Sence Grossberger onları yedi mi yoksa bir iki kemik bırakmış mıdır? | Open Subtitles | هل تظن أن جروس برجر أكلهم جميعاً أم ترك بعض البقايا ؟ |
Her şeyi büyük özenle yerleştiriyor. Biri kocaman bir bıçak bırakmış. | Open Subtitles | انها تضع الأشياء بعناية فائقة شخص ما ترك سكين كبير خارج |
Ve göz göre göre Gus'u susuzluktan ölüme terk etti. | Open Subtitles | ثم هو ترك جوس كبير السن المسكين ميت من العطش. |
Eğer konuşmalarında Tippin, araştırmadan vazgeçtiğini söylerse, bence, evet, yaşamasına izin vermeliyiz. | Open Subtitles | لو اتتضح أن تيبين ترك التحقيق حسنا,نعم أنا أفكر فى تركه يعيش |
Sadece basketbolu bırakmak istediğinden bahsetti okul tiyatrosunda çalışmak istediğini. | Open Subtitles | هو فقط ذكر بأنّك كنت تريد ..ترك كرةسلة . ..للعمل |
Aradığınız numara müsait değil, lütfen sinyal sesinden sonra mesaj bırakın. | Open Subtitles | الرقم الذي تتصل به غير متوفر نرجو ترك رسالة بعد الصافرة |
Ben sana hiçbir zaman işini bırak demedim. Bana dürüst davranmanı istiyorum. | Open Subtitles | انا ما طلبت منك ترك شغلك انا طلبت منك تكون صادق معي |
Belki şu fanteziyi bir kenara bırakıp koloniye doğru yola... | Open Subtitles | ربما يمكننا ترك كل تلك الاختراعات خلفنا ونذهب الي المستعمره |
Birisi havalandırma sisteminden duruşma salonuna doğru giden yiyecek izleri bırakmış. | Open Subtitles | شخص ما ترك أثر الغذاء فى نظام التهوية المؤدى لقاعة المحكمة |
Hem cesedi bırakmış, hem de gözleri oymakla hiç uğraşmamış. | Open Subtitles | ليس فقط ترك الجسم، لكنّه لم يهتمّ لأن يزيل العيون. |
Eğer not bırakmış olsaydınız bu zavallı adamın kolu hâlâ duruyor olurdu. | Open Subtitles | لو أنّ أحدهم قد ترك ملاحظة لم يكن ليفقد هذا الرجل ذراعه |
Yolun 3-4 km. Aşağısında, ölüme terk edilmiş halde. Bir anlaşma yaptık. | Open Subtitles | إثنان أو ثلاثة أميال أسفل الطريق لقد ترك ليموت، كان لدينا صفقة |
Onun şehri terk etmesi umurumda değil, hala tehlikeli olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | اننى لا اهتم بانه ترك المدينة, ما زلت افكر بانه خطير. |
Ve o pisliklerin çıkıp, başkalarına tecavüz etmelerine de izin veremem. | Open Subtitles | و ترك هؤلاء الناس طلقاء كي يغتصبوا الآخرين ليس منها كذلك |
Ve o pisliklerin çıkıp başkalarına tecavüz etmelerine de izin veremem. | Open Subtitles | و ترك هؤلاء الناس طلقاء كي يغتصبوا الآخرين ليس منها كذلك |
Mesaj bırakmak ya da faks yollamak istiyorsanız, şimdi başlayın. | Open Subtitles | لو أردت ترك رسالة أو إرسال فاكس .. ابدأ الآن |
Mesaj bırakmak ya da faks yollamak istiyorsanız şimdi başlayabilirsiniz. | Open Subtitles | لو أردت ترك رسالة أو إرسال فاكس .. ابدأ الآن |
Tüm dalgıçlara, ne yapıyorsanız bırakın. Herkes havuza gelsin. | Open Subtitles | على الغطاسين ترك مابأيديهم والتجمع عند المسبح |
Tüm işleri bırak. Hoşlanacağın, eğlenceli bir iş var. | Open Subtitles | أريد منك ترك كل شيء, لديّ مهمة ممتعة وبسيطة أعتقد أنك ستستمتع بها |
Geçen gece sanki babamın beni hayalimi bırakıp zorla işine devam ettirdiği güne kadar hayatımın o tarafa kaydığını hissettim. | Open Subtitles | وفي الليلة الماضية , رأيت حياتي باكملها ,تعود إلى النقطة , حيث كنت إجبر على ترك حلمي والإلتحاق بتجارة أبي |
- Karanlık doruğa ulaşırsa, oraya gel. - Ailemi bırakamam. | Open Subtitles | إذا بلغ الظلام ذروته قابلنا هناك لا يمكنني ترك عائلتي |
Ailemiz öldükten sonra bana bakmak için ordudan ayrıldı. Beni üniversiteye gönderdi | Open Subtitles | لقد ترك الجيش للإعتناء بي بعد وفاة والدينا، وحرص على إرتيادي الكليّة، |
Balinanın onun içinde iz bıraktığını ve ruhunu sakatladığını da biliyor musun? | Open Subtitles | هل قالوا لك كيف ترك به أثرا داخليا وكيف تلاعب ذلك بروحه؟ |
Üç gün önce birileri bunu kız kardeşimin mezarına bırakmıştı. | Open Subtitles | شخص ما ترك هذا على قبر أختي قبل ثلاث أيام |
Turk'e, sen beni kovana kadar, onun hakkında konuşacağımı söyledim. | Open Subtitles | ولكني أخبرت ترك بأن نتحدث عنه حتى تطلبين مني الذهاب |
Demek çocuğunu bir köpek sepetinde eşiğime bırakan adam sen misin şimdi? | Open Subtitles | إذاً أنت هو من ترك الطفل على عتبة بيتي في سلة كلب |
Hayır. Javed'in çocuklarını bırakamayız, demek istediğim... böyle bir yerde bırakamayız. | Open Subtitles | لا لن نستطع ترك أبناء جافيد هكذا أقصد فى مكان كهذا |
Ve sade bir şey yapmayı umuyordum, evden ayrılmak zorunda kalmayacağımız bir yerde. | Open Subtitles | وكنت أتمنى أن يكون الأمر محدوداً، أوتعلم؟ ، لا يجب علينا ترك المنزل |