ويكيبيديا

    "يجب ان" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zorunda
        
    • zorundayım
        
    • zorundasın
        
    • bir
        
    • gerekecek
        
    • de
        
    • gerekirdi
        
    • Bu
        
    • gerekmiyor
        
    • Onu
        
    • iyi olur
        
    • gerekiyordu
        
    • gereken
        
    • gerekir
        
    • zorundayız
        
    Size bırakmak istediğim ikinci şey Bu mücadelenin ortasındaki insanın kendisini ortaya koyacak zihni dirayete sahip olmaya istekli olmak zorunda olması. TED الشيء الثاني الذي أريد أن اخبركم به عندما يكون الشخص في منتصف التحدي يجب ان يتحلى برجاحة العقل حتى يتخلصوا من المشكلة
    - Koca Baba bazı kararlar vermek zorunda. - Eğer ölmeden önce... Open Subtitles الأب الكبير يجب ان يكون له خططه لو أنه يموت قبل ان
    İfadeni almak zorundayım, ama sen versen daha iyi olur. Open Subtitles يجب ان احتفظ به حولك , ولكنك تستطيع ان تنزعه
    - Ama karar vermek zorundasın. Onlar yapmaz. - Kararımı verdim, Albay Stewart. Open Subtitles و لكن يجب ان تقرر ، لن يفعلوا لقد قررت ، كولونيل ستيوارت
    Bugün de yaşanabilir bir gelecek yaratmak için aynı sıçramaya ihtiyacımız var. TED اليوم يجب ان يكون ذلك التفكير البعيد المدى لاجلنا لننشئ مستقبل منظور,
    Evet, Solly, yani senin anlayacağın, sayfayı birkez daha düzeltmen gerekecek. Open Subtitles هذا صحيح يا سولي ذلك يعني يجب ان نعيدها مرة أخرى
    Söylemeye niyetlendiğim bir çok şey, dün gece hepsini söylemem gerekirdi. Open Subtitles اشياء كثيرة قصدت ان اقولها كان يجب ان اقولها الليلة الماضية
    Bu hayvanlarla karşılaşmak istiyorsunuz. Onlar hakkında her şeyi bilmek, öğrenmek istiyorsunuz. TED يجب ان تتواجه مع تلك الحيوانات تريد ان تتعلم قدر ما تستطيع
    Çünkü hayatın koca bir şakadan ibaret bana da Bu şekilde davranman gerekmiyor. Open Subtitles .. لان حياتك المزحة الكبيرة لاتعني . يجب ان تبعد عن هذا الطريق
    Bırak Onu ve yat uyu. Sabah erken kalkmak istiyorum. Open Subtitles ضعه ارضاً واذهب للنوم يجب ان نستيقظ مبكراً في الصباح
    Sana bir şey söylemem gerekiyor Raj. Bunu çok daha önceleri söylemem gerekiyordu. Open Subtitles اريد ان اخبرك شئ راج، شيء يجب ان أخبرَك به منذ عهد بعيد
    Sonra geri çekilmek zorunda kaldık, çünkü Vietnam ordusu üstümüze geliyordu. Open Subtitles و كان يجب ان نتراجع لان المقاتلون الفيتناميون كانوا يأتون باتجاهنا
    Her sefer kaydedilir. bir kere gitiğimde kayıt yaptırmak zorunda kalmıştım. Open Subtitles . كل رحله بحريه مسجله يجب ان اسجل نفسى بمجرد الوصول
    Sonuçta da çektiklerim karşılığında Bu kadar tecrübeyle yetinmek zorunda kalacağım. Open Subtitles و اعتقد ان القضية ستكون اننى يجب ان اتحمل على نفسي
    Ben Kralın kuzeniyim. O dönene kadar Bu insanlarla ilgilenmek zorundayım. Open Subtitles انا ابنه عمه الملك و يجب ان اعتني بالشعب حتي يعود
    Şimdi Jackie için bir şeyler almak zorundayım. Beni öldürecek! Open Subtitles والان يجب ان اذهب واشري شي لجاكي وإلا سوف تقتلني
    Sakin olmak zorundasın. Sakin olursan o da sakin olur. Open Subtitles يجب ان تكون هيناً معه, اذا فعلت ذلك لن يزعجك
    Tabii ki, nasıl yaptıklarını bulmak zorundasın , sana öğretebilirim. Open Subtitles بالطبع, يجب ان تتعلم كيف تحدد أماكنهم ولكنى أستطيع تعليمك
    Artık Çin'e benimle birlikte bir banco almam gerektiğini biliyordum. TED علمت انه يجب ان اخذ الة البانجو معي الى الصين
    Üstüne döktüm. Biliyor musun? Sanırım Bu gömleği çıkartmamız gerekecek. Open Subtitles انا سكبت عليك اعتقد انك يجب ان تخلع هذا القميص
    Çok çabuk kıyafet değiştirdin Leslie. Keşke nasıl yapılacağını Dorothy'ye de öğretsen. Open Subtitles لقد استعديت بسرعة يا ليزلى, يجب ان تُعلّمى دورثى كيف تفعل هذا
    Onun ne kadar mutsuz olduğunu görmem gerekirdi, ama görmedim. Open Subtitles كان يجب ان ألاحظ كم كانت تعيسة لكنني لم أرى
    Ve eğer Bu organize etme pozisyonundaki bazı topluluk üyeleri her felaketten sonra, her alanda bulunuyorsa Bu araçlar da mevcut bulunmalı. TED وإذا كان احد أعضاء المجتمع في هذا الموقف التنظيمي في كل منطقة بعد كل كارثة، فإن هذه الادوات يجب ان تكون موجودة.
    İkincisi de, hepimizin burada durması gerekmiyor o yüzden... biraz ilerleyelim. Open Subtitles وثانياً, أننا جميعاً لا يجب ان نبقي هنا لذا هيا ..
    Onu görmek için San Francisco'ya gideceğim. - İnsan Noel'de ailesiyle olmalı. Open Subtitles انا اظن انك يجب ان نكون مع عائلاتنا لان هذا تقليدي اكثر
    Bana işin doğrusunu anlatsan iyi olur, yoksa ben oynamıyorum. Open Subtitles ميجور يجب ان تكون صريحا معي وتخرجني من هذه الفوضي
    Öldürülmesi gerekiyordu ama Musa'nın annesi Onu bir sepete koyarak Nil Nehri'ne bıraktı. Open Subtitles ابناء اليهود كان يجب ان يغرقوا والدة موسى أرسله في البحر في سلة
    Yapmamız gereken şey, daha azla daha fazla şey yapmayı öğrenmek. TED ما يجب ان نفعله هو ان نتعلم ان نفعل الكثير بالقليل
    Ama gercek su ki, eger zararsizlarsa tumuyle göz ardı etmemek gerekir. TED و الامر هو انه اذا كانت غير مؤذية فلا يجب ان ترفض;
    Tuğla ve harçtan okul binalarından dijital yurtlara geçmek zorundayız TED يجب ان ننتقل من المباني الدراسية الحجرية الى الداخليات الرقمية.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد