kapıyı kapatıp kilitle ve polis gelene kadar da açma. | Open Subtitles | اغلقى الباب و اوصديه, ولا تفتحيه الا بعد وصول الشرطة |
O kapıyı açtın, rüzgar şamdanları söndürdü, deniz yosunu yüzüne dokundu, çığlık attın. | Open Subtitles | لقد فتحت هذا الباب و أطفأت الرياح شمعاتك و لمس عشب البحر وجهك |
Beni buraya koyan ve kapıyı kilitleyen nefreti düşündüm ve yaktığı ateşi. | Open Subtitles | عندما افكر في الحقد الذي جعلني اكون هنا وأغلقَ الباب واشعل النار |
Buradaki mekanizma tek eksenli ve bu tek eksen aynı kapı menteşesi gibi. | TED | طريقة العمل هنا تكون بواسطة محور واحد والمحور الواحد يكون مثل مفصل الباب |
Bazı yorumculara göre.. - .. adam kapıya kendi isteğiyle geliyor. | Open Subtitles | أشار بعض المعلقين إلى أن الرجل جاء إلى الباب بمحض إرادته |
Şimdi kapıyı kilitle ve içeriye benden başka kimseyi alma. | Open Subtitles | أغلقى الباب , ولا تدعى أحداً يدخل ما عدا انا |
Bundan sonra, Turnbull ile görüşeceksiniz. Aç şu kapıyı evlat. | Open Subtitles | من الأن فصاعداً ستتعامل مع تورنبول افتح الباب يا بنى |
Genelde, Martine içeri girmeden ayağa kalkar ve kapıyı sürgülerdim. | Open Subtitles | عادة، اقوم و اغلق الباب بالترباس فقط عندما اتت مارتين |
O kapıyı ona uzun zaman önce kapattık. Artık yalnız. | Open Subtitles | لقد أغلقنا هذا الباب أمامه من زمن بعيد إنه وحده |
kapıyı ardına kadar açık gördüm. Bugünlerde pek akıllıca şey değil. | Open Subtitles | ، رأيت الباب مفتوحاً . أنه ليس شيئاً حكيماً تلك الأيام |
Kaç kere söyledim sana şu lanet kapıyı kilitle diye? | Open Subtitles | كم من المرات قلت لك أن تغلق هذا الباب اللعين |
kapıyı çalan çocuk yok. Acele et diyen, karım yok. | Open Subtitles | لا اطفال تدق علي الباب لا زوجه تطلب مني الاسراع |
Ben dışarıdayım ve kapıyı izliyorum. Kimsenin girmesine veya çıkmasına izin vermiyorum. | Open Subtitles | أنا أقف خارجا لأحرس الباب ، لا ادع أحدا يدخل أو يخرج |
Ben dışardayım ve kapıyı izliyorum. Kimsenin girmesine veya çıkmasına izin vermiyorum. | Open Subtitles | أنا أقف خارجا لأحرس الباب ، لا ادع أحدا يدخل أو يخرج |
Saat 20:10'da silah sesi duyduk ve sonra kapıyı kırdık. | Open Subtitles | لقد سمعنا الطلقة حوالى الثامنة و10 دقائق ثم حطمنا الباب |
Beni kovarsan, o kapıyı açmış olmanın hiçbir anlamı kalmaz. | Open Subtitles | لو طردتني الآن سيبدو الأمر كأنك لم تفتح لي الباب |
Her akşam ofisimin kapısını kapıyordum ama kafamın içindeki kapı tamamen açık kalıyordu ve kapıdan içeri stres geliyordu. | TED | أغلق باب مكتبي كل ليلة، ولكن يظل الباب الذي في دماغي مفتوحًا على مصراعيه ثم يغمره طوفان الضغط العصبي. |
Muhtemelen kapı sıkıştı ve güverteye bir daha çıkamadı. Evet. | Open Subtitles | آجل , ربما علق الباب ولم تستطع الخروج من القمرة |
Muhtemelen kapı sıkıştı ve güverteye bir daha çıkamadı. Evet. | Open Subtitles | آجل , ربما علق الباب ولم تستطع الخروج من القمرة |
Koyun etrafını dönen yolu izleyin, sizi ön kapıya götürür. | Open Subtitles | تبعين النهر بمحاذاة الضفه وهذا سيقودك الي الباب الامامي للبيت |
Şeytani yanım o kapıda ve onu durduracak gücüm yok. | Open Subtitles | ذاتي الشريرة تقف وراء ذلك الباب ولا أملك أن أمنعها |
Bunlar, "ağ geçidi türleri"; yani, diğer biyolojik çeşitliliğe kapıları açan öncü kuvvetler. | TED | وهذه الأنواع هي بمثابة بوابة طليعة الأنواع التي تفتح الباب لوحدات بيولوجية أخرى |
kapısı her daim kapalı kalmalıdır. İkinizde bunu aklınızda tutun. | Open Subtitles | هذا الباب يجب أن يبقى مغلقا, أرجوكم لا تنسوا ذلك |
kapılar kapatılınca daha önce hiç duymadığım güçte çığlık atmaya başladı. | Open Subtitles | لقد أغلقوا الباب, وبدأت بالصراخ صراخا لم أسمع مثله من قبل |
Ben buranın müdür yardımcısıyım... herhalde kapının üzerindeki yazıdan bunu anlamışsınızdır. | Open Subtitles | أنا مساعدة المدير هنا.. كما لاحظت من اللافتة الموضوعة على الباب. |
Ve o kapıdan çıkarken bile hala boğazını işaret ediyordu. | TED | وكان حينها متجهاً الى الباب, كان مازال يشير الى حلقه. |