Ve şimdide,Kendini aciz hissediyorsun. Rüzgardaki bir yaprak gibi. | Open Subtitles | والأن أنت تحس بأنك عاجز كورقة شجر فى مهب الريح |
Bunu biliyorsun, hissediyorsun. | Open Subtitles | و تقول إنك لا تعلم ذلك أو على الأقل أنك لا تحس بالأمر |
O, bu yöntemin mükemmel bir örneği. Her parçasını gerçekten hissediyor. | Open Subtitles | إنها ممتازة . تمثل بطريقة جيدة , إنها تحس بدورها |
Dudaklarımın neler hissettiğini biliyorsun. | Open Subtitles | أظن أنك تعرفين كيف تحس شفتى بهذه الأشياء |
İşimi bırakmamı ister misin böylece kız arkadaşın var gibi hissedersin? | Open Subtitles | ماذا تريد منى؟ أتريدنى أن أترك عملى حتى يكون بإمكانك أن تحس أن لديك صديقة؟ |
Anüsünün içinde şiddetli bir baskı hissedeceksin. | Open Subtitles | سوف تحس بضغط شديد على عضوك الذكري |
Neden ortamı neşelendirmek senin sorumluluğun gibi hissediyorsun? | Open Subtitles | تعلمين، أنا أرفه عن الزملاء. لماذا تحس أن من مسؤوليتك تلطيف الأجواء؟ |
Baskıyı hissediyorsun ve sonra da başka şeyleri düşünmeye başlıyorsun. | Open Subtitles | تحس ان عليك ضغط وبعدين تبدأ تتخيل حاجات |
Boş ver gitsin. Cuma akşamı için neler hissediyorsun? | Open Subtitles | دعك من ذلك كيف تحس حول ليلة الجمعة ؟ |
Baba, sence o da benim hissettiklerimi hissediyor mu acaba? | Open Subtitles | هل تَعتقد بأنّها تحس بنفس المشاعر التي أحس بها؟ |
- Kaslarını hissediyor musun? | Open Subtitles | هل تحس بها في جناحك؟ أنتي تسألين عن جناحي.. |
Kapıdan içeri geçtiğin zaman, suratına Noel tarafından bir tokat yemiş gibi hissediyor musun? | Open Subtitles | عندما تدخل من الباب هل تحس كأنك فى عيد الميلاد؟ |
Sürekli çok yalnız hissettiğini ve çocukların SUltanı özlediğini söylüyordu. | Open Subtitles | ظلت تشتكى من أنها تحس بالوحدة وأن أولاده يفتقدونه |
Neden sadece koşmadığın zaman ayağına batan dikenleri hissedersin? | Open Subtitles | لما أنت الوحيد الذي تحس بالأشواك بأقدامك متى تتوقف عن الركض؟ |
Daha önce hissetmediğin bir şey hissedeceksin. | Open Subtitles | الان ستحس بشئ لم تحس به من قبل |
Evlilik öncesi her gelin gergin hisseder. | Open Subtitles | أنا أخبرك هذا فى مرحله ما كل عروس تحس بالعجز من كل هذا |
Geçen hafta bacaklarında hareketlenme hissettin, ve tekrar yürüyebildin. | Open Subtitles | الأسبوع المنصرم, فجأة بدئت تحس بقدمك وفي النهاية تمكنت من السير ثانيةً |
Diğer primatlar korktuklarında, kendilerine güvende hissetmek için ağaçların tepesine kaçarlar. | TED | حينما تشعر كل الرئيسيات الأخرى بالخوف، فهي تصعد إلى شجرة حيث تحس بالأمان. |
Defolun! Ne yaptığını anlamıyor musunuz? hissetmiyor musunuz? | Open Subtitles | أخرج, ألا تفهم مالذي تستطيع فعله ألا تحس به؟ |
hissettiğin gerilimin nedeni de belki bu yüzdendir. - Tamamen cinsel. | Open Subtitles | و أظن ان ذلك التوتر الذي تحس به هو كله شهواني |
İnsanların kendilerini baş köşede görme konusunda çekingen olduğunu hissedebilirsiniz. | Open Subtitles | أنت قد تحس بأن الناس سيضعون أنفسهم على وتيرة واحدة |
Tek istediğim seni yumruklamak ve böylece benim kadar kötü hissetmeni sağlamak! | Open Subtitles | كل ما أريده ، أن ألكمك كي تحس حالا سيء كما أحس أنا |
Burada, yanımda duran bu genç adamın yeteneği ve meslek ahlakı düşünüldüğünde, ilk yılımı onunla geçirecek olmak kendimi şanslı hissettiriyor. | Open Subtitles | عليك أن تحس أنك مبارك لقضاء السنة الأولى مع شاب لديه الموهبة والقوة المعنوية |
Liz, bana yardımcı olur musun? Bunları hissedebilirsin. | Open Subtitles | هذه الأنواعَ التي أنت يُمْكِنُ أَنْ تحس . |
- Evet, teşekkürler ama... - Muhtemelen kendini pusuya düşürülmüş gibi hissediyorsundur. | Open Subtitles | نعم , شكرا لك , ولكن انت يمكنك ان تحس بأنة كمين |