"بلاد" - ترجمة من عربي إلى تركي

• ülke
• Diyarı
• ülkesi
• ülkede
• Diyarında
• ülkeye
• ülkenin
• Mezopotamya
• ülkeden
• ülkeyi
• topraklarda
• ülkelerde
• ülkedir
• ülkesine
• diyarına

Asya, Afrika ve Güney Amerika'dan 15 ülke seçtik, Batı'nın dışında ve LGBT hakları açısından değişken yerler olsun istedik.
قمنا باختيار 15 بلدا من آسيا وأفريقيا وأمريكا الجنوبية، بلاد من خارج الغرب والتي تتسم بتنوع من حيث حقوق المثليين.

Harika bir ülke. En azından bürokratlar mahvetmeden önce öyleydi.
كانت بلاد عظيمة ، حتى سيطر وخرب البيروقراطيون كل شئ

Hiç ortaya çıkmamış hikayeler, sadece Anlatılmamış Hikayeler Diyarı'ndaki hikayeler değil.
الحكايات في بلاد القصص غير المرويّة ليست وحدها التي لمْ تنكشف

Barbarlar diye adlandırılan insanlar, diğeri de Doğu'da, Pers ülkesi.
عن الذين يسمون بالبرابرة و الأخرى فى الشرق ، بلاد فارس

Hayatımızın geri kalanını suçluların iadesi anlaşması yapılmamış bir ülkede geçireceğiz.
بقية حياتنا ستكون اجازة فى بلاد ليس بها اتفاقية التسليم الدولية

Lewis Carrol'un 'Alis Harikalar Diyarında'sı..
والآن هذا الزميل النحيف هو أليس في بلاد العجائب التي كتبها لويس كارول

Yetti artık. ülke dediğin bu pis yer sende kalabilir.
لقد إكتفيت, تستطيع أن تحفظ بقذراتك هذه التي تسميها بلاد.

Burası içinde yaşayıp, vücudunu yabancılara satabileceğin en harika ülke.
إنّها أروع بلاد للعيش فيها وتبيع جسدكَ للغرباء في العالم

Seni takip etmiyorum. Sadece alışveriş yapıyorum. Burası özgür bir ülke.
أنا لا ألحق بك، أنا مجرّد شخص يتسوّق إنها بلاد حرّه

İyi bir ülke hakkında konuşurken, 'iyi', 'çok iyi', 'en iyi' dersiniz.
عندما نتحدث عن بلاد خيّرة، يمكنك أن تكون حسن أو أحسن أو الأحسن.

Hikayelerinin anlatılmasını istemeyenler, sadece Anlatılmamış Hikayeler Diyarı'ndan gelenler değil.
سكّان بلاد القصص غير المرويّة ليسوا الوحيدين الرافضين لانكشاف حكاياتهم

İşte geldik adamım. Shangri-La yani " Alice Harikalar Diyarı".
لقد وصلنا يا فتي مثل أليس في بلاد العجائب

Mad Hatter*. *Alice Harikalar Diyarı'nda silindir şapka takan bir karakter
صانع القبعات المجنون أحد شخصيات قصة أليس في بلاد العجائب وظهر بعد ذلك مع باتمان

Minik Bayan Springfield olarak, fırsatlar ülkesi Amerika`ya hoşgeldiniz demekten memnuniyet duyarım.
بصفتي ملكة جمال سبرنغفيلد فمن واجبي أن أرحب بكم في امريكا ، بلاد الفرص

Hala Mondale'i aday gösteren Jerry Brown ve Tom Hayden'in ülkesi.
بلاد جاري براون وتوم هايدن والتي ترشح مونديل

Etek giyen adamların olduğu bir ülkede daha yenilikçi olacaklarını düşünürdüm.
من بلاد تفتخر بارتداء رجالها للتنورة، كان ليظنهم المرء تقدميين أكثر

Bana her zaman, özgürlük üzerine kurulmuş bir ülkede yaşadığım söylendi.
كان يقال لي دائماً أننا نعيش في بلاد مبنية على الحرية

Alice, görünüşe göre Harikalar Diyarında yalnız kaldık.
حسنأ، يا أليس يبدو أننا أصبحنا بمفردنا فى بلاد العجائب

Ama geri kalanlar, hiç olmadığı kadar zengin ve mutlu bir ülkeye geri döndü.
ولكن البقية عادت إلى بلاد أكثر ثراءً ورخاءً من ذي قبل

Bir moteldeki temizlikçiden ve bir ülkenin Kralı'ndan öğrendiğim şey şudur:
تعلمت ذلك من خادمة في نزل وملك على بلاد

Mezopotamya'da genetik mühendisliği yapılmıyordu. Bunun için aletleri yoktu ki.
كانوا يمارسون الهندسة الجينية ايام بلاد الرافدين الا يحتاجون لاجهزة

Daha sonra, çocuklar o yabancı ülkeden, evlerine dönmek istedi.
عندها ذهب الأطفال إلى منازل غرباء من بلاد آخرى

Kowalski Denver'da başlayan ve tüm ülkeyi kateden bir takibin tam ortasında yer alıyor.
كوالسكي إشترك في عبر بلاد بدء المطاردة في دينفير، كولورادو.

Görevi halkını savunmaktı, yabancı topraklarda savaşmak için onları terk etmek değil.
مهمته كانت للدفاع عن شعبه لا لهجرهم للقتال في بلاد أخرى ماذا؟

Avustralya ve Birleşik Krallık gibi ülkelerde, kanser hastalarının yaklaşık yarısı radyoterapi ile tedavi edilir.
في بلاد مثل أستراليا والمملكة المتحدة، حوالي نصف مرضى السرطان يتم علاجهم باستخدام العلاج بالأشعة.

Orası muazzam dengesiz bir ülkedir Ve şiddet gelenek haline gelmiştir.
إنها بلاد شاسعة ومضطربة مع تاريخ من العنف

Cesur Mickey Fare'nin özgür ülkesine. Mickey Fare mi?
أتعلم، بلاد الحرية، موطن الشجعان ميكي ماوس؟

Bütün Şikago harikalar diyarına dönmüş durumda.
شيكاغو يبدو ان فيها اليس في بلاد العجائب