Bizden önce gelen insanların omuzlarında duruyoruz, buna şüphe yok. | TED | نحن نعتمد على إنجازات الذين سبقونا وننتفع منها بلا شك. |
EM: Bence güzellik ve ilhamın değeri şüphe yok ki çokça küçümseniyor. | TED | أعتقد أن قيمتَي الجمال والإلهام لا يتم تقديرهما بالقدر الكافي، بلا شك. |
Tanrı, sadece kainat için başka bir isim mi? hiç bir bireyselliği olmayan? | TED | هل الرب مسمى آخر للكون فحسب, بلا أي وجود مستقل له على الإطلاق؟ |
İnsanlara sınırlama olmadan başarmaları için fırsat verdiğimiz zaman, bu onlara kişisel tatmin ve başarılı bir hayat sağlayacak. | TED | عندما نعطي الناس فرصة للنجاح بلا حدود، فإن ذلك من شأنه أن يؤدي إلى تحقيق الذات وإلى حياة مزدهرة. |
Ölenler birer odun parçası, çöp, kesinlikle hiçbir değeri olmayan... | Open Subtitles | كانوا يسمون الجثة باللوح أو الخرة بلا أي أهمية انسانية |
Aslan çenesini gevşetince, bakıcı adam hareketsiz bir şekilde yere düştü. | TED | أخيرًا عندما أرخَى الأسد فكيه، انزلق المروض إلى الأرض، بلا حراك |
Demek, arkanda büyük bir ağ yok, gösterini nasıl yayınlamayı düşünüyorsun? | Open Subtitles | اذاً, بلا شبكة كبيرة خلفك , كيف تخطط الى بث عرضك؟ |
Bu belkide tüm ülkedeki en gizli oda ama, gördüğün gibi, nöbetçi yok. | Open Subtitles | ربما هى اكثر الغرف سراً على طول البلد ولكن, كما ترى, بلا حراس |
Gereksiz riskler almakla ilgili hafızanda bir şeyler yok mu? | Open Subtitles | و لكن ألا تذكر ماقلته عن المخاطرة بلا داع ؟ |
- hiç ümit yok. Sanırım, bütün... - ...yolu boşuna geldik. | Open Subtitles | لا حظ على الإطلاق أظن أننا قطعنا كل المسافة بلا فائدة |
Bordroları çalmaya kalkışan adamın ta kendisi, hiç şüphe yok. | Open Subtitles | إنه نفس الرجل الذي حاول سرقتي، بلا شك هذا هو |
Karların altında bir yerde gömülü kaldığına hiç şüphemiz yok. | Open Subtitles | بلا شك هو مدفون في مكان ما هناك في الثلج |
hiçbir şekilde hayatı olmayan, çok varlıklı bir adam mı? | Open Subtitles | رجل ثرى جداً و لكن بلا حياة على الإطلاق؟ كلا. |
İnsanların hareketlerini açıklamaya fırsatları olmadan idam edildiği bir toplum mu? | Open Subtitles | أهو مجتمع حيث يتم به إعدام الناس.. بلا فرصة لتفسير أفعالهم؟ |
- Ne? Bir sorun olmadan tamir edebileceğini, garajda çalıştığını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أن بإمكانه اصلاحه بلا متاعب وأنه يعمل في الورشة0 |
Bilim hiç tartışmasız hayatlarımızı daha parlak, uzun ve sağlıklı hale getirdi. | TED | تمكن العلم بلا شك من جعل حياتنا أكثر نوراً، وأطول، وصحية أكثر |
hiçbir sorun ona arkanı dönüp kaçacak kadar korkunç olamaz. | Open Subtitles | لا مشكلة بلا حل لكن ليس بوسعك أن تستسلمى لهـا |
Yılda bir, biranın durmadan aktığı bu yere gelmeyi severiz | Open Subtitles | مرة في العام نحب ان نعوم في جعة بلا نهاية |
Biz dört kişiydik, bir değil, ve şansımıza erkek yoktu | TED | كنا أربعة، وليست واحدة ، ولحسن الحظ بلا أولاد ذكور. |
Bundan daha işe yaramaz ve çirkin bir hayvan daha önce görmedim.'' | TED | ولم أرى حيوانًا بشع مثل هذا قط أو حيوانًا بلا فائدة مثله. |
Bizim için ne gibi ilginç sorular olabilir ki yabancıların olmadığı bu dünyada? | TED | ما الأسئلة المشوقة التي تنتظرنا في المستقبل في هذا العالم الذي بلا غرباء؟ |
Of ya, bunca şeyden sonra elim boş mu döneceğim? | Open Subtitles | رباه, إذاً بعد كل هذا ينتهي بي الأمر بلا شيء؟ |
hayır, memur bey. problem yok sorun olmadığını kim söyledi? | Open Subtitles | لا، ايها الضابط. لا مشكلة مطلقا ماذا تعنين بلا مشكلة؟ |
Buralarda söylenenlere göre göğsünde kıl olmayan erkeğe asla güven olmaz. | Open Subtitles | لدينا مثـل هنا رجل بلا شعر في صدره غير جدير بالثقة |