"تستحق" - ترجمة من عربي إلى تركي

• değer
• hak ediyor
• hak ediyorsun
• değmez
• hak ettin
• layık
• hakediyor
• hakediyorsun
• değerli
• değerdi
• değdi
• hak etmiyor
• hak ettiğini
• hakettin
• değeri

İyi bir şey için her zaman beklemeye değer, derler.
الأشياء الجيدة هي من تستحق الانتظار من أجلها كما يقولون

beraber yalnız olduğumuz en son zaman, beklemeye değer bazı şeyler olduğunu söylemiştin.
آخر مره كنا فيها وحدنا سويا أنت قلت أشياءا كانت تستحق الأنتظار لأجلها

Yaşamayı hak ediyor mu etmiyor mu sorgulamak bize düşmez.
كونها تستحق الحياة أو الموت أمر لا يرجع إلينا تقريره

Diş doktoru olmak için yaptığın tüm çalışmalardan dolayı parayı hak ediyorsun.
كل تلك السنوات التي درستها لتكون طبيب أسنان لذا أنت تستحق المال

Pek iyi bir fikir değil. Hiç bir Oscar buna değmez.
.إن تلكَ ليست فكرة مفيدة .لا جائزة أوسكار تستحق شرب ذلك

- Arzu ettiğim - Uğrunda savaşmaya değer bir kız
أتمنى لو كان عندي أي فتاة تستحق القتال من أجلها

Ve jüri bir gecelik acıya 200,000 $ değer biçti.
والأحمق قرر أن ليلة الألم هذه تستحق 200 ,000 دولار

Ama kesinlikle buna değer çünkü insanları yeniden güldürme vaktim geldi.
لكنها تستحق هذا, لأنه حان الوقت لي لأجعل الناس يضحكون مجدداً

Eğer ölmekten korkuyorsanız... hayatınızı, onu korumaya değer şekilde yaşamalısınız.
حسناً، إن كنت تخاف الموت فإن حياتك تستحق الحفاظ عليها

Bazen öğle arasında depoyu doldurmam gerekiyor ama buna değer.
لدي مشاكل في الوقود تستهلك مصروف غدائي, لكنها تستحق ذلك

Ve ben Phoebe'nin bunu yaşamasını istemiyorum. Daha iyisini hak ediyor.
وأنا لن أدع فيبي تخوض ذالك مرة أخرى إنها تستحق الأفضل

İlk sorumuz, Bay Subra: Serbest bırakılmayı hak ediyor musunuz?
أول سؤال يا مستر سوبرا هل أنت تستحق الإفراج ؟

Bu popo güzel bir kot pantolonu hak ediyor derim.
و أنا أقول أنّ هذهِ المؤخرة تستحق رداء جينس جيد.

Şu anda öyle düşünmediğini biliyorum ama sen mutlu olmayı hak ediyorsun.
و أنا أعرف بأنك لا تظن هذا أنت تستحق أن تكون سعيد

Ama günün sonu geldiğinde, bundan daha iyisini hak ediyorsun.
ولكن فى نهاية اليوم ، انت تستحق أكثر من هذا

Onunla sadece bir akla giriyorsak bilmeye değmez, gerçekten bilmeye gerek yoktur.
وإذا وصلت الكلمة إلى عقلٍ واحد، فهي لا تستحقُ كل هذا العناء، ولا تستحق حتى معرفتها.

Şu deli kadından Buddy'i kurtarınca bunu hak ettin.
تستحق بعدما أنقذت بادي من تلك الفتاة المجنونه ؟

Onunla dans etmeyi bırak, aynı havayı teneffüs etmeye layık değilsin.
أن ترقص معها ؟ أن لا تستحق الهواء الذي تتنفسه هنا

Yine de, buzullar erimeden önce bir içkiyi hakediyor, öyle değil mi?
و مع ذلك، فإنها تستحق مشروباً قبل أن يذوب الثلج، أليس كذلك؟

İki haftalık kuryeciliği hakediyorsun, ama bu sefer görmemezlikten geleceğim.
تستحق الحصول على أسبوعين من حصة البريد لكني سأغض النظر هذه المرة

Elbette. Sonsuza dek saklanacak kadar değerli bir tarihi belge olun.
بالطبع، عليك فقط أن تكون وثيقة تاريخية تستحق الحفاظ عليها للأبد.

Arkadaşlardan, hatta benim kendime saygımdan bile taviz vermeye değerdi.
كانت تستحق التحضية بالأصدقاء و حتى القليل من إحترام نفسي

Şimdi bu şifre için yapılanlara değdi mi anlayacağız.
الآن سنعرف إن كانت هذه الشيفرة تستحق الثمن الذي دفعناه.

hak etmiyor diyemeyeceğim ama gitmeseler senin için daha iyi olmaz mı?
بالطبع هي تستحق مايحصل لها ولكن من الأفضل لك ألا يغادروا المدينه

Evet, bir şeyleri hak ettiğini düşündüm, sonuçta bu kadar sıkı çalışıyorsun.
حسناً, لقد إكتشفت بأنك تستحق شيئاً مُنذ إن كُنت تعمل بجُهد كبير

Sen, her türlü acıyı hakettin, ama karın ve oğlun etmedi.
أنت تستحق كل الألم الذي يمكن أن تحصل عليه ولكن زوجتك وطفلك لا يستحقون هذا

Eyere dikkat et! değeri senin kazandığından fazla.
اهتم بالبردعة، لأنها تكلفت أكثر ما تستحق