ويكيبيديا

    "beyaz" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بيضاء
        
    • البيض
        
    • الابيض
        
    • ابيض
        
    • بيض
        
    • البيت الأبيض
        
    • وايت
        
    • البيضاء
        
    • أبيض
        
    • قوقازي
        
    • الأبيضِ
        
    • البياض
        
    • وأبيض
        
    • للبيض
        
    • أبيضاً
        
    Ertesi gün geldiğinde, beyaz bir çarşaf astım ve fotoğraflarını çekmeye başladım. TED إذًا، مر الوقت وأتى الصباح، فوضعت قماشة بيضاء كبيرة، وبدأت أصور الناس.
    Şimdi Einstein onun için herhangi bir ölü, beyaz, tuhaf saçlı adam değil. TED الآن البرت إنيشتاين ليس مجرد شخص ميت ذو بشرة بيضاء مع شعر غريب
    Rahibeler tarafından işletilen, tümüyle beyaz bir katolik okulundaki siyah ateist çocuktum. TED كنت الطفلة السوداء الملحدة في مدرسة مرتاديها من البيض الكاثوليك تديرها الراهبات.
    'demiştir. Hatırlıyorum da, bir keresinde beyaz Saray'da yemekte Sayın Gorbachev'in yanına oturmuştum. TED وأذكر مرة أني جلست إلى جانب السيدة غورباتشوف في عشاء في البيت الابيض
    Silahlı bir beyaz adam. Aynı bok 425 yıl önce halkıma aynen yapılmıştı. Open Subtitles رجل ابيض بيدية بندقية , نفس الهراء الذى يحدث لقومى منذ 425 سنة
    Bu yolculukta iki yerine dört beyaz adam daha iyi olabilir. Open Subtitles أربعة رجال بيض قد يكونون أفضل من إثنان على هذه السفرة.
    beyaz kavşak noktaları, çizgi üzerindeki herhangi bir beyaz noktaya göre dört bir yandan daha fazla beyazlıkla çevrilidir. TED نقاط التقاطع البيضاء محاطة بلون أكثر بياضًا نسبيًا من الجهات الأربعة أكثر من أي نقطة بيضاء على طول الخط.
    2012 yılında siyahi bir kadın doğum sırasında beyaz bir kadına göre 10 kat fazla ölme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. TED امرأة ذات بشرة سوداء في سنة 2012 واجهت خطر الوفاة أكثر من 10 مرّات عند الولادة مقارنة بامرأة ذات بشرة بيضاء.
    Siyah beyaz fotoğraftaki her bir piksel basitçe sıfır ve birlerden oluşur. TED فكل بيكسل في صورة بيضاء وسوداء هي بكل بساطة صفر أو واحد.
    Yani biz de bunu bir beyaz Volvo gibi yapmak istiyoruz. TED لذا فنحن نريد أن نجعلها مثل فولفو بيضاء إلى حد كبير.
    Hatta beyaz bir kadını öldürmek için olan birini alabilirim. Open Subtitles وربما قد أحصل على واحد كان سيستعمل لقتل امرأة بيضاء
    Üzerinde beyaz ipek takımı, beyaz kravatı ve beyaz Panama şapkası vardı. Open Subtitles كان يرتدى حلة حريرية بيضاء و ربطة عنك بيضاء و قبعة بيضاء
    PV: Hapse atılan Afrika kökenli Amerikalıların sayısı beyaz insanların beş katı. TED بريا: يُسجَنُ الأمريكيون من أصول أفريقيَّة أكثر بخمس مرات من الأمريكيين البيض
    Anlaşılan beyaz erkeklerin klitorisi bulmakla ilgili bir sorunu var. TED يبدو أن الرجال البيض يواجهون مشكلة في التعرف على البظرين.
    Yine aynı toplulukta, beyaz kadınların ölüm oranı sıfıra yakındır. TED فى نفس هذه المجتمعات، معدلات النساء البيض تقترب من الصفر.
    Bir kere oturmuştum da, bütün manşetler beyaz pantolonuma çıkmıştı. Open Subtitles قمت بتجربتها مرة لكن كل السطور طبعت على سروالى الابيض
    Genelde üç çeşit mermer vardır: beyaz, oniks ve yeşil mermer. Open Subtitles عموما ، هناك ثلاثة انواع من الرخام الابيض ، والجزع والاخضر
    beyaz yüzlü siyah başlıklı maymun Rus salatası ve turşuyla birlikte. Open Subtitles إنه قرد اسود ذو وجه ابيض بلباس روسي ومخلل على الجانب
    Tüm büyük suçların arkasında beyaz zengin bir adam vardır. Open Subtitles كل جريمه كبيره يكون ورائها رجل ابيض غني ينتظر حصته
    Burada, Fransız... fahişelerinden başka... beyaz bir kadınla yatmak imkansız. Open Subtitles ‫هنا ‫عدا العاهرات الفرنسيات ‫من المستحيل أن تجدي نساء بيض
    Ben ve karım dört yıl boyunca beyaz Saray'da çalıştık. Open Subtitles لقد عملت أنا و زوجتي لأربعة سنوات في البيت الأبيض
    Biraz daha serin hissedebilmek için beyaz Mike şortuna kadar soyunup yere yatmıştı. Open Subtitles وايت مايك خلع ملابسه ليبقى بالشورت واستلقى على الارضية حتى يشعر ببعض البرودة
    Avuç dolusu tozu havaya atıyorlar, beyaz Hintli elbiselerini yavaşça renge bürüyorlar. TED ومع كل حفنة من المسحوق تلقى في الهواء، تخضب ملابسهن البيضاء بالألوان.
    Buna kıyasla beyaz çocuklarda bu oran 30 çocukta bir. TED وهذا بالمقارنة مع معدل 1 من كل 30 طفل أبيض.
    - Bu deri beyaz ırktan. Örneği DNA laboratuarına gönderdik. Open Subtitles أنه قوقازي ، وقد أرسلنا عينة لمختبر تحليل الحمض النووي
    beyaz kıçlı deli adam. Süslü püslü giyinmiş, Thor'dan bahsediyor. Open Subtitles ولد الحمارِ المجنونِ الأبيضِ يَتأنّقُ قومَ بثبات ويَتحدّثُ عن ثور.
    Biz de beyaz kağıt yapıştırmaya karar verdik. Duvarlara beyaz kağıt... TED لذلك قررنا ان نلصق البياض, البياض على الحيطان.
    Örneğin, üç ayrıcalık türü olabilir: zengin, beyaz ve erkek. TED يمكن أن يكونوا على سبيل المثال ثلاثة أنواع من الامتيازات: غني وأبيض وذكر.
    Bazı zenci liderler, beyaz adam'a her şey yolunda diyor, her şey kontrol altında. Open Subtitles .. هؤلاء القادة الزنوج يقولون للبيض ،كل شيء على ما يرام كل شيء تحت سيطرتنا
    Sonra bir gün plaja gitmeyi bıraktıktan bir kaç gün sonra cayır cayır beyaz bir gündü. Open Subtitles فى يوم ما بعد أيام قليلة من توقفنا من الذهاب إلى الشاطئ العام كان يوم أبيضاً محترقاً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد