Çok havalı bir terim: neoteni -- Yetişkinlerde oynama ve çocuksu davranışların sürmesi. | TED | هناك مصطلح لطيف : النيوتينية وهي الاحتفاظ بخصائص اللعب و الصغر لدى البالغين. |
İlaç şirketleri geçici bir tekele sahip. Zenginler için fiyatlandırıyor, fakirleri unutuyorlar. | TED | لدى شركات الادوية احتكار مؤقت؛ إنهم يثمنون حسب مقدرة الأغنياء، وينسون الفقراء |
İmplant kullanıcıları için ses kalitesi ne demek anlayabilmek adına bazı çalışmalar yaptık. | TED | الآن قد قمنا ببعض الدراسات لمعرفة ماهية جودة الصوت لدى مستخدمي القوقعة المرزوعة. |
Bay Bleibner'ın sekreterliğini yapmaya başladığımdan beri. Üniversite zamanları diyebilirsiniz. | Open Subtitles | منذ أن بدأت العمل لدى السيد ً بلايبنـر ً كسكرتير |
Ve 1957 -- Birleşik Devletler Şili'nin bugün sahip olduğu aynı ekonomiye sahipti. | TED | و عام 1957 كان لدى الولايات المتحدة نفس الإقتصاد الموجود لدى تشيلي االيوم. |
Hayır. Hiç kimsede olmayan gözde bir uygulamamız mı vardı? | TED | هل كان لدينا تطبيقات قاتلة ليست موجودة لدى الآخرون؟ لا. |
Alice Stewart, 25 sene boyunca büyük bir mücalede yürütmek durumunda kaldı. | TED | ولذا كان لدى أليس ستيوارت معركة كبيرة بين يديها لمدة 25 سنة. |
Ama bir kuruluş ;"İnsan kanındaki D vitamini oranı ne kadar fazlaysa ; kalp hastalığına, kansere o kadar az yakalanılır." | TED | ولكن يوجد هناك علاقة: كلما ارتفع مستويات فيتامين د في الدم لدى الناس كلما أصبحوا أقل عرضة لأمراض القلب و السرطان |
Dizüstü bilgisayarımla herhangi bir toprak parçasından daha derin bir bağlantıya sahibim. | TED | لدى إرتباط أعمق بجهاز الكمبيوتر المحمول الخاص بي من أي قطعة أرض |
Bu da birçoğumuzu bir nevi derin bir varoluş kaygısına itebilir. | TED | وهذا يمكن أن يترك لدى الكثير منا هذا القلق الوجودي العميق. |
İnsanlar için, ev halkı için, işletmeler için istikrarsızlık doğar. | TED | يخلق حالة شك لدى الناس والأسر حالة شك في الاقتصاد |
Cep telefonu sekreterinde olduğu için kendisiyle bağlantı da kurulamamış. | Open Subtitles | هاتفه كان لدى سكرتيره لذا لم يُمكن حتّى الاتصال به |
Belki de, o işi Benim için siz yapmak istersiniz? | Open Subtitles | ليس لدى خادم ربما تودين فعل ذلك من آجلى ؟ |
Bart'ın toot - tootu duygusal olarak tatmin ettiği açık. | Open Subtitles | من الواضح أن بارت يملأ حاجة عاطفية لدى تو تو |
- Nickie'nin bir sürü planı olduğuna eminim. - Evet, var. | Open Subtitles | حسناً ، بالتأكيد نيكى لديه العديد من الخطط نعم لدى الكثير |
Cephede senin gibi bir adamım vardı. Bu tavırlar yüzünden paramparça oldu. | Open Subtitles | كان لدى رجل مثلك فى الميدان ذات مرة فجر نفسه الى قطع |
Eğer merak ediyorsanız, birileri gerçekten sincapların koklama duyusunun kesildiği bir deney yapmış ve sincaplar yine de fındıkları bulabilmişler. | TED | وإذ كنتم تتسائلون، قام أحدهم بالتجربة بالفعل حيث قاموا بتعطيل حاسة الشم لدى السناجب وأمكنهم مع ذلك العثور على الجوز |
Benim hastamın kullandığı bu protezden çok da farklı değil. | TED | وهي لا تختلف كثيراً عن التي ترونها لدى المرضى لدي. |
Ayrıca bunları taşımak için özel ekipman lazım. O da ben de yok. | Open Subtitles | ولكى أنقل تلك المواد إلى هناك أحتاج إلى معدات خاصة ليست لدى الآن |
Neden mi? 2000'lerin başında daha yüksek oranda güvenilir insana sahip ülkelerin refah düzeylerinin daha fazla olduğunu göstermiştim. | TED | لماذا؟ لقد تبين لي في بداية هذه الألفية ان الدول التي لدى سكانها نسبة ثقة مرتفعة هي الأكثر إزدهاراً |
Hristiyan inanışında on emir vardır. Benim bir tane var. | Open Subtitles | الأيمان المسيحى له 10 وصايا و أنا لدى واحده فقط |
bende orantı duygusu yoktur. Bana daha önce de söylendi. | Open Subtitles | ليس لدى شعور بالنسبية لقد أشير لى بذلك من قبل |
Ertesi sabah, akşamdan kalmaydım ve Joy'un bir kocası vardı. | Open Subtitles | الصباح التالي، كنت أشكو من صداع وكان لدى جوي زوج |
Dedektiflerin elinde bot izleri.... ...saç telleri, evinde buldukları çamur parçaları var. | Open Subtitles | لدى المحققين أثار أقدام ألياف شعر، عينات من الطين وجدت في شقّتك |
Karargahla anlaştım. Sen ve adamların için üç gün dinlenme izni aldım. | Open Subtitles | كلا , لدى إتفاق مع السلطات هناك ثلاث أيام راحة لك ولرجالك |