Özgür dünyada geçirecek 48 saatin var. Büyük planların var mı? | Open Subtitles | لديكِ 48 ساعة في العالم الحر يا فتاه هل لديكِ خطط؟ |
Patronuma, Özgür dünyanın liderine, bu konudan söz etmeyeceğimi söyledim. | Open Subtitles | أخبرت رئيستي، زعيمت العالم الحر أن سأحافظ على تغطية ذلك |
Özgür dünyanın liderine başkaldırdığın için... seni şu an işinden kovabilirim. | Open Subtitles | ينبغي علي أن اطردك الآن بسبب العصيان الكلي لقائد العالم الحر |
Festival seyircisinin önünde serbest tür bir jazz incelemesi yapmayacağız. | Open Subtitles | لن نقوم بلعب مقطوعة إستكشافية من الجاز الحر أمام الحشد. |
Her zaman serbest stilden etkilenmişimdir. | TED | لقد كنت دوماً معجباً بأغاني الراب .. الراب الحر |
Aman Tanrım hava ne kadar da sıcak, insanı susatıyor. | Open Subtitles | يا ألهي، الشخص يعاني عطشا شديدا في مثل هذا الحر. |
Sonuç olarak, Özgür dünyanın lideri bile önümüzdeki yıl seçilmek istiyorsa Facebookistan'ın sultanının yardımına ihtiyaç duyabilir. | TED | وكيف لا، وحتى قائد العالم الحر يحتاج المساعدة من سلطان سلطنة الفيس بوك فيما لو رغب بأن يُنتخب مجدداً السنة القادمة. |
Ve biz bunu Özgür seçimlerle kişisel hakların, mutlulukla kişisel tatminlerin olduğu bir modele çevirdik. | TED | وقد بدلنا هذا النموذج لنموذج الاختيار الحر وحقوق الفرد، والشعور بالرضا والسعادة. |
Bir daha cezaevine dönmemem ve onların Özgür dünyadaki elçisi olmam umuduyla arzularını ve amaçlarını bana aşıladılar. | TED | ولقد رسخوا في داخلي كل الهاماتهم وأهدافهم، على أمل ألا أعود إلى السجن مرة أخرى، وأن أكون سفيراً لهم في العالم الحر. |
Ama bir köle ile Özgür bir insan farklı şeyler kaybederler. | Open Subtitles | لكن خسارة العبد و خسارة الرجل الحر شيئان مختلفان |
Kölenin Özgür adama eşit olduğunu savunuyor... ve halkı anarşiye sürüklüyor. | Open Subtitles | و التى توصى ان يكون العبد مثل الحر و ستهبط بالمجتمع الى الفوضى عقيدة متمردة لا تطاق |
Ama Özgür adamların paraya ihtiyacı vardır, dostum. | Open Subtitles | لكن الرجل الحر يحتاج الى حساب كبير في البنك, يا صديقي |
Topraklarının yüzde 40'ını kaybedecek ve çevreleneceklerdi, bu yüzden Batı Şeria'nın gerisine serbest ulaşımı kaybedeceklerdi. | TED | التي سوف تفقد 40 في المئة من أراضيها وتحاصر، لذا فإنها سوف تفقد الوصول الحر الى باقي الضفة الغربية. |
Aşağı yukarı 20 yıl önceydi serbest düşüşü keşfettim. | TED | إ. ر: حدث هذا منذ 20 سنة حين اكتشفت السقوط الحر. |
Burada yukarıda başlıyor, ama sonra serbest bir düşüş var. | TED | النسبة تبدأ من الأعلى هنا, لكنها بعد ذلك تبدأ في السقوط الحر. |
Erkeklere göre çok daha büyükler, serbest uçuşta kaldıkça kanatlarını o kadar fazla çırpmak zorunda değiller. | TED | لقد كُنّ أكبر بكثير من الذكور، لذا لا يجب عليهن رفرفة الأجنحة بشكل أسرع للبقاء في الطيران الحر. |
Bunu yapmanın bir yolu da, ilk olarak sahip olduğumuz sisteme güvenmemiz ki bu da serbest piyasa sistemi oluyor. | TED | ويمكن فعل ذلك من خلال الثقة الحقيقية بالنظام الذي أوصلنا إلى هنا في المقام الأول وهو نظام السوق الحر |
O kadar sıcak ki büyük annem çürüyebilir. Siz de burada oyun oynuyorsunuz. | Open Subtitles | إن الحر شديد إلى درجة أن جثمان الجدة يكاد ينتن وأنتم تلعبون هنا |
Büyük bir olay ama söz veriyorum sıcak havalar 1-2 güne geçecek. | Open Subtitles | هو نوعُا ما قضية كبرى. لَكنِّي أَعِدُك الموجة الحر ستنتهي في يومين. |
sıcak havasıyla ve iğrenç böcekleriyle Amazon'a evim diyebileceğine emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكد بأن تجعل الآمازون وطنناً بوجود الحر والحشرات المخيفة؟ |
Ve Bağımsız medyada ilerleme kaydettik. | TED | وقد حققنا انجازات ايضاً في مجال الاعلام الحر |
Hamile değilim. Sadece sıcaktan. Çok sıcakladım, tıpkı senin gibi. | Open Subtitles | لست حبلى، إنما أشعر بالحر الحر الشديد، مثلك |
İnsanlarla hür iradesiyle ve gönüllü tercihiyle mücadele eder. | Open Subtitles | هو يتعامل مع الناس بالتبادل الحر والتطوع الأختيارى |
Ve geleneksel kafkas şarkımızı söyleyelim: Free Bird ve Margaritaville. | Open Subtitles | و نغنى اغنية الكايكازيا التقليدية الطائر الحر وقرية المارجيريتا |
Konu şu ki, sıcaklık bize sonradan pişman olacağımız şeyler yaptırır. | Open Subtitles | المغزى، ان موجات الحر تَجْعلُنا نعمَلُ أشياءُ غبيةُ نحن نندم عليها |
Kız kardeşinin suikasta kurban gitmesine "konuşma özgürlüğü" açıklamasını mı yapıyorsun? | Open Subtitles | اغتيال شقيقتك هو تفسير اكثر تشدداً للخطاب الحر ؟ |
Ne zaman açılacağı belli değilmiş ama bu Sıcakta da trene binemedim. | Open Subtitles | يقولونه بالتأكيد هذه المرة ولكني لا أستطيع أخذ القطار في هذا الحر |
Bütün bir gününüzü de alsa güneşin kavurucu sıcağında etrafta yürüyüş yapın. | Open Subtitles | وحتى لو استمر كل اليوم الزحف في الحر , أشعة الشمس الملتهبة |
Düşünce özgürlüğünün olduğu bir toplumda... onun neden öldürüldüğünü, bunun hangi iktidar odaklarının işine geldiğini sorardık. | Open Subtitles | نحن, في مجتمع التفكير الحر علينا أن نسأل الأسئلة الصعبة أن نسأل لماذا قُتل ؟ وما هى القوى المعارضة له؟ |
Bu soloda başarılı olmuştum ve ilk büyük tırmanış olarak kutlamıştım. | TED | لقد نجحت في التسلق الحر. واحتُفل به كحدث تسلق كبير. |