Üzgünüm evlat. Elimde bir tane var ve başkasına söz verdim. | Open Subtitles | اسف يا صغيرى, انها الوحيدة لدىّ, وقد وعدت بها احد ما |
Ben küçük bir çocukken, bir Fransız öldürmek için babama söz verdim. | Open Subtitles | عندما كنت فتى صغير, وعدت والدى لان اقتل رجلا فرنسيا من اجله |
Bak, kendime söz verdim, o sefil hayata geri dönmeyeceğim. | Open Subtitles | اسمعي، لقد وعدت نفسي ألا .أعود إلى حياة العبودية تلك |
Doktoruma ne zamandır, fırsat bulur bulmaz seyahate çıkacağıma söz vermiştim. | Open Subtitles | لقد وعدت طبيبي في وقت ما انني سأغدر ان استطعت ذلك |
Söz verdiğim gibi Yunanistan senin olacak. Boş ve güzel. Mutlu musun? | Open Subtitles | -الان استطيع اخذ بلاد اليونان كما وعدت,نظيفة و جميلة, الا يسعدك هذا؟ |
- Oynamayacağına söz vermiştin bana! - Buna oyun denmez, Jean. | Open Subtitles | لقد وعدت ألا تلعب مرة أخرى اننا لم نلعب يا جين |
TMle ilgileniyorum adamım. Mürşidime söz verdim. Ben deneyeceğim . | Open Subtitles | انا احضر جلسات للتأمل يا رجل لقد وعدت طبيبي النفسي |
Pekala. On dakika. Annene söz verdim, yemek vakti evde olacağız. | Open Subtitles | حسنا 10 دقائق فقط لقد وعدت امك ان نكون عندها للعشاء |
Senin düğünlerinden en azından birinde sonuna kadar kalmaya söz verdim. | Open Subtitles | لقد وعدت نفسى ان احضر على الاقل واحد من حفلات زفافك |
Patronum Keith Conway'a SAS bağlantı erişim numaralarını bulacağıma söz verdim, ama toplantılara takılıp kaldım, nasıl olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | لقد وعدت أمس كيث كونواي، أعداد إس أي إس، بيرو كَانَ عِنْدَهُ جدّيةُ فيْ إعادة لمّ الشملِ. أنت تَعْرفُه |
BEN O gün sonsuza dek bekar kalmaya söz verdim. | Open Subtitles | فى هذا اليوم وعدت نفسى . أننى سأبقى عازباً للأبد |
Öyledir. Marie'ye yemek alacağıma söz verdim. Çıksam iyi olacak. | Open Subtitles | لقد وعدت مارى ان احضر الغذاء ، يجدر بي الذهاب |
Ölümden sonraki yaşamın nasıl olduğunu, sana anlatacağıma söz vermiştim. | Open Subtitles | لقد وعدت أن أخبرك كيف يبدو الأمر بعد الموت ؟ |
Kendi kendime söz vermiştim, sen ayrıIıncaya kadar bunun olmasına izin vermeyecektim. | Open Subtitles | وعدت نفسي أن لا أترك هذا يحدث حتى لو كنتِ تعيش لوحدكِ |
Ben Şerif Biggs. Söz verdiğim gibi tanker yolda. | Open Subtitles | انا الضابط بيجز الوقود فى طريقه اليك كما وعدت |
İşte buyrun. Söz verdiğim üzere kurabiyeler. | Open Subtitles | حسنا خذ هذا شراب البنش والبسكويت كما وعدت |
Eğer adil bir yargılama yaparsan, ki buna söz vermiştin, kaybedebilirsin. | Open Subtitles | انت تخشى أنك إذا أمنت محاكمة عادلة كما وعدت قد تخسر |
Evet, bugün şehirden getirmeye söz verdiğin pasta. Ben'in favorisi. | Open Subtitles | نعم الكعكة التي وعدت ان تحضرها من المدينة المفضلة لبين |
Ondan uzak duracağına söz verdin ama onun senden uzak duracağına söz vermedin! | Open Subtitles | أنت وعدت بأنك ستبقي بعيدة عنه ولكنك لم توعدي بأنه سيبقى بعيد عنك |
Jack'e, Kim'i aramak için elimden geleni yapma sözü verdim. Aynı senin gibi. | Open Subtitles | لقد وعدت جاك ان افعل اي شئ لايجاد كيم ، كما فعلت انت |
Beni bir daha asla aldatmayacağına dair söz vermiştin hayatım. | Open Subtitles | لكنك وعدت , أنك لن تخونني مرة أخري , ياحبّيبي |
Haklı olduğu noktalar var Sağlık konularına önem vereceğinizi vaat etmiştiniz. | Open Subtitles | إن له وجهة نظر لقد وعدت من قبل أن تركز على الصحة العامة |
Suçlamanın kaydımdan silineceğine dair söz verdi ve karşılık olarak 2 kademe yükseltilecektim bu yüzden bunun gerçekleştirilmesini istiyorum. | Open Subtitles | لقد وعدت بأن يتم حذف الاتهام من ملفي، وأنه سيتم ترقيتي درجتين كتعويض، لذا أريد التأكد من إتمام هذا |
Hayır. Güvenli biryerde saklıyacağıma yemin ettim. Bu cebim olamaz. | Open Subtitles | وعدت بالأحتفاظ به في مكان اّمن لا يفارق جيبي أبدا |
Sen de okulu bırakıp buraya geri döndün öyle mi? | Open Subtitles | إذاً فقد تركت المدرسة وعدت إلى هنا من أجل هذا |
Eve ona günü benimle birlikte geçireceğine söz vermiş. | Open Subtitles | ايفا , وعدت بأنني سأحظى بفرصة للبقاء معه ليوم كامل |