Kendi kendine teslim oldu. Hakkını vermeliyim. Sence ne kadar yatacak? | Open Subtitles | كم من الوقت تعتقد انه سيبق في السجن اذا سلم نفسه؟ |
Kızın katili, ki adı açıklanmayacak suç ve korkuya dayanamayıp, kızın ölümünün bir yıl sonrasında polise gidip teslim olmuş. | Open Subtitles | قاتلها ، الذي لن نذكر إسمه قال أنه لم يتحمل الذنب و الخوف بعد عام من مقتلها سلم نفسه للشرطه |
İzin ver. Rahat bırak kendini. Bir süreliğine gözlerini kapa. | Open Subtitles | فقط استرح ، سلم نفسك لها و اغمض عينيك للحظات |
Muhtemelen Dr Langham bu kopyalama cihazını para karşılığı verdi. | Open Subtitles | محتمل أن الدكتور لانغهام فقط سلم أجهزة التقليد لأجل مقابل |
Şimdi olmaz, Slim. - P.T., amacın ne? Oraya niçin gideyim? | Open Subtitles | -ليس الان يا سلم ماذا تقصد بخروجي هناك سيضحكوا هم علي |
Prensese benden selam söyle, olur mu? Çok güzel bir kadın. | Open Subtitles | ، سلم على أميرتك بالنيابة عنى إنها جميلة |
Suradan girdi, yangn merdiveninden. | Open Subtitles | أتى من خلال النافذه، عن طريق سلم النجاة. |
Yeni yardımcına merhaba de, Desiree Pon. | Open Subtitles | هيا بنا تشارلى ؟ سلم على مساعدتك الجديدة الآنسة ديزيرى بون |
Kumandayı devret. Birliğime tutuklu olarak teslim ol! | Open Subtitles | إترك مقر قيادتك و سلم نفسك في مركز االقيادة |
Düşmanlarımı elime teslim eden Tanrı mübarek olsun. | Open Subtitles | تباركت ربى الأعلى الذى سلم أعدائى فى يدى |
Kimi teslim olur ya da yakalanır. | Open Subtitles | البعض الأخر سلم نفسه أو قُبض عليه أثناء فراره |
-Bu adam, kocamin katilini adalete teslim eden kisi. | Open Subtitles | اسمعوا جميعاً، هذا هو الرجل الذي سلم قاتلة زوجي للعدالة |
Bütün parayi ve kasada ne varsa hepsini bize ver! | Open Subtitles | سلم الاموال و أعطنا أى كان ما تبقى فى الخزنة |
Hemen parayı ver sonra da boğayı al git. Bu olmaz. | Open Subtitles | فقط سلم نقودك وستحصل على ثورك, وهذا ليس من الصواب. |
Parayı bana ver, ben de kız yerine seni öldüreyim. | Open Subtitles | سلم النقود و سوف أقتلك انت قفط وليس الفتاة |
Bir gün kızlarla lokantada yemek yerken bize kartını verdi. | Open Subtitles | لقد سلم بطاقته للكثير منا على العشاء في يومٍ ما |
Onu kontrol ettik ama Slim Jim Wayne'in öldüğü saatte Hot Doggery'deymiş ve bunu teyit eden 15 kişi var. | Open Subtitles | قمنا بالتدقيق في أمره لكن سلم جيم كان في المطعم، حين مات واين، و لدينا 15 شاهد لإثبات ذلك. |
Prensese benden selam söyle, olur mu? Çok güzel bir kadın. | Open Subtitles | ، سلم على أميرتك بالنيابة عنى إنها جميلة |
Evet on dakika önce burada olmaları gerekirdi kadın yangın merdiveninden kaçabilir. | Open Subtitles | كان يجب أن يكونوا هنا منذ 10 دقائق إنها ممكن أن تهرب من سلم الحريق |
Richie, dünyanın en iyi kalp adamına merhaba de. | Open Subtitles | يا رتشي سلم على اطلق شنب بالعالم يعالج القلوب |
Zili çalmadan önce yangın merdivenini tutması için Wilmer'i yolladım. | Open Subtitles | وقد ارسلت ويلمر لمراقبة سلم الحريق الخلفى قبل دق الجرس, |
Sağa tarafa yürü. Sağdaki ilk yürüyen merdivene. | Open Subtitles | تحرك جهة اليمين ناحية أول سلم متحرك تجده على يمينك |
Bu sorunun sebebini görmek için bir merdivenden indiğinizi hayal edin. | TED | لنرى لماذا تعدَ هذه مشكلة، تخيل أنك تتسلق أسفل سلم أو درج. |
Yangın merdivenlerini kullanacağım, böylece kimse beni asansörde göremez. | Open Subtitles | سأستخدم سلم الطوارئ حتي لا يراني أحد في المصعد |
İşte faturanız. Arabanızı yıkayacak görevliye bu diski verin. | Open Subtitles | هذا إيصالكَ، فقط سلم هذا القرصِ إلى غسالِ سياراتكَ المحترف. |
Çünkü merdivenin altında bir kanepe olmasını çok istiyorum. | Open Subtitles | فقط لأن لدي مجموعتي القلب على أريكة للذهاب مع الخطوة سلم. |
Sen ben evrim merdiveninde oldukça düşük düşünmek gerekir. - Bu doğru değil. | Open Subtitles | لابد أنك تعتقد أننى درجتى صغيرة فى سلم الشر |