ويكيبيديا

    "يائس" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • çaresiz
        
    • umutsuz
        
    • çaresizim
        
    • umutsuzca
        
    • çaresizce
        
    • ümitsiz
        
    • çaresizsin
        
    • umutsuzum
        
    • umut
        
    • çaresizsen
        
    • Depresyonda
        
    • umutsuzluğa
        
    • Çaresizseniz
        
    • sefil
        
    • çaresizdi
        
    Yani, ona-- - Sayılmaz. O sarhoştu, ben de çaresiz. Open Subtitles إنها لا تُحسب, هي كانت ثملة, و انا كنت يائس.
    Ne var ki savunmanın ne kadar çaresiz olduğu açık. Open Subtitles على أية حال، إنه من الواضح أن إن الدفاع يائس
    - ben umutsuz vakayım - hayır sadece asanı çok fazla sallıyorsun. Open Subtitles انا يائس انت فقط تلوح عصاك اكثر مما يجب , جرب هكذا
    Tek gördüğüm kızını kurtarmak için yalan söyleyen umutsuz, acınası bir adam. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي أراه.. هو رجل يائس ومثير للشفقة، يكذب لينقذ ابنته
    Yardım etmek isterdim ama kusura bakma. Hayır, lütfen. çaresizim. Open Subtitles أنا آسف أنت لوحدك في هذا كلا كلا , أرجوك أنا يائس
    Doktorların, hastaların hayatlarındaki acıyı ciddiye almaları için umutsuzca bir istek.. TED التماس يائس للأطباء لأخذ الألم بعين الجدية في حياة المرضى
    Galiba insanın kendine saygısı olmayınca ve çaresizce insanları etkilemeye kalkınca demek ki... Open Subtitles لكن أظن أنه عندما لا يكن لديك احترام لنفسك ،تصبح يائس لأبهار الناس
    Eee... çaresiz durumlar için de bir çıkış yöntemi var. Open Subtitles حسنا .. بما اني اخر ملجأ يائس هناك شرط جزائي
    Televizyonda karşıma çıkmak istiyorsan gerçekten çaresiz durumda olman lazım. Open Subtitles لابد أنّك يائس إن كنت على إستعداد لإعطائي بث مباشر.
    Güleceğinizi biliyorum ama çaresiz bir durumda olduğumuzu unutmayın ve bana kulak verin. Open Subtitles ، وأعلم أنكم ستضحكون عليُ لكن تذكروا أننا في وضع يائس لكي تسمعونيّ
    Olanaksız. 30 topçusu ve savaşan tayfası olan çaresiz biri olarak değil. Open Subtitles ليس مستحيلا على رجل يائس معه ثلاثون مدفعا ومقاتلون
    Bizi bununla kandırmaya çalıştığına göre çaresiz durumda olmalı. Open Subtitles لا بد إنَه يائس حتى يحاول خداعنا بتلك الطريقة
    Annemiz buraya döndüğüne göre çaresiz olmalıydı ve hepimiz, bunun bedelini ödeyecektik. Open Subtitles لآبد أن أمى أرادت العودة بشكل يائس كلنا كنا سندفع الثمن
    Artan işkenceden dolayı şüphelinin giderek daha umutsuz ve dengesiz hale geldiğini düşünüyoruz. Open Subtitles بسبب التعذيب المتصاعد نحن نعتقد أن هذا الجاني يصبح يائس ومتقلب بشكل متصاعد
    umutsuz ve bu gece paraya ihtiyacı olan biri için bir seçenek olmayacak. TED لن يكون خيارًا لشخص يائس وبحاجة إلى المال الليلة.
    Değerli eşyalarını yaşlı bir rehinciye sattıktan sonra gitgide daha da umutsuz hâle gelince, kadını öldürme ve soyma planı yapmaya başlıyor. TED ولأنه يائس على نحو متزايد بعد بيع آخر الأشياء الثمينة لديه إلى مرابية مسنة، عزم على خطة لقتلها وسرقتها.
    Bir umut görür gibiyim. ama önlemek istediğimiz kadar umutsuz bir çaba ister. Open Subtitles اننى أتلصص على بعض الامل فاننى يائس أن أمنع الامر
    Ben çaresizim. Dişçiye gitmek bile fırsat benim için. Open Subtitles أجل، إنني يائس جداً أعتقد بأن الذهاب لطبيب الأسنان فرصة مرشحة
    1950'lerden beri, kanseri tedavi etmek için, umutsuzca bu anahtar ve kilit modelini deniyoruz. TED فمنذ عام 1950، حاولنا بشكل يائس تطبيق آلية القفل و المفتاح لنموذج السرطان.
    Westboro'dan ayrılışımdan birkaç hafta önce, annem bana bir şey söyledi; ailemle kalabilmemin bir yolu olmasını çaresizce umut ederken... TED قالت لي أمي شيئاً قبل أسابيع من مغادرتي لويستبرو، حين كنت آمل بشكل يائس أن تكون هناك طريقة ما كي أظلّ مع عائلتي.
    Köpeğinin bana dik dik bakmasını sağlaman ne kadar ümitsiz durumda olduğunu gösteriyor. Open Subtitles إحضار كلبك ليحدق بي ما هو إلا دليل كم يائس أنت
    "çünkü bu sen de benim kadar çaresizsin demek olur" Open Subtitles " لأن ذلك سيعني أنك ستكون يائس مثلي تماما ً
    Dinle, ben bu paradan umutsuzum ve biz arkadaşız, öyle mi? Open Subtitles اسمع، أنا يائس للحصول على المال، و نحن أصدقاء، صحيح؟
    Hepsini öldür madem, eğer bu kadar çaresizsen. Open Subtitles أستمر , أقتلهم جميعاً اذا كنت يائس منهم
    Depresyonda ve arayış içinde. Open Subtitles أنه يائس , أنه محتاج
    Bir ara o kadar umutsuzluğa kapıldım ki Yahudi bir kulübü bile denedim. Open Subtitles , أتعرف , أنا كنت يائس جدا هناك لفترة أنا حتى حاولت النادي اليهودي
    - Çaresizseniz... - Yardımına ihtiyacı olanlar var, Michael. Open Subtitles إذا كنت يائس شخص يحتاج مساعدتك مايكل
    Üstündeki bu kadarsa sefil bir satıcı olmalısın. Open Subtitles يبدو أنك بائع يائس إذا كان هذا كل مالديك
    Bu yüzden çaresizdi. Müvekkilime silah çekti. Open Subtitles لذلك قام بشىء يائس , سحب سلاح على موكلى.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد