"بذلك" - ترجمة من عربي إلى تركي

• o
• bu
• öyle
• bunun
• bunu
• bundan
• kadar
• ki
• değil
• bunları
• de
• buna
• böyle
• bununla
• yapıyoruz

Veya o kadar da zeki değillerdir ya da çok yönlü teknoloji oluşturabilecek düzeydeki bir zekânın evrimi sandığımızdan çok daha nadirdir.
أو ربما أنهم ليسوا بذلك الذكاء، أو ربما التطور نوع ذكيّ قادر على خلق تكنولوجيا متطورة هو أندر بكثير مما لقد افترضنا.

bu şefkat, empati ve sevgiyle ilgili. o öfkeyi de tanımalıyız.
‫إنه مرتبط بالشفقة والتعاطف والحب،‬ ‫ويجب علينا الاعتراف بذلك الغضب أيضًا.‬

Hayır, bu teori bir midye, solucan ve güvercin üretimi uzmanından geliyor. Kimden bahsettiğimi biliyorsunuz -- Charles Darwin.
لا، هذه النظرية تأتي من خبير في البرنقيل و الديدان و تربية الحمام. وتعلمون من أعني بذلك.. تشارلز داروين.

Ve aramızdan kim, bu sayfayı gerçekten okusa bile anladığını iddia edebilir?
ومن يحاول ان يقوم بذلك اي بقراءتها لن يستوعب اي شيء منها

Sen öyle söylüyorsun ama ben öyle hissetmiyorum. bunu hissetmiyorum.
أنتِ تقولين ذلك لكني لا أشعر به لا أشعر بذلك

bunun için daha iyi bir yol olmalı diye düşündük
لذلك قلنا، يجب أن يكون هناك طريقة أفضل للقيام بذلك.

bunu hergün yapıyoruz, roman okurken, televizyon seyrederken veya bir filme gittiğimizde.
نقوم بذلك كل يوم، أثناء قراءة القصص، مشاهدة التلفاز، أو الذهاب للسينما.

Size bundan bahsedemezsim, çünkü bu da dersin bir parçasıydı.
لم أستطع اخباركما بذلك لأن ذلك كان جزئاً من الدرس

o zamanlar üniversitedeydim. Ve bir partide bir ressamla tanıştım.
كنت في الجامعة بذلك الوقت و التقيت بفنان خلال حفلة

Nihayetinde, o berbat kurabiyelerle mideni mahvetme hakkı da kendi ellerindeydi.
على كلّ حال، لك الحقّ في تدمير معدتك بذلك الكعك المريع.

Önemli olan o değil. Asıl tehlike şurada... - Görüyor musun ne yazdığını:
لا تنخدع بذلك يجب عليهم أن يغيروا طبيعة القبائل قبل أن يفعلوا هذا

- Elbette o kadar etkilenmedim. - Hayır. Hayır bayım etkilenmemişsiniz.
بالتأكيد لَستُ بذلك الشخص الممتع لا لا يا سيدي أنت لَسْتَ

Her ne kadar çok ufak ve gösterişsiz bir canlı olsada bu yaratık inanılmaz, çünkü bu devasa resif yapıların içinde toplanabilir
بذلك ، وإن كان مخلوق صغير جدا ومتواضع جدا، هذا المخلوق لا يصدق، لأنه يمكن أن يكتل في هذه الهياكل الضخمة المرجانية،

bu durumda, kaynar su konservesi zaten oldukça asitli şeyleri konserveleme içindir.
في هذه الحالة غلي الاغذية المعلبه نقوم بذلك للاشياء الحامضية نوعا ما.

Işığın farklı dalga boyları bu işte farklı etkilere sahiptir.
أطوال موجية مختلفة من الضوء لها أنشطة مختلفة للقيام بذلك.

- Bana mı öyle geliyor yoksa bütün bunlar çok - Ezik mi?
هل أنا من يشعر بذلك أم أن هذه الأشياء تبدو حقاً سخيفة ؟

"Ölüm döşeğindeki kız kardeşime hiç iyi davrandım mı, şimdi mi öyle geliyor?"
هل كنتُ يومًا مؤازرًا لأختي التي تحتضر، أم أنني أتظاهر بذلك الآن فقط؟

Ve bunun hakkında düşündüğüm, sağlık hizmetinin herhangi başka bir sistem gibi olduğu.
والطريقة التي أفكر بها بذلك هو أن الرعاية الصحية مثل أي نظام آخر.

Lakin bunun tespiti daha zordur, fakat az sonra nasıl yaptığımızı göstereceğim.
لكن يصعب علينا ملاحظتها، لكني سأكشف لكم في دقيقة كيف قمنا بذلك.

Servetini buna yatırıyorsun ve bunu birçok kez yapmış görünüyorsun.
أنت تراهن على حظّك، ويبدو أنك نجحت بذلك مراتٍ عديدة.

Ve bundan haberdar tüm ulusların hükümetlerine gerçeği açıklamak için 24 saat veriyorum, ya da bunu onlar için ben yapacağım.
وأنا أعطي الحكومات , لكل الأمم التي هي على علم بذلك 24ساعه لإفشاء الحقيقة أو سأقوم بفعلها عنهم شكراً , لكم

Başka bir şey düşünmem gerekecek. Belli ki kültür, seçimini yapmış.
أظنني سأقوم بترتيبات أخرى فعلى ما يبدو أن الثقافة قامت بذلك

Çocuklar ve teknoloji hakkındaki korkular yeni değil; daha önce de buradaydık.
فالخوف حول الأطفال والتقنية ليس شيئًا جديدًا لقد مررنا بذلك من قبل.

Gittiğimde tüm olanları düşüneceksiniz belki de neden bunları yaptığımın farkına varacaksınız.
حينما أرحل سيكون لديكم الفلم للنفكير مليّاً وربما تعرفون سبب قيامي بذلك..

Ben de izledim. Çok fazla basit değildi, biraz da kafa karıştırıcıydı.
لقد قمت بمشاهدته، و أرتبكت قليلا حيث أن العرض ليس بذلك البساطة

Ama maalesef bütün öğrenciler böyle bir güven duygusu hissetmiyor.
لكن، لسوء الحظ، لا يشعرُ جميع الطلاب بذلك الإحساس بالأمان.

Aslında bununla uçarken kanat yapısını bir nevi yakmış oluyoruz.
وسنكون بذلك كمن يحرق الهواء المحيط بالطائرة إذ نحلق خلاله.