Şunları buldum: Çoğu insan yanlış şey için endişe ediyorlar. | TED | وهذا ما وجدته: ينتاب معظم الناس قلق بشأن الأمر الخاطئ. |
Nasıl olsa hatlarımıza geldik, ve gelen saldırı için onları uyaracağız. | Open Subtitles | علينا أن نعود إلى بلادنا بطريقة ما ونحذرهم بشأن الهجوم القادم |
Senin doğum gününde alacağı şeyler için onun tavsiyesini istemiş. | Open Subtitles | لقد ارادت نصيحته بشأن شئ ارادت شرائه بمناسبة عيد ميلادك |
2010 yılının bu konuda herhangi bir özelliği yok, çünkü, her yıl ortalama 31,5 milyon insan doğal afetler nedeniyle yerinden oluyor. | TED | الآن، مامن شيء مثير للاهتمام بشأن سنة 2010، لأن المعدل يرتفع ل 31 ونصف مليون شخص مشرد بسبب الكوارث الطبيعية كل عام. |
O koltuk için de endişelenme. Yakışıklı bir Güney Amerikalı milyoner bulurum. | Open Subtitles | لا تقلق بشأن المقعد الخالي سأجد لنفسي مليونيرا وسيما من أمريكا الجنوبية |
Biz bunu tartışırken, bir içki daha söylemek için bara gittim. | Open Subtitles | وبينما كانا يتجادلان بشأن ذلك ذهبت إلى البار لأحضر شراباً آخر |
Hepsini almak ister misin? Kolayca para kazanmak için bir fırsatın var. | Open Subtitles | يمكنك أن تأخذ كلّ شئ، ثم تطلق النكات بشأن هذا المال السهل. |
Noel'de gönderdiğim, o iki hindi için bir mesaj yollamadı mı yani? | Open Subtitles | ولا حتى رد بشأن الديكين الرومى الذين أرسلتهم فى رأس السنة ؟ |
Şimdi söyleyeceğim için ne düşüneceğinizi bilmiyorum ama Walker bu eyalet için sizin iyi bir vali olacağınızı düşünüyor. | Open Subtitles | لا أعرف كيف ستشعر بشأن ذلك، لكن ـ ـ ـ يعتقد ووكر بأنك ستكون محافظًا جيدًا في هذه الولاية |
Bu para için endişelenmeyin Mösyö, en kısa zamanda geri vereceğim. | Open Subtitles | . لا تقلق سيدي بشأن المال. سأعيده لك حالما يمكنني ذلك. |
O küçük kan tahlili için hala kızgın değilsin ya? | Open Subtitles | لا تزال غاضبا بشأن القليل من الدم للفحص أليس كذلك؟ |
- Yüzün için üzgünüm. - Önemli değil, böyle doğmuşum. | Open Subtitles | ـ آسفه بشأن وجهك ـ إنه بخير، لقد ولدت معه |
Tartışmadık, bir konuda ayrı düştük. Rusty ondan hiç hoşlanmazdı. | Open Subtitles | لم تكن مشاجرة, كنا نتحدث بشأن راستى, فهى لا تحبه |
Her konuda yalan söylemiş... şimdi de sözüne inanılmasını isteyen bir adam. | Open Subtitles | الرجل الذي كذب بشأن كل شيء ويريد الآن أن تؤخذ كلمته بصدق |
Görünüşe göre o psikopat bir konuda haklıymış... ilgisiz bir babamız var. | Open Subtitles | يبدو ان الفتى المضطرب كان محقاً بشأن شيء واحد لدينا والد سيء |
Seçim hakkındaki komik şey... onu bir kere yaparsın, onunla yaşarsın. | Open Subtitles | الشئ المضحك بشأن الخيارات عندما تقوم بهم يجب أن تتعايش معهم |
Üzgünüm, ama annem telefon konuşmaları yüzünden tamamiyle patlamaya hazır durumda. | Open Subtitles | أنا اسف لكن امي قد اعلنت الحرب تماما بشأن المكالمات الهاتفية |
Hayır, bunun yargılamakla alakası yok. Tanımakla alakalı. Ve ben Clay'ı tanıyorum. | Open Subtitles | لا، إنه ليس بشأن إساءة التقدير ولكنه بشأن المعرفة، أنا أعرف، كلاي |
Gerçekten de geri dönmeliyiz. Peki ya Bay Tumnus ne olacak? | Open Subtitles | ـ الآن يجب حقاً أن نعود ـ وماذا بشأن السيد تومنوس؟ |
Neyin önemli olduğuna dair düşüncenin değişmesi ne kadar tuhaf değil mi? | Open Subtitles | من المضحك ، كيفية تغيير رأيك بشأن ما له الأهميه بالنسبة لك |
Peki dünya vatandaşlarını nasıl topladık ve bir araya getirdik? | TED | ولكن ماذا فعلنا تحديدا بشأن التجنيد وإشراك هؤلاء المواطنين العالمين؟ |
bir anne ve dini lider olarak bu Konu hakkında ne yapmak istiyorum?" | TED | وما الذي كنت بصفتي أماً وقائدة دينية على استعداد للقيام به بشأن ذلك؟ |
Ve aklıma gelmişken, Letterman konusunu kafana takma, tamam mı? | Open Subtitles | هذا إجتماع رسمي مصغر لا تقلق بشأن لوترمان .. حسنا |
Neden ölmek üzere olan bir adam sahte isim versin? | Open Subtitles | لما قد يكذب الرجل بشأن إسمه وهو على حافة الموت |