için yapmıştı. | Open Subtitles | مع أنني أظن أنه يجب أن تبقي تلك اللوحة القديمة التي رسمتها لأجلك |
Size ödediğim paranın, kapıya bir asmakilit almaya yeteceğini sanıyordum. | Open Subtitles | بالأموال التي أدفعها لكم يا قوم أظن أنه يمكنكم وضع قفل |
Sanırım bir zamanlar bol miktarda kok ve herkese yetecek taş kömürü varmış. | Open Subtitles | أظن أنه في أحد المرات كان هناك أكوام من فحم الكوك والفحم للجميع |
Ben sadece bunun doğru olduğunu düşünmüyorum yani suçsuz bir kızı öldürmek... | Open Subtitles | كنت أظن أنه ليس من الصواب قتل فتاه بريئه |
Yine ayağım yere basıncaya dek de... çıkmamalıyım diye düşünüyorum. | Open Subtitles | و أظن أنه يجب أن أبقى هكذا... حتى أثبت قدمي |
Inaba, Sanırım o da 4-5 gündür ortalarda yok, değil mi? Aynen öyle. | Open Subtitles | أينابا" , أظن أنه كان غائباً" خلال الأربعة أو الخمسة أيام الماضية ؟ |
Bu noktada bazı şüphelerimin akıllıca olduğunu düşünüyorum, değil mi? | Open Subtitles | أظن أنه أمر منطقي أن يكون لدي شكوك حول الأمر؟ |