| Kimin gözyaşları, intikam nehrini dolduracak kimin ruhu vahşi Karma ile dolacaktı? | Open Subtitles | دموع من سترفد نهر الانتقام ؟ روح من مثقلة بالآثام البشعة ؟ |
| Sadece biraz takım ruhu aşılamaya çalışıyorum burada. Değil mi çocuklar? | Open Subtitles | انا احوال ان ازرع فيكم روح الفريق هنا اليس صحيحا يارجال؟ |
| Artık bir medyum çağırmanın vakti gelmişti, istekli bir ruh, Binder'in özlediği ve sevdiği merhumlarıyla iletişime geçmesini sağlayabilirdi. | Open Subtitles | لتر وكان الوقت الآن ل جلب المتوسطة , روح على استعداد تسمح بيندر للتواصل مع الشعب الذي غاب وأحب. |
| Para, ev, amaç yok, sadece seni iten o tutkulu ruh. | Open Subtitles | بدون منزل .. بدون هدف فقط روح إنفعاليه هى التى تدفعك |
| Fakat bu acımasız disiplin bile Spartaküs'ün ruhunu esir alamamıştı. | TED | لكن حتى الانضباط القاسي لم يتمكن من كسر روح سبارتاكوس. |
| Hırs aydınlatır, evrimsel ruhun özünü yakalar ve yolunu kısaltır. | Open Subtitles | ، الطمع يوضّح ، يخترق ، ويأسر جوهر روح التطوّر |
| Bir efsaneye göre gün geceye dönüşünce Ormanın ruhu, gece yürüyücüsüne dönüşürmüş. | Open Subtitles | الاسطورة تخبرنا أنه عند حلول الليل تتحول روح الغابة الي الماشي بالليل |
| Sakın bana imparatorun Ormanın ruhu'nun kellesinin insanı ölümsüzleştirdiğine inandığını söyleme. | Open Subtitles | لا تخبرني أن الامبراطور يصدق ان روح الغابة تمنح الحياة الابديه |
| Öfke ruhu karartır ta ki onu yok edene kadar. | Open Subtitles | لأنَ الغضَب يتغذّى منَ الروح حتى لا يبقى هناكَ روح |
| ruhu olan bir bebeği öldürmek için gözlerini oymanız ve kafasını koparmanız gerekir. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة للقضاء على دمية بها روح هو التخلص من عينيها وقطع راسها |
| Ay ruhu sana dokundu. Hayatından bir parça sende kalmıştır. | Open Subtitles | لقد باركتك روح القمر، اذا فهناك بعضا من روحها فيك |
| Ama babamın ruhu saray kapısının ardında hala huzursuzca dolaşıyor. | Open Subtitles | لكن روح أبي ما زالت تتجول بقلق خارج بوابة القصر |
| - Baba, Oğul ve Kutsal ruh adına seni vaftiz ediyoruz. | Open Subtitles | نعمّدك باسم الآب و الابن و الروح القدس وبإسم روح القدس. |
| Geceleri erkekleri ziyaret eden bir ruh, genelde yaşlı bir kadın siluetiyle. | Open Subtitles | هي روح ذلك رجال الزيارات في الليل، عادة على شكل إمرأة عجوز. |
| Bunun siyah bir insanın ruh haline yaptığı etkiyi düşün. | Open Subtitles | فكر بشأن التأثير على روح هذا الشخص الأسود عن إمكانياتهم |
| Bunun siyah bir insanın ruh haline yaptığı etkiyi düşün. | Open Subtitles | فكر بشأن التأثير على روح هذا الشخص الأسود عن إمكانياتهم |
| Big Jim, Black Larson'ın gözlerinin içine baktı ve alçak ruhunu gördü. | Open Subtitles | جيم الكبير نظر بعمق نحو عينا بلاك لارسون ورأى هناك روح الظربان |
| Şeytani cadı, Paris'in tüm yurttaşlarının ruhunu... ölümcül bir tehlikeye attı. | Open Subtitles | هذه الساحرة الشريرة وضعت كل روح في باريس في خطر مهلك |
| Yani aklıma tonlarca felsefi soru geliyor, bilirsin işte doğa, yaşam, ruhun varlığı... | Open Subtitles | أعني، يثير كلّ أسئلة الفكر الفلسفى حول طبيعة النفس , حول وجود روح. |
| ''Side hustle'' kişinin atik ve girişimci ruhuna hitap ediyor. | TED | النشاط الجانبي فيه نوع معين من روح المبادرة غير المتآلفة. |
| Plütonyumun tabiatını değiştirmenin insanın kötü ruhunun tabiatını değiştirmekten kolay olduğunu söyledi. | TED | من الأسهل أن تفسد البلوتونيوم من أن تفصل روح شريرة من رجل |
| Neden bu kadar bitkin olduğumu bilmiyorum. Noel ruhum azalmış olmalı. | Open Subtitles | ،لا أعلم لم أنا واهن لابد أن روح عيد الميلاد فرغت |
| Oradan geçecek bir sürü özgür ruha rağmen ve üzerinden geçecek sayısız asra rağmen sizlere, yaşları olmayan taşlardan fısıldayan sesimizi duyun. | Open Subtitles | يجِب على كل روح حره ان تعبر ذلك المكانِ كل القرون الكثيرة القادمة، أتمنى ان كل أصواتنا تهمس إليك مِن الأحجارِ الأبديةِ. |
| Dünyada bulunmuş benim gibi aç şeylerin ruhları ile doludur. | Open Subtitles | وممتلئة بكل روح جائعة لكائنات أمثالي قد خطت قدماها الأرض |
| Yok, hala amirim. Neyse. Dedim meslek içi anlayış ruhuyla... | Open Subtitles | على أي حال ظننت أنه ضمن روح التفاهم بين الفروع |
| Eminim doğal güzelliklerine ve özgür ruhlu insanlarına hâlâ mest olurdu. | Open Subtitles | أراهن بأنه لا يزال مسحوراً بجمال الطبيعه و روح الناس الطيبة |
| Bu içgüdüyü silip atmak nesiller sürüyor, bu DNA'yı, insanların ruhundan atmak. | TED | يستغرق الامر اجيالا لاستئصال هذا المرض، من حمضنا النووي, من روح الناس. |
| Gerçek bir hayalet kopyalandığında meydana gelen simule edilmiş hayalet hattına benziyor. | Open Subtitles | هذا يشبه خط الروح الزائفه التى تحصل عندما تنسخ روح حقيقيه |
| Müştereken bilinçsiz olan, insan ırkının ruhunda | TED | في اللاوعي الجمعي, في روح الجنس البشري. |
| Beni sinirli bir ruhtan fazla endişelendiren tek şey sinirli bir psikopat ruhudur. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي يغضبني أكثر من روح غاضبة هي روح غاضبة لقاتل مجنون |