Sekiz dakika sonra, elinden ekrana baktı, ve geziyordu: ileri ve geri gidiyordu. | TED | بعد ثماني دقائق لاحقاً، نظر من يده الى الشاشة، وكان يستكشف: ذهاباً وإياباً. |
Big Jim, Black Larson'ın gözlerinin içine baktı ve alçak ruhunu gördü. | Open Subtitles | جيم الكبير نظر بعمق نحو عينا بلاك لارسون ورأى هناك روح الظربان |
Ama bence farklı olmak iyidir çünkü farklı bir bakış açısı sunarsınız. | TED | و لكن أعتقد أن تكون مختلف شيئ جيد لأنك تقدم وجهة نظر |
Ve ikimiz için de bu diyalog, Kadın Yürüyüşü konusunda hemfikir olmasak da birbirimizin bakış açısını anlamamızı sağladı. | TED | وفي رأينا، سمح لنا هذا الحوار أن نفهم وجهة نظر بعضنا البعض بخصوص مسيرة المرأة على الرغم من اختلافنا. |
Kızım, bu Texas adaleti gözünde masum bir taraf olmayabileceğiniı unutuyor. | Open Subtitles | ابنتي تنسى أنها في نظر عدالة تكساس قد لا تكون بريئة |
Alman onun gözlerinin içine baktı. O da kendisini bırakması için yalvardı. | Open Subtitles | نظر الجندى الألمانى فى عينيها : كانت ترجوه أن يطلق سراحها قائلة |
Ama o bana farklı bir şekilde baktı, biliyor musun? | Open Subtitles | لكنه , أه , نظر إلي بطريقة مختلفة أنت تعلم |
Benim çizim defterime baktı ve üzerinde çalışmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد نظر الى كتاب رسوماتى و اخبرنى ان اعمل عليه |
Bir erkek geçen hafta bana iki kere baktı. Erkekler bana bakıyor! | Open Subtitles | , ولد ما نظر إلي مرتين الاسبوع الماضي الاولاد ينظرون إلي بالفعل |
İlk bir iki gün aynaya baktı ve gördüğü şey çok hoşuna gitti. | Open Subtitles | و أول أو ثاني يوم نظر في المرآة كان سعيدًا جدًا بما رأه |
Bana bu dünyayı zerre aldırmayan bir yüzle baktı ve silahı çenesine dayadı | Open Subtitles | ثم نظر إلي وكأنه لا يحمل أي إهتمام بالعالم ووضع سلاحاً تحت رقبته |
Dürüst olmak gerekirse, çevreci bakış açısıyla, karides çiftlikleri doğaya son derece zararlı. | TED | مزارع الجمبري هي آفة على الأرض ، بصراحة ، من وجهة نظر بيئية. |
Çünkü kompleks bir hareketi taklit etmek karşımdakinin bakış açısına adapte olmamı gerektirir. | TED | لانه لكي تُقلد فعل مُعقد يتوجب عليك أن تتبنى وجهة نظر الشخص الآخر |
Öyle idealleri ve belirli şeyler üzerine farklı bakış açıları var ki zamane kızlarının kıyas yapılamaz şekilde üzerinde. | Open Subtitles | إن لديها مثاليات ووجهات نظر بخصوص الأشياء إنها تفوق الفتيات اللاتى نراهن هذه الأيام ، ليس هناك وجه للمقارنة |
Ailemizin gözünde beni küçük düşürdüğü ve, beni haksız yere suçlayarak hayatımı mahvettiği için evet, kardeşim ölmeyi hak ediyor! | Open Subtitles | لقد جعلتنى سئ فى نظر والدينا لقد اتهمتنى زورا ، وتسببت فى تدمير حياتى ..نعم ، فاخى يستحق ان يموت |
Kanunun gözünde birinci gruptan uyuşturucu kullanmanız incelediğiniz her delilde şüphe yaratır. | Open Subtitles | ففي نظر القانون، قد يؤدي تعاطيك لمخدر للتشكيك بكلّ دليل تتعامل معه. |
Ben de insanların geçmişte doğaya ne şekilde baktığını görmek istedim. | TED | لذا هنا، أريد أن اعرف كيف نظر الناس للطبيعة في الماضي. |
Çıkmış bayırı bir bakmış incirin altında 4 tane adam. | Open Subtitles | فتسلّق المنحدر، و نظر حوله فرأى أربعة رجال تحت الشجرة |
Tae Yong bana Doğru baktığı halde beni nasıl tanımaz? | Open Subtitles | تاى يونج نظر الى ولكن كيف لم يتعرف على ؟ |
Doğru dedin. Sandıkta kaldığına emin ol. | Open Subtitles | وجهة نظر جيدة تأكد من ان يبقي بداخل الصندوق |
Hapsedildiği pencereden dışarıdaki oyun parkına baktığında değişik bir şeyler hissettiğini fark ediyor. | TED | وجد أنه عند نظر إلى الملعب من خلف النافدة المغلقة, شعر بشيء مختلف. |
Sen şişenin altına vuruyosun ben de sallıyorum, ama benim duyularıma göre tüm bunlar tek bir bilgi kaynağında toplanıyor. | TED | أنت قمت بضربه من فوق، وأنا قمت بهزّه، ولكن من وجهة نظر حواسّي، يقترن هذان معا في مصدر واحد للمعلومات. |
10 saniye içerisinde, konuyu acaba bir noktaya bağlayacak mısın? | Open Subtitles | هل ستعبر عن وجهة نظر خلال 10 ثوان أم ماذا؟ |
Orada yüz yüze duruyorduk, bana baktı ve üzgün olduğunu söyledi fakat bana aşırı kızgınlıkla bakıyordu. | TED | ووقفنا هناك في مواجهة بعضنا البعض، ونظر لي وقال: آسف، ولكنه نظر لي بغضبٍ جامح. |
Sana yan bakan olursa, o sikik ağızlarına yumruğu basarım. | Open Subtitles | وان نظر اي احد إلى جوانبك ساألكُمه في فمه اللعين |
- haklı olabilir. - Bucky de benim için aynısını yapardı. | Open Subtitles | ـ لعل لديها وجهة نظر ـ أنه فعل هذا من أجل |
Sanki kanatları varmış gibi dördüncü katın penceresinden atlamadan önce bana göz kırptı. | Open Subtitles | نظر لى قبل ان يقفز من نافذة بالطابق الرابع كما لوكان لدية اجنحة |
Eğer birisi kafatasındaki gözlere bakarsa,... ..yaratıkları görebileceği bir yere aktarılabiliyordu. | Open Subtitles | لو نظر المرء فى عينى الجمجمة سيتم نقله آنيا ليرى مخلوقات من كوكب آخر |