| Günaydın. Sanırım, dırdırcı bir Doğu Avrupalı olarak buraya karamsarı oynamam için çağırıldım. | TED | صباح الخير. أعتقد، كشرق أوروبي غاضب، لقد حضرت للعب دور المتشائم هذا الصباح. |
| - Sizi tekrar görmek ne hoş. - Günaydın şef. | Open Subtitles | جميل جدا أن نراكِ مرة أخرى صباح الخير ايها المأمور |
| Günaydın, Bay ve Bayan Amerika ve seyir halinde olan tüm gemiler. | Open Subtitles | صباح الخير السادة والسيدات في أمريكا وفي جميع السفن في عرض البحر |
| İyi günler memur bey. Bir şey söyleyebilir miyim acaba? | Open Subtitles | صباح الخير أيها الشرطي لو تسمح لي أن أتدخل للحظة. |
| Fotoğrafa bakın. Sonuçlarını göze alıyorum. İyi sabahlar, efendim. | Open Subtitles | انظر الى الصورة و سآخذ العواقب صباح الخير سيدى |
| Günaydın, Evlat. Şey için gelmiştim... Kirli giysin var mı diye. | Open Subtitles | صباح الخير ياولدي لقد أتيت لأرى أن كان لديك ملابس متسخة |
| ihtiyacım var. Günaydın bayan. İlk önce bir isim verebilir misiniz, lütfen? | Open Subtitles | صباح الخير يا سيدتي، هل ممكن أن تتكرمي باعطائي اسمك أولا رجاءا |
| Günaydın. O Kafka'nın Motosikleti basın bültenini 11'e kadar istiyorum. | Open Subtitles | صباح الخير أريد ملف كافكا للدراجات النارية قبل الحادية عشرة |
| Günaydın hanımlar ve beyler. Sabrınız için size teşekür ediyorum. | Open Subtitles | صباح الخير، أيها السيدات والسادة أود أن أشكركم علي صبركم |
| Herkese Günaydın sevgili Yukarı Doğu Yakalılar. Gossip Girl karşınızda. | Open Subtitles | صباح الخير يا يا سكان الشمال الشرقي هنا فتاة النميمة |
| Her gün "Günaydın" dediğimde bana "Sana aydın bir gün göstereyim yavrum" dersin. | Open Subtitles | كل يوم اقول صباح الخير كل يوم تقولين سأريك صباح الخير ايها المثير |
| Ona aynı benim söylediğim gibi 'Günaydın canım' demeyi öğrettim. | Open Subtitles | و سأعلمه بعض العبارات التي اقوله مثل صباح الخير عزيزتي |
| Günaydın, efendim. Servise neyle başlamamı istersiniz? Portakal suyu, kahve? | Open Subtitles | صباح الخير يا سيدى ماذا اقدم لك,عصير البرتقال او القهوه؟ |
| Herkese, Günaydın ve bu sabahki toplantıya geldiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | صباح الخير جميعاً، وشكراً لكم على حضوركم للقاء هذا الصباح |
| "Büyük Salı" yaklaşıyor. Bundan sağ çıkamazsak bizi bitirir. Günaydın. | Open Subtitles | وستكون تلك نهايتنا إن لم نسيطر على الوضع صباح الخير |
| Günaydın, kedicik. Seni kendi kumluğuna dönmüş görmek çok hoş. | Open Subtitles | صباح الخير يا قطة، من الجميل استعادتكِ في هذه الفوضى |
| İyi günler, Bayan Fletcher. Davis, sakıncası yoksa, beni merkeze bırakır mısın? | Open Subtitles | صباح الخير سيدة فليتشر, ديفيز ,هل تمانع لو اوصلتنى الى المقر ؟ |
| - İyi sabahlar, beyler. - İyi sabahlar, Bay Holmes. | Open Subtitles | صباح الخير ايها السادة صباح الخير يا سيد هولمز |
| Tam ofisten çıkarken patron bu dosya yığını ve iki yardımcısıyla geldi dedi ki, "Ted, bunları yarın sabaha kadar temizle." | Open Subtitles | كنت اغادر مكتبى عندما دخل المدير و معه كومه من السجلات مع اثنين من المساعدين وقال ,راجع هذه حتى صباح الغد |
| O Cumartesi sabahları babamla işe giderdim ve o büyük, yeşil kamyona çıkardık. | Open Subtitles | صباح كل سبت كنت اذهب مع والدى الى العمل ونتسلق الشاحنة الخضراء الكبيرة |
| Ve komando alayındaki her sabah herbir komando -- 2.000'den fazla komandonun herbiri -- altı kıtalık komando yeminini eder. | TED | كنت كل صباح في تلك السرية كل جندي .. كنا ما يقارب 2000 جندي نقول ستة مقاطع من مقاطع السرية |
| Her sıhhi tesisatçıyı aradım. Yarın sabahtan önce gelebilen yok. | Open Subtitles | أتصلت بكل سباك بالبلدة لا أحد سيحضر قبل صباح الغد |
| Bu, Noel sabahında hediye paketinden çıksaydı, hayal kırıklığına uğrardım herhalde. | Open Subtitles | والتي تبدو مثل طرد سأكون محبطة لو فتحته صباح يوم الكريسماس |
| Yarın sabahın köründe bir erkek yürüyüşü için kalkmam gerek ama kusura bakmayın. | Open Subtitles | يجب أن أستيقظ باكراً صباح الغد من أجل تسلق الجبال مع بقية الرجال.. |
| 10 yıl önce, bir Salı günü, Kuzey Karolina, Fort Bragg'de paraşütle atladım. | TED | منذ عشر سنوات في صباح ذات ثلاثاء قمت بالقفز المظلي في شمال كاليفورنيا في منطقة فورت براج |
| Canavar avcıları. Sizi "Good Morning, America" programında görmüştüm. | Open Subtitles | صائدو الوحوش.لقد شاهدتكم على برنامج صباح الخير اميركا. |
| Kofi Annan 11 Eylül sabahı beni basın toplantısı yapmak için çağırdı. | TED | ودعاني كوفي عنان في صباح الحادي عشر من سبتمبر لاجراء مؤتمر صحفي |
| Ertesi gün Charlotte, tıpkı Noel sabahındaki bir kız gibi heyecanla uyandı. | Open Subtitles | استيقظ شارلوت يصل متحمس كما وهي طفلة صغيرة صباح يوم عيد الميلاد. |