| O yaşlı kadının ruhu hala oradaysa neden tadının değiştiğini öğrenemez miyim? | Open Subtitles | ،إذا كانت السيدة العجوز مازالت حية لم أكُن لأعرف لماذا تغيّر الطعم؟ |
| Uğraşma. Bırak yaşlı annen düşünsün. Sana ne kadar verdi? | Open Subtitles | لا تحاولين ، دعي ذلك للسيدة العجوز كم أعطتك ؟ |
| yaşlı bir kadını taş mezara diri diri gömecek miydin? | Open Subtitles | أكنت ستدفن المرأه العجوز حية في قبر من الصخر ؟ |
| "...ama nihayet 1959 yılında..." "...ihtiyar adamın Kaya'dan ayrılmasına müsaade edildi." | Open Subtitles | لكن في عام 1959 تم السماح للرجل العجوز أخيرا بمغادرة الصخرة |
| Hadi ama! Zavallı ihtiyar kardeşine bir bira getirirsin herhalde? | Open Subtitles | هيا إحضرى بيره لأخيك العجوز المسكين ألا تفعلين هذا ؟ |
| yaşlı bir kadını taş mezara diri diri gömecek miydin? | Open Subtitles | أكنت ستدفن المرأه العجوز حية في قبر من الصخر ؟ |
| Ama şu yaşlı kadın, her kimse, Arbogast'a bir şeyler anlatmış. | Open Subtitles | ولكن تلك العجوز اي كانت موجوده لابد انها اخبرت اربوجاست بشئ |
| yaşlı olan Don Fernando, ...fakat bunu zaten biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | العجوز الغاضب هو دون فرناندو كنت تعرف هذا , أليس كذلك؟ |
| O yaşlı hanım Bay Hector'un başına dert açmaya çalışıyor. | Open Subtitles | اعتقد ان هذه المرأة العجوز ستتسبب فى المشاكل للسيد هيكتور |
| yaşlı adam eski kafalı olabilir belki... ama gerçek anlamda ayakkabı üretiyor. | Open Subtitles | .. الرجل العجوز قد يكون قديم الطراز و لكنه يصنع أحذية ممتازة |
| yaşlı Adam çok inatçı... ve müdürler de çok düzenbazlar. | Open Subtitles | .. لقد عاند الرجل العجوز و عاند المدراء التنفيذيون كذلك |
| Şu hale bakın. Karımın yaşlı terzisi ölmemiştiyse... - Şimdi ölmüştür. | Open Subtitles | إذا كانت خياطتِنا العجوز ما زالَتْ حيّةُ ، لكنها متوفية الآن |
| Sakat bir tarla işçisi, melez bir kancık ve yaşlı bir kemancı. | Open Subtitles | عامل حقل مقعد و بغي مختلطة اللون و و عازف الكمان العجوز |
| Bizim yaşlı adam bütün iğneleri bu robot yüzünden köreltiyor. | Open Subtitles | العجوز ما زال يقذف كل رؤوس الإبر على روبوته الملعون. |
| Hey, çok yakındı. Hey, Rocco, bu ihtiyar da kim? | Open Subtitles | لقد كانت تلك الطلقات قريبة للغاية من هذه العجوز ؟ |
| O zaman annen ayaklarını keser. Zavallı ihtiyar Bay Swenson gibi. | Open Subtitles | أمّك يجب أن تودّع أقدامك ثمّ, مثل السّيد العجوز الفقير سوينسون |
| Reklamlarda ihtiyar bir delinin onu küvetinden ışınlayarak kaçırdığını iddia edişini gösterdi. | Open Subtitles | الاعلان يظهر هذا العجوز المجنون يدعي ان الفضائيين ضربوه من حوض استحمامه |
| Girip çıkmış. Bir şey olmaz. İhtiyar'ın orada pansuman yaparım. | Open Subtitles | إنها سطحية، يا رجُل، ستكون بخير سأعالجك عن الرجُل العجوز |
| Sen sakın karışma moruk. Arada güme gidersin, yazık olur sana. | Open Subtitles | إبق خارج الموضوع، أيها الضراط العجوز فلربما تأتيك آخرتك قبل الأوان |
| Biliyor musun, iki haftadır o ihtiyarın izini sürüyorduk. -Harita nerede? | Open Subtitles | أنت تعرف لقد كنا نتابع الرجل العجوز منذ أسبوعين حتى الآن |
| Başrolde sen varsın, babalık. İşi çekip çevirmek için çok yaşlısın. | Open Subtitles | الأمر الأساسي هو أنت, أيها العجوز أنت متقدم في السن جداً و لا يمكنك النجاح |
| Evet, ihtiyarı alnında bir kurşunla bulmam da belli bir şey değildi mesela. | Open Subtitles | فمثلا لم يكن الأمر واضحا أني قد أجد الرجل العجوز وبجبهته ثقب رصاص |
| O bunak öldüğünde tüm bunlar kimin olacak sanıyorsun? | Open Subtitles | ..عندما تموت تلك العجوز برأيكِ من سيطالب بكل ذلك؟ |
| Kimin aklına gelirdi yaşIı adamın bu kadar çok kanı olduğu? | Open Subtitles | من كان سيظنَ بأنَ الرجل العجوز لديه كلَ هذا الدم بداخله؟ |
| Sence 25 yaşında gibi mi yoksa sikilmiş bir koca karı gibi miydi? | Open Subtitles | , هل تبدو بسن 25 أو أستطعت أن تشعر بذبول تلك العجوز ؟ |
| Daha basitti... ve kurnaz ihtiyara karşı kullabileceğim psikolojik bir numaram vardı. | Open Subtitles | لقد كان اسهل وعندى حيلة نفسية لأجربها على هذا الثعلب العجوز |
| En iyi gelecek vaat eden dizi ödülünü kazanan Old Starsky and Hutch's. | Open Subtitles | والآن، الفائز بأفضل مسلسل تلفزيوني جديد عرض على القنوات المشفرة ستارسكاي العجوز وأقفاص الأرانب |
| - Kalk, yaşlı adam! - Babam çok memnun kalacak. | Open Subtitles | ـ أنهض, أيها الرجل العجوز ـ أبي سيكون مسروراً جداً |
| Huysuz Kocakarı da bu işten payını alsın. Maymuna ruj sürmek kaça? | Open Subtitles | ستتحمس المحاربه العجوز لهذا. كم من اجل وضع احمر الشفاه على القرود؟ |